25 Ekim 2014 Cumartesi

CİVA - SELİM ÇİPRUT


SAYFA SAYISI: 327

***

ARKA KAPAK TANITIMI:


Sıradışı, heyecanı yüksek, film gibi bir roman




"Seri katiller civaya benzer. Yakaladığını zannedersin, parmağının ucundan kaçıp giderler..."


Doğum günü pastası üzerindeki mumları üfleyerek öğrendiğimiz dilek tutmayı, ilerleyen yaşlarımızda aynı isme sahip iki kişinin arasına oturarak, düşen kirpiğimizin hangisinden olduğunu tahmin etmeye çalışarak ilerlettik. Biraz daha meraklılarımız kayan yıldızlarda, güneş tutulmasında ya da kırmızı renge bürünmüş bir dolunay gecesinde aradılar dileklerinin karşılığını. Ve bunu yapanlar sadece inandılar, gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmeden, düşünmeden...

Peki bir gün biri çıkıp karşımıza "En büyük dileğini gerçekleştirebilirim, fakat bunun için fedakârlık istiyorum senden!" derse ne yaparız?

Ya gerçekleşen her dilek peşinden acıları da getirecekse...

Ya verdiği mutluluğun yanında hayatımız boyunca altından kalkamayacağımız bir bedel ödetecekse...

Okuyucuyu her dakika diri tutan temposu, kıtalar arası gidiş-gelişleri ve sürükleyici kurgusuyla "Civa" unutulmayacak bir kitap.

Civa'yı okuduktan sonra bir dilek için en az iki defa düşüneceksiniz.


*Kitap tanıtımından önce Selim Çiprut’un kitap hakkındaki yorumuyla başlamak istedim.

Selim Çiprut’un medyafaresi’ne yaptığı röportajdan bir kesit…

Civa'da okuru nasıl bir hikaye / kurgu bekliyor. Kısaca anlatabilir misiniz kitabın iskeletini?


'Civa'yı okuyup bitiren okuyucuların büyük bir oranında ''As Maça'yı yazan birinden böyle bir roman çıkmasının şokundayım!'' yorumu bekliyorum. Aslında bu cümledeki 'şok' kelimesi 'Civa'nın gerçekten tarz ve duygu olarak 'As Maça'dan gece-gündüz kadar farklı olması. 'Civa'nın kurgusu gerçekten çok zordu. Tarihler, mekanlar, kişiler ve olaylar. Hata yapma gibi bir lüksümün olmadığını biliyordum. Ondan dolayı da ince eleyip sık dokudum 'Civa'yı yazarken. Ve süre olarak biraz daha uzun sürdü As Maça'ya oranla. Okuru nasıl bir kurgu bekliyor sorusuna gelince buna cevabım hazır: Her sayfasında ayrı bir heyecan ve adrenalin yaşayacaklar. Ve kitabın sonuna kadar temposu hiç düşmeyecek bir heyecan fırtınasında bulacaklar kendilerini. 'Civa'da 1992 yılında ailesiyle Amerika'ya yerleşen bir Türk FBI ajanının 2012 yılında Amerika'da büyük uğraşlar sonucu yakaladığı bir seri katilin hayatını kabusa çevirmesi anlatılıyor. Bu sadece 'Civa'dan ufak bir özetti ama içerisinde daha neler var neler yok okudukça içine gömülüp çıkamayacaksınız.

***


Kitap Yorumum:

Merhabalar, ikinci okuduğum Selim Çiprut ile karşınızdayım. Bu defa yazar As Maça’nın tam tersi bir türde yani polisiye konulu bir roman yazmış. Açıkçası yine şaşırdım. Çünkü dostluk ile polisiye arasında dağ kadar fark var. Fakat bence yazar bir Türk’e göre merak edilecek bir roman yazmış. Tabi ki Türklerde gayet güzel yazabilir. Ancak biz yabancılar kadar edebiyata önem vermiyoruz. Bu yüzden de Türk yazar bulmak zor. Ama Selim Çiprut’u bu romanıyla daha çok takdir ettim. Çünkü hem farklı ülkelerde hem de farklı zamanlarda geçenleri anlatmış. Tabi bu okuru biraz zorluyor. İsimleri ve yerlerin adlarını akılda tutmak. Ama sizin kitaba ilginizi arttırması açısından gayet güzel olmuş. Arka kapak yazısını kitabı bitirince daha iyi anlayacaksınız ve yine kitabın ismi çok güzel uymuş konuya… şimdi tanıtıma geçelim:

Alper ve aiesi babasının işi nedeniyle Amerika’ya taşınıyorlar. Alper’in çocukluk arkadaşıyla geçirdiği günlerden de bahsediyor. Çocukluk arkadaşının adı Burak. Aradan yıllar geçiyor. Alper FBA’ya katılıyor. Sanırım Amerikan vatandaşı olduğu için izin veriyorlar. Alper Standford Üniversitesi’ne konferansa katılıyor ve orada Özge ile tanışıyor. Sonra Özge’ye aşık oluyor ve evleniyorlar. Özge’de avukat oluyor. Özge’nin ailesi Türkiye’de yaşıyor. Bir sebepten dolayı Türkiye’ye taşınıyorlar. Alper de karısının üzülmemesi için FBA’dan ayrılıyor. Halbuki işini çok seviyor ama koşullar…

Bir de Alper’in Amerika’da yakaladığı bir seri katil var KOKTEYL KATİLİ diye adlandırıyorlar.

Tükiye’de de garip olaylar oluyor. 5 kişinin başına çok ilginç bir şey geliyor. Harun, Hüseyin Bozacı diye kişilerden de bahsediyor ve yazar bütün bu kişileri kitabın sonunda çok ilginç bir nedene bağlıyor.

AS MAÇA (SELİM ÇİPRUT)

 


Sayfa sayısı: 288


Arka kapak tanıtımı: 

                                                   
Dört arkadaşın unutulmaz hikayesi…

Bazı kötü anlar olur insanın hayatında. Çaresiz hissedip kendini dış dünyaya kapattığı, inancı olmasa da Allah'a sığınıp bir 'Mucize' dilediği. Bu, kişinin çaresizliği değil acizliğidir aslında. Halbuki çevresindeki insanlara baksa aradığı 'Mucize'yi onlarda bulması imkansız değildir. Yeter ki inandıkları tek bir cümle olsun hayatlarında: 'Her insanın hayatında O'nu mucizelere götüren bir As Maça'sı vardır'. Emin olun siz o As Maça'yı bulamayacağınızı düşünseniz de o sizi er ya da geç mutlaka bulacaktır.

"As Maça" henüz çocukken birbirlerine bağlanan, farklı kişiliklere sahip olan dört erkek arkadaşın, zamanla hayatın zorluklarına karşı omuz omuza dimdik ayakta durup, hayattan ve birbirlerinden asla vazgeçmediklerini anlatan bir dostluk öyküsüdür...

***

Kitap Yorumum:

Evett ilk paylaşımımızı yayınlamış bulunuyoruz. Çok heyecanlıyız. Umarım beğenirsiniz :)

İlk kitap olarak As Maça'yı yayınlamayı düşündüm. Çünkü bu kitap beni ve okuyan tüm arkadaşlarımı çok etkiledi. Üstelik Türk bir yazarın kitabı. Biliyorsunuz ki şu sıralar kaliteli bir Türk yazar bulmak çok zor. O yüzden size bu yazarın kitabını öneriyorum.

Bir arkadaşımın önerisi olarak bu kitaba başladım. Açıkçası böyle etkileyici bir kitap beklemiyordum. :) Ama sonradan böyle düşündüğüm ve bu yazarı geç öğrendiğim için pişman oldum.

Kitapta çocukluktan başlayan bir dostluk ilişkisi anlatılıyor. Selim, Emre, Metin Oktay ve İlyas okulun ilk günü tanışıyorlar ve ondan sonra her gün birbirlerini koruyup kolluyorlar. Kitapta geçmişten de şimdiki zamandan da bahsediyor. Başlarından türlü olaylar geçiyor. Kitabın sonlarına doğru elinizden bırakamayacaksınız. Özellikle duygusal bir insansanız bu kitap gerçekten unutulmaz bir kitap olur sizin için.

24 Ekim 2014 Cuma

MERHABALAR



Öncelikle herkese merhaba... Ben Hilal :)

Blog açmayı hep istiyordum sonunda cesaret edebildim :) 
(24 Ekim 2014)

Blogum, kitaplara dair olacak. Kitaplara ek olarak izlediğim filmleri, yabancı dizileri, gittiğim sinemaları da yorumlayacağım kendimce ;))

Çevremde kitap okuyup üstüne yorum yapıp konuşacak insanlar yoktu. Ben de aynı şeyleri sevdiğimiz insanlara ulaşmak için blogu açtım. 

Kitap okumayı, dizi izlemeyi, fotoğraf çekmeyi, doğa ile iç içe olmayı, ailemle, arkadaşlarımla vakit geçirmeyi severim.

Sizlere öneriler verip, sizlerin de tavsiyelerini, kitap önerilerini almayı amaçlıyorum. Tabi arada sırada farklı sohbet konuları da açabilirim ya da güncel konulardan da bahsedebilirim.

Umarım hayırlı olur ve beni desteklersiniz. :)

Not: Güncellenmiştir.
***19.07.2019 

Ankara Üniversitesi'nde Hemşirelik okuyorum ve şu an 2.sınıfa geçtim. Hemşirelik artık her yerde 4 yıl. Bunu soranlar çok oluyor diye belirtmek istedim :)

Bölümümden memnunum. Her zaman sağlık alanında, insana faydamın dokunacağı bir bölümde çalışmak istemiştim.

Hobi olarak blogla ilgilenmeye devam edeceğim vakit buldukça. Stajlardan ve okuldan bana çok az vakit kalıyor ama yine de blogdan kopamam. Blogu iyi ki açmışım. Bir sürü şey öğrendim, yeni insanlarla tanıştım. Aynı fikirde olduğum, düşüncelerini sevdiğim insanlar oldu. Hiç pişman olmadım, burada yazmaktan, sizlerle konuşmaktan... 

**İnstagramda daha çok aktifim. Oradan beni takip edebilirsiniz. @farkli_diyarlar

**Ayrıca POPZİNGO'da da yazarlığım mevcut. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...