22 Temmuz 2019 Pazartesi

KAYIPLAR – SARAH DALTON (LEKELİLER # 2)




Yazar: Sarah Dalton
Çevirmen: Elif Öykü Us
Yayınevi : Agapi
Sayfa Sayısı : 400
İlk Baskı Yılı : 2016

KİTAP TANITIM:

"Sığınak, beklenti ve hareketle dolup taşıyordu. Bir anda daha önce düşünmediğim bir şeyi fark ederek donakaldım; savaşacaktık ve insanlar ölecekti."
Kayıplar unutulmuş olanlardı; toplumun ve yasanın dışında yaşıyorlardı. Mina özgürlük için, daha iyi bir hayat ve bir gelecek için savaşıyordu; ama özgür bir dünya bile çürüyebilirdi. Mina, Klanlar'ın içindeki yeni hayatına başlarken gücüyle ilgili ummadığı kadar fazla bilgiye sahip olan insanlarla tanışacaktı. Üstelik bu bilgi her şeyi, Daniel'la ilişkisini bile değiştirebilecek büyüklükteydi. Yeni arkadaşlar edinirken, eski dostları ona şok edici bir şekilde ihanet edecekti. Sığınak'taki hayat zordu, üstelik o kadar tuhaf âdetler vardı ki, Mina yeni evinin tam kalbinde pis işlerin döndüğünden şüphelenmeye başlayacaktı. 14. Bölge'nin yozlaşmasını geride bıraktığını sanırken, bir diktatör Sığınak'ı istila etmekle tehdit edecek ve Mina, insan doğasının en iğrenç yönleriyle karşı karşıya kalacaktı. Klanlar'ın Savaşı'nın tam ortasında kaldığında özgürlüğü de yok olacak mıydı?
Lekeliler serisinin ikinci kitabı olan Kayıplar, güçlü kişilere meydan okuyarak yeni tehlikelerle yüzleşmeye devam eden Mina'nın hikâyesini anlatmaya devam ediyor. Okuyucuyu daha fazla isyan, aşk ve ihanetle nefesini kesecek duygu dolu bir serüvene sürüklüyor.

KİTAP YORUMUM:


Merhaba :)


Lekeliler serisinin 2.kitabıyla geldim. 2.kitap olan Kayıplar’da karakterlerimiz Klanlara gitmeye çalıştılar ve sonra oraya adapte olmaya.. ilginç şeyler oldu. 

Mina babasını buldu ve diğer ucubelerle tanıştı. Meğer babası diğer olağanüstü güçleri olan çocukları bulmaya uğraşmış ve sonra da onların özgürce yaşayacağı bağımsız bölge olan Klanlara taşınmış.

Mina’nın amcası gelip onları Klanlar’a götürüyor. Daniel, Sebastian ve Angela yolculuğa çıkıyorlar. Klanlar İskoçya’da. Oraya kadar yolculuk ediyorlar. Hem yolda başlarına kötü şeyler geliyor hem de özgür olacaklarını sandıkları Klanlar’da. Nereye gitseler zulüm var.
Angela neredeyse tüm kitap boyunca atarlı davrandı ve sinir oldum. Ama sonradan aklı başına geldi, olgunlaştı. Hele 3.kitapta çok iyiydi.

***Ucube olan çocuklar:
Hiro: telepat, düşünceleri okuyor, duyma
Mike: duyguları kokluyor, koklama
Kitty: insanların kokusunun tadını alıyor, tatma
Ve böyle olunca bunun 5 duyuyu oluşturduğunu anlıyorlar.
Daniel: geleceği görüyor, görme
Mina: telekinezi, dokunma
Bu 5 yetenekli genç birbirlerine bir şekilde bağlılar ve birlikteyken çok daha güçlüler. Hiro’yu çok sevdim. Diğerleri eh işte :)


Hiro ve Mina’nın arasındaki kardeşlik bağı çok iyiydi.

Sebastian da tüm kitap boyunca kötü özelliklerini kontrol etmeye çalıştı. Çok zorlandı ama iyi birisi olmaya gayret etti. Bir klon olarak normal insanların arasına katılmaya çalıştı.

Ayrıca Klanlar’da Ali ve Mary ile tanıştık. İkisini de çok sevdim. Hele Ali’nin bunlara sürekli çocuk diye hitap etmesi beni benden aldı :) bir de sürekli kız falan diyordu Mary de. Onların bu hitap biçimleri hem garip hem de samimi geldi bana :)

Mina babasına çok dargındı. Ona bir şey anlatmadan gittiği için. Uzun süre de bu kırgınlığı devam etti.

Klanlar’a uyum sağlamaya çalışırken oradaki ilginç grupları da anlamlandırmaya çalıştılar. Çok farklı insanlar vardı. Hepsi çok bağımsız ve özgür duruyordu ama yine de yolunda olmayan bir şeyler vardı.

Mina da bu gizemi çözmeye çalışınca iyi gibi gözüken yerlerde bile çok kötü problemlerin gizlendiğini görmüş olduk.

Klanlar’daki doktordan nefret ettim. Adam iyi bir amaca sahip olduğunu düşünüyor ama aslında o da insanları sınırlıyor. Aslında hep böyle değil mi? Bütün distopyalarda her şey çok harika olacak diye yola çıkanlar oluyor ama amaçları kötüye evriliyor veya kendileri kötülüğü başlatıyorlar.

2.kitap da böyleydi. Tuhaf şeyler oldu. Değişik grupları tanıdık. O dünyada yaşamak cidden zor. Gelişmişler, lekeliler, insanlığın çocukları, göçebeler, çiftçiler …
Kitabın sonu ise şok :)

Sevdim seriyi. Distopya severlere tavsiye ediyorum. Çok bilinmeyen ama güzel olan gençlik distopyalarından :)

-ALINTILAR-


"Bazen can yaksa bile hatırlamak güzeldir."
***
“Bir amaç, savaşacak bir şey bulman güzel.”
***
“Arkamı ne zaman dönsem daha fazla dram oluyor.”
***
“Hiç kimseyi umursamak istemiyordum, çünkü tamamen yalnızdım.”
***
“Savaş her zaman var çocuk.” – Ali
***
“Bir lider gibi hissetmiyorum ki.”
“Hiç kimse öyle hissetmez zaten. Hem eğer bir lidermiş gibi hissediyorsan lider olmamalısın bence.”
***
“Ama bir zulmü diğeriyle değiştiremezsin. “ dedi Mary. “Problemi tersine çeviren bir dünya yönetemezsin, bu bir çözüm değil.”
“Peki ne öneriyorsun?”
“Eşit olmanız lazım.”
***
“Asla normal bir hayatım olmayacaktı çünkü dünyada nereye gidersem gideyim, insanlar her zaman birbirlerini öldürmeye çalışacaktı.”
***



-AMARİL-

2 yorum:

  1. klanlar ucubeler, artdhall gibiii kikiki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa Arthdal Chronicles mı onu daha izleyemedim.. merak ediyorum ama :)

      Sil

Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...