Yazar: Sarah Dalton
Çevirmen: Elif Öykü Us
Yayınevi : Agapi
Sayfa Sayısı : 400
İlk Baskı Yılı : 2016
KİTAP TANITIM:
"Sığınak, beklenti ve hareketle dolup taşıyordu. Bir anda
daha önce düşünmediğim bir şeyi fark ederek donakaldım; savaşacaktık ve
insanlar ölecekti."
Kayıplar unutulmuş olanlardı; toplumun ve yasanın dışında
yaşıyorlardı. Mina özgürlük için, daha iyi bir hayat ve bir gelecek için
savaşıyordu; ama özgür bir dünya bile çürüyebilirdi. Mina, Klanlar'ın içindeki
yeni hayatına başlarken gücüyle ilgili ummadığı kadar fazla bilgiye sahip olan insanlarla
tanışacaktı. Üstelik bu bilgi her şeyi, Daniel'la ilişkisini bile
değiştirebilecek büyüklükteydi. Yeni arkadaşlar edinirken, eski dostları ona
şok edici bir şekilde ihanet edecekti. Sığınak'taki hayat zordu, üstelik o
kadar tuhaf âdetler vardı ki, Mina yeni evinin tam kalbinde pis işlerin
döndüğünden şüphelenmeye başlayacaktı. 14. Bölge'nin yozlaşmasını geride
bıraktığını sanırken, bir diktatör Sığınak'ı istila etmekle tehdit edecek ve
Mina, insan doğasının en iğrenç yönleriyle karşı karşıya kalacaktı. Klanlar'ın
Savaşı'nın tam ortasında kaldığında özgürlüğü de yok olacak mıydı?
Lekeliler serisinin ikinci kitabı olan Kayıplar, güçlü
kişilere meydan okuyarak yeni tehlikelerle yüzleşmeye devam eden Mina'nın
hikâyesini anlatmaya devam ediyor. Okuyucuyu daha fazla isyan, aşk ve ihanetle
nefesini kesecek duygu dolu bir serüvene sürüklüyor.
KİTAP YORUMUM:
Merhaba :)
*** İlk kitap olan Lekeliler'in yorumunu okumak isterseniz buraya tıklayın!
*** 3.kitap olan Özgürler'in yorumunu okumak için buraya tıklayın.
*** 3.kitap olan Özgürler'in yorumunu okumak için buraya tıklayın.
Lekeliler serisinin 2.kitabıyla geldim. 2.kitap olan Kayıplar’da
karakterlerimiz Klanlara gitmeye çalıştılar ve sonra oraya adapte olmaya..
ilginç şeyler oldu.
Mina babasını buldu ve diğer ucubelerle tanıştı. Meğer babası
diğer olağanüstü güçleri olan çocukları bulmaya uğraşmış ve sonra da onların
özgürce yaşayacağı bağımsız bölge olan Klanlara taşınmış.
Mina’nın amcası gelip onları Klanlar’a götürüyor. Daniel, Sebastian
ve Angela yolculuğa çıkıyorlar. Klanlar İskoçya’da. Oraya kadar yolculuk
ediyorlar. Hem yolda başlarına kötü şeyler geliyor hem de özgür olacaklarını
sandıkları Klanlar’da. Nereye gitseler zulüm var.
Angela neredeyse tüm kitap boyunca atarlı davrandı ve sinir
oldum. Ama sonradan aklı başına geldi, olgunlaştı. Hele 3.kitapta çok iyiydi.
***Ucube olan
çocuklar:
Hiro:
telepat, düşünceleri okuyor, duyma
Mike:
duyguları kokluyor, koklama
Kitty:
insanların kokusunun tadını alıyor, tatma
Ve böyle
olunca bunun 5 duyuyu oluşturduğunu anlıyorlar.
Daniel:
geleceği görüyor, görme
Mina: telekinezi,
dokunma
Bu 5
yetenekli genç birbirlerine bir şekilde bağlılar ve birlikteyken çok daha
güçlüler. Hiro’yu çok sevdim. Diğerleri eh işte :)
Hiro ve Mina’nın arasındaki kardeşlik bağı çok iyiydi.
Sebastian da tüm kitap boyunca kötü özelliklerini kontrol
etmeye çalıştı. Çok zorlandı ama iyi birisi olmaya gayret etti. Bir klon olarak
normal insanların arasına katılmaya çalıştı.
Ayrıca Klanlar’da Ali ve Mary ile tanıştık. İkisini de çok
sevdim. Hele Ali’nin bunlara sürekli çocuk diye hitap etmesi beni benden aldı
:) bir de sürekli kız falan diyordu Mary de. Onların bu hitap biçimleri hem garip
hem de samimi geldi bana :)
Mina babasına çok dargındı. Ona bir şey anlatmadan gittiği
için. Uzun süre de bu kırgınlığı devam etti.
Klanlar’a uyum sağlamaya çalışırken oradaki ilginç grupları da
anlamlandırmaya çalıştılar. Çok farklı insanlar vardı. Hepsi çok bağımsız ve
özgür duruyordu ama yine de yolunda olmayan bir şeyler vardı.
Mina da bu gizemi çözmeye çalışınca iyi gibi gözüken yerlerde
bile çok kötü problemlerin gizlendiğini görmüş olduk.
Klanlar’daki doktordan nefret ettim. Adam iyi bir amaca sahip
olduğunu düşünüyor ama aslında o da insanları sınırlıyor. Aslında hep böyle
değil mi? Bütün distopyalarda her şey çok harika olacak diye yola çıkanlar
oluyor ama amaçları kötüye evriliyor veya kendileri kötülüğü başlatıyorlar.
2.kitap da böyleydi. Tuhaf şeyler oldu. Değişik grupları
tanıdık. O dünyada yaşamak cidden zor. Gelişmişler, lekeliler, insanlığın
çocukları, göçebeler, çiftçiler …
Kitabın sonu ise şok :)
Sevdim seriyi. Distopya severlere tavsiye ediyorum. Çok bilinmeyen
ama güzel olan gençlik distopyalarından :)
-ALINTILAR-
"Bazen can yaksa bile hatırlamak güzeldir."
***
“Bir amaç, savaşacak bir şey bulman güzel.”
***
“Arkamı ne zaman dönsem daha fazla dram oluyor.”
***
“Hiç kimseyi umursamak istemiyordum, çünkü tamamen yalnızdım.”
***
“Savaş her zaman var çocuk.” – Ali
***
“Bir lider gibi hissetmiyorum ki.”
“Hiç kimse öyle hissetmez zaten. Hem eğer bir lidermiş gibi
hissediyorsan lider olmamalısın bence.”
***
“Ama bir zulmü diğeriyle değiştiremezsin. “ dedi Mary. “Problemi
tersine çeviren bir dünya yönetemezsin, bu bir çözüm değil.”
“Peki ne öneriyorsun?”
“Eşit olmanız lazım.”
***
“Asla normal bir hayatım olmayacaktı çünkü dünyada nereye
gidersem gideyim, insanlar her zaman birbirlerini öldürmeye çalışacaktı.”
***
-AMARİL-
klanlar ucubeler, artdhall gibiii kikiki :)
YanıtlaSilYaa Arthdal Chronicles mı onu daha izleyemedim.. merak ediyorum ama :)
Sil