31 Temmuz 2019 Çarşamba

GÖÇÜP GİDENLER KOLEKSİYONCUSU – ŞERMİN YAŞAR



Yazar: Şermin Yaşar
Yayınevi : Doğan Kitap
Sayfa Sayısı : 168
İlk Baskı Yılı : 2018
TÜR: Öykü

***

KİTAP TANITIMI:

Hayat ne biriktirir bizim için?
Kırık dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına teğellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgârlar, gün doğumları, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler… Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları ve bizi büyütecekleri, bizi biz edecekleri biriktirir…
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu gidenler için bir ağıt, kalanlar içinse bir şiir, biriktirilmiş insan öyküleri…
Şermin Yaşar, Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu’nda o çok özlediğimiz “insan”a bütün görkemiyle geri döndürüyor bizi. Hazırlayın yüzünüzü. Gülüşünüzün yanına biraz da keder koyun, okurken biraz ondan alacaksınız, biraz bundan. Kıtlama çay içer gibi...

***

KİTAP YORUMUM:

Merhaba arkadaşlar :)

Bugün harika bir kitap bitirdim. Öykü kitabı. Normalde öykü okumayı pek sevmem ama Şermin Yaşar muhteşem yazmış. İnsana dair öykülerdi hepsi. Hatta bazılarında eşyaların dilinden de anlatmış insanları. Kullandığı sözcükler, yazdığı cümleler çok naif, çok hoştu. Yüreğe dokunan hikayelerdi. Her biri hayat dersi veriyordu.

Şermin Yaşar’ın okuduğum ilk kitabı. Ama onu önce instagramdan tanıdım. Harika bir insan, çok güçlü bir kadın, tatlı , ilgili ve sorumluluk sahibi bir anne. İnstagramda fotoğraflarının altına yazdığı cümleler bile naif. Hayranım onun cümlelerine :) sonunda bir kitabını okuyabildiğim için de çok mutluyum. Onu instagramdan takip edip yazılarını okursanız ne demek istediğimi anlarsınız :)

İnstagramda keşfette karşıma çıkmıştı. Çok sevdiği eşi Nedim’in ölümünü yazmış ve hüznünü anlatmıştı. Kelimeleri boğazıma oturdu, yüreğimi yaktı. Zaten bu kitabın sonunda eşine yazdığı bir kısım var. Duygulandım çokça. Onu bir ölüm sebebiyle tanıdım. Ölümü metanetle kucaklayan, her şeye rağmen hayata tutunmayı başarabilen, hayat dolu harika bir kadın Şermin Yaşar. İyi ki karşıma çıkmış, iyi ki merak edip okumuşum. Ondan sonra da takip ettim hep.

(FOTOĞRAF BANA AİT, ALMAYINIZ)

Çoğu kişinin önemsemediği ufak şeyleri öyle bir anlatıyor ki… En ufak şeylere, kocaman anlamlar yüklüyor ve bizlere hikayeler oluşturuyor. Böyle insanları çok severim. Önemsiz gibi görünen şeylerden güzellikler çıkartan, buzdağının altındakileri görebilen insanları yani. İyi ki tanıdım ve iyi ki okudum diyorum. Yazdığı tüm kitapları da okumak isterim. Hayatta olan kıymetli yazarlarımızdan. Sizlere de öneriyorum. Onun cümleleriyle tanışın, hikayelerini hissedin.

29 Temmuz 2019 Pazartesi

ÜNİVERSİTE TERCİH DÖNEMİNDE NELER YAŞADIM?



Merhaba arkadaşlar. Çok geç olabilir bu yazıyı yazmaya geç kaldım sanırım. Tercihler bugün bitiyormuş. Size nacizane birkaç tavsiye vereceğim. Klasik olabilir belki ama ben yaşadığım için belki birilerine yaşanmışlıklar faydalı olur diye yazmak istedim. Şimdi vakit kalmadı ama belki seneye veya daha sonraki senelerde birisi okur yazdıklarımı ve içini rahatlatır yazılarım. Benim hikâyemden herkes kendinden bir şeyler bulur belki.

Ben daha önce de yazmıştım sınav senem hakkında. Üstüne tıklayıp okuyabilirsiniz. 12.sınıf çok yoğun geçmişti dershane okul arasında. Sonra istediğim olmadı. 112 bin falan yapmıştım. Mezuna kaldım dershaneye gittim. Bu sefer de 15 bin anca çektim. 97 bin yaptım. Girdiğim senelerde sınavlar çok zordu. Son YGS- LYS ‘ye girdim. Mezunken de ilk TYT-AYT’ye girdim. İkisi de birbirinden zordu bana göre.

Ayrıca ilk yazımı okuduysanız 1 senede bile olsa insanın fikirleri, istedikleri nasıl da değişiyor. İyi ki o yazıyı yazmışım. Şimdi okuyunca ne kadar değiştiğimi daha iyi anladım.


Hedefim çocukluğumdan beri tıptı. Ama bu sonuçlarla tıpın yanında bile geçemiyordum. Lisede ne istediğimde kararsızdım ama ondan öncesinde delice doktor olmayı istiyordum. Hatta bunları hatırlayınca biraz kalbim kırılıyor. Her neyse o sonuçlarla istediğim olmadı ama en azından sağlık sektörüne girebildim. Şu an Ankara Üniversitesi’nde Hemşirelik okuyorum. 2.sınıfa geçtim.

28 Temmuz 2019 Pazar

DİZİ YORUMUM // SALVATION


SALVATİON ile ilgili görsel sonucu

DİZİ TANITIMI:

MIT lisansüstü öğrencisi Liam ve teknoloji milyarderi Darius Tanz, düşük seviyeli bir Pentagon yetkilisine şaşırtıcı bir bulgu getirir. İddialarına göre bir asteroidin dünyaya çarpmasına sadece 6 ay vardır. Liam ve Darius'un ekibi gezegeni kurtarmak için gizli bir proje başlatmaya karar verirler.

Oyuncular: Santiago Cabrera, Jennifer Finnigan, Charlie Rowe
Sezon sayısı: 2
Toplam bölüm: 26
Türü: Bilimkurgu, Gerilim, Drama

DİZİ YORUMUM:

Merhaba :)

Bugün sizlere geçen yıldan beri takip ettiğim bilimkurgu dizisini tanıtacağım. Salvation Kurtuluş demek. İsmi de çok uyumlu çünkü dünyaya doğru bir asteroit  geliyor ve dünyaya çarptığında tüm hayatı bitirecek büyüklükte.

Bundan kurtulmaları için sadece 6 ayları vardır. MIT öğrencisi Liam yaptığı bir uygulamayla bu asteroidi keşfeder ve hemen yetkililere gider. Milyarder bilim adamı Darius Tanz asteroiti durdurmaları için proje yapan bir ekip kurar ve tüm enerjisini buna yöneltir. Buraya kadar klasik kıyamet senaryosu evet ama bundan sonrası politikleşiyor. ABD hükümeti bu olayı gizli tutuyor ve olaylar karışıyor elbette.

Tanz ve Liam gerçekten çok zeki adamlar. Dünyayı kurtarmak için her şeyi yapabilecek, sınır tanımayan, bilim aşığı tipler.

Hükümet devreye girince Savunma Bakanlığı Halkla İlişkiler sorumlusu Grace Darrow, Savunma Bakan Vekili Harris Edwards ve başkan da katılıyor. Her şey gizliyken sadece astreoiti durdurmaya odaklanan bir hükümet ve Tanz endüstrisi vardı. Sonradan gerçek ortaya çıkınca kaos yaşandı.

Her zaman kıyamet sonrası diziler yapılır. Kıyamet öncesinde olan olaylar geçiştirilir. Buradaysa tam tersi önceye odaklanılmış. Ben sevdim. Dünya yok olma tehlikesiyle karşılaşınca insanlar ve devletler panik olur. İnsanlar kavga eder, devletler füze atar. Her şeyi yok edebilecek bir şey varken bile iç savaş çıkar resmen tüm dünyada. Rusya ve ABD savaş eşiğindedir. Üstelik Direniş adlı bir terörist hacker grubu ortaya çıkar. Bundan sonra uzun süre politikaya odaklanır dizi. Ama 2.sezon sonuna doğru bilimkurguyu hissetmeye başlarsınız.

SALVATİON ile ilgili görsel sonucu


Şimdi diziye yakından bakalım 😍 

22 Temmuz 2019 Pazartesi

ÖZGÜRLER - SARAH DALTON (LEKELİLER # 3)


Yazar: Sarah Dalton
Çevirmen: Elif Öykü Us
Yayınevi : Agapi
Sayfa Sayısı : 544
İlk Baskı Yılı : 2016
Tür: Distopya, Romantik, Genç kurgu

KİTAP TANITIMI:

"Yaşamak istiyordum, bir geleceğimiz olmasını istiyordum; aklımda sadece bu iki düşünce vardı. Daniel'la birlikte o kadar hızlı koşuyordum ki ciğerlerim ağrıyordu."

Geçmişinden gelen önemli bir kişi onu Sığınak'tan götürmek için ortaya çıktığında, Mina'nın dünyası altüst olur. Bir anda kendini arkadaşlarından ayrı bulur, artık hayatını değiştirecek kararlar vermesi gerekmektedir.

Daniel, Mina'yı bulmak için bir yolculuğa çıkar ve Ucubeler'le beraber Direniş'e katılmak zorunda kalırlar. Sevdiği insanların hayatını mahvedebilecek bir olayın gerçekleşeceğini öğrendiği zaman gördükleri, ona ciddi anlamda zarar verir, ancak bu olayı durdurabilecek tek kişi yine odur.

Angela, 14. Bölge'de Sebastian'a babasını bulmasında yardım ederken büyük bir maceraya atılır. Oraya gelene kadar yaşadıkları her şeyden sonra, bir başka ölüm kalım anı onları pençesine alır. Angela bir kaçış yolu bulabilecek midir?

Lekeliler serisinin son kitabı olan Özgürler, hikâyenin fanlarını hayal kırıklığına uğratmayacak. Son sayfaya kadar tahminler yürüteceksiniz.

Kimseye güvenmeyin...


KİTAP YORUMU:

 Merhaba :)



Kitap harikaydı. Her zamanki gibi sürükleyici yazmış yazar. Merakla okudum. Seriye çok güzel şekilde veda ettik. İlk iki kitabı okumayanlar spoi yememek için yorumuma devam etmesin :) Hatta bu kitabı okumayanlar da biraz spoi yiyebilir. Olabildiğince az yazmaya çalıştım ama başka türlü anlatamadım. Keyifli okumalar :)

Kitapta önce Maggie’nin hikayesini okuduk. Mina’ya zorbalık yapan öğretmeninin hikayesini. Kadına üzüldüm. Kötü şeyler yaşamış. Ama yine de bütün bu zulmü desteklemesi saçmaydı.

Daha sonra Elena’yı okuduk. Elena sahtelikten bıkmış bir haldeydi ve bu ayrımcı dünyanın sonlanmasını istiyordu. Kendisini kurtarmak için güzellik yarışmasına katılmaya karar verdi. Eğer kazanırsa gittiği yerde rahatça yaşayacağını düşünüyordu ama hayat onu çok farklı yerlere sürükledi :)

177. sayfaya gelince asıl Özgürler kısmı başladı. Daniel , Mina ve Angela ağzından bölümleri okuduk.

Mina’nın öldü sandığı annesinin Klanlara gelmesiyle 2.kitap bitmişti. Bu kitapta Mina hep annesinin peşindeydi. Ona kendisini sevdirmek ve mutlu olmak istiyordu. Annesinin amacı ise farklıydı. O ucubeleri gelişmişlerin yararına savaşta kullanmak istiyordu ve bu yüzden Mina’yı ilaçlarla etkisi altına aldı, kaçırdı. Bundan sonra kitap hız kazandı. Mina nerdeyse tüm kitap boyunca ilaçlarla uyuşmuş şekildeydi. Mina’yı eğitti annesi , daha da güçlü olması için. Bir yandan da babasından nefret ettirdi. Mina da babası ona yalan söylediği için ondan nefret etmeye başladı.

Daniel ve diğerleri Mina’ya ulaşmaya çalıştılar. Daniel geleceği görmüştü. Mina’nın onlara karşı savaşacağını görmüştü. Bu yüzden onun izini sürüp bulmaya çalıştılar. Ancak Mina’nın kaçırıldığı gece Angela, Sebastian, Cam, Ginge 14.bölgeye Sebastian’ın babasına gittiler. Sebastian’ın babası onları tuzağa düşürdü. Olaylar karıştı, hapis tutuldular falan.
(FOTOĞRAF BANA AİT! İZİNSİZ ALMAYINIZ)

Son kitap olduğundan çözülmesi gereken bir sürü şey vardı. Sonunda ucubelerle ilgili gerçeği öğrendik.

Çok büyük bir savaş çıktı. Gelişmişler ve lekeliler arasında. Lekeliler isyan ettiler. Ucubeler de bu savaşa katıldı tabii.

KAYIPLAR – SARAH DALTON (LEKELİLER # 2)




Yazar: Sarah Dalton
Çevirmen: Elif Öykü Us
Yayınevi : Agapi
Sayfa Sayısı : 400
İlk Baskı Yılı : 2016

KİTAP TANITIM:

"Sığınak, beklenti ve hareketle dolup taşıyordu. Bir anda daha önce düşünmediğim bir şeyi fark ederek donakaldım; savaşacaktık ve insanlar ölecekti."
Kayıplar unutulmuş olanlardı; toplumun ve yasanın dışında yaşıyorlardı. Mina özgürlük için, daha iyi bir hayat ve bir gelecek için savaşıyordu; ama özgür bir dünya bile çürüyebilirdi. Mina, Klanlar'ın içindeki yeni hayatına başlarken gücüyle ilgili ummadığı kadar fazla bilgiye sahip olan insanlarla tanışacaktı. Üstelik bu bilgi her şeyi, Daniel'la ilişkisini bile değiştirebilecek büyüklükteydi. Yeni arkadaşlar edinirken, eski dostları ona şok edici bir şekilde ihanet edecekti. Sığınak'taki hayat zordu, üstelik o kadar tuhaf âdetler vardı ki, Mina yeni evinin tam kalbinde pis işlerin döndüğünden şüphelenmeye başlayacaktı. 14. Bölge'nin yozlaşmasını geride bıraktığını sanırken, bir diktatör Sığınak'ı istila etmekle tehdit edecek ve Mina, insan doğasının en iğrenç yönleriyle karşı karşıya kalacaktı. Klanlar'ın Savaşı'nın tam ortasında kaldığında özgürlüğü de yok olacak mıydı?
Lekeliler serisinin ikinci kitabı olan Kayıplar, güçlü kişilere meydan okuyarak yeni tehlikelerle yüzleşmeye devam eden Mina'nın hikâyesini anlatmaya devam ediyor. Okuyucuyu daha fazla isyan, aşk ve ihanetle nefesini kesecek duygu dolu bir serüvene sürüklüyor.

KİTAP YORUMUM:


Merhaba :)


Lekeliler serisinin 2.kitabıyla geldim. 2.kitap olan Kayıplar’da karakterlerimiz Klanlara gitmeye çalıştılar ve sonra oraya adapte olmaya.. ilginç şeyler oldu. 

Mina babasını buldu ve diğer ucubelerle tanıştı. Meğer babası diğer olağanüstü güçleri olan çocukları bulmaya uğraşmış ve sonra da onların özgürce yaşayacağı bağımsız bölge olan Klanlara taşınmış.

Mina’nın amcası gelip onları Klanlar’a götürüyor. Daniel, Sebastian ve Angela yolculuğa çıkıyorlar. Klanlar İskoçya’da. Oraya kadar yolculuk ediyorlar. Hem yolda başlarına kötü şeyler geliyor hem de özgür olacaklarını sandıkları Klanlar’da. Nereye gitseler zulüm var.
Angela neredeyse tüm kitap boyunca atarlı davrandı ve sinir oldum. Ama sonradan aklı başına geldi, olgunlaştı. Hele 3.kitapta çok iyiydi.

***Ucube olan çocuklar:
Hiro: telepat, düşünceleri okuyor, duyma
Mike: duyguları kokluyor, koklama
Kitty: insanların kokusunun tadını alıyor, tatma
Ve böyle olunca bunun 5 duyuyu oluşturduğunu anlıyorlar.
Daniel: geleceği görüyor, görme
Mina: telekinezi, dokunma
Bu 5 yetenekli genç birbirlerine bir şekilde bağlılar ve birlikteyken çok daha güçlüler. Hiro’yu çok sevdim. Diğerleri eh işte :)

13 Temmuz 2019 Cumartesi

PİYON – AIMEE CARTER (The Blackcoat Rebellion # 1)



Orjinal Adı: Pawn

Yazar: Aimee Carter
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Editör: Şafak Tahmaz
Çeviren: Melda Dinçel
Sayfa Sayısı: 384
İlk Baskı Yılı : 2016
Tür: Distopya


Karaceketliler Serisi Sırası:
1) Piyon
2) Vezir
3) Şah

KİTAP TANITIMI:

“Bu kitapta her şey var: İsyan, şiddet ve ilk aşk. Carter, derinlikli, genç bir kadın kahraman ve keskin dönüşlerle dolu, sürükleyici bir dünya yaratmış.” –Booklist

“Piyon hızlı temposunun yanı sıra kendini derinden hissettiren bir gerilimi de barındırıyor. Kitty mükemmel olmayan bir kahraman ve zor kararlar vererek yoluna devam ederken, okurların da desteğini kazanacağa benziyor.” –School Library Journal

VII olabilirsin. Eğer her şeyden vazgeçersen...

Kitty Doe için bu seçim kolay görünüyordu. Hayatını ya bir III olarak sefalet içinde geçirecek ve sevdiği insanları terk etmek zorunda kalacak ya da VII olarak ülkenin en nüfuzlu ailesine katılacaktı.

Eğer Kitty evet derse, ameliyatla başbakanın yeğeni olan, sır dolu bir ölümle hayata gözlerini yuman Lila Hart’a dönüşecek ve Hart ailesinin bir ferdi olarak ünlenip hayatına belki de ilk kez bir mana katacaktı.

Bu işin tek bir şartı vardı: Kitty Doe’nun Lila’nın gizlice başlattığı ve onu ölüme sürükleyen isyanı durdurması gerekiyordu.Gelgelelim Kitty de bu isyanın bir destekçisiydi. Aldığı tehditler, tuttuğu sırlar ve kendine ait olmayan bir hayatla Kitty’nin hangi yolu seçeceğine karar vermesi ve yeni anlamaya başladığı bu karmaşık oyunda, piyonun ötesine geçebilmeyi keşfetmesi sandığından da zor olacaktı.

KİTAP YORUMUM:


Merhaba arkadaşlar :)

Nasılsınız? Tatiliniz nasıl gidiyor? Benim çok güzel şimdilik. Sinop’a gittik memleketime ;)
Deniz, kum, güneş, Erfelek Şelaleleri harikaydı. Tabii kötü şeyler de oldu. Yüzüm şişti ve yandı güneş yüzünden. Her sene böyle oluyor bu sene daha fenaydı. Bir dahaki sene inşallah ekstra önlemler alacağım.

Kitabı tatile gitmeden önce okudum. Yola çıkacağımız gece bitirmiştim. Sürükleyici bir distopya kitabı. Serinin devamını çok sonra okurum galiba. Çünkü bu aralar kitap alışverişi yapmayacağım. Ama devam kitapları elimde olsaydı peş peşe okurdum. Gayet güzel bir seriye benziyor.

Konusu üstte var zaten. İnsanların rütbelerle sınırlandırıldığı bir dünya var kitapta. Girilen sınav sonrasında rütbe asla değiştirilemiyor. Çok acımasız bir dünya. Aldığın rütbeye göre işin, evin, ailen belirleniyor resmen. Her şeye gençken girdiğin tek bir sınav karar veriyor ve bu çok adaletsiz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...