31 Ağustos 2019 Cumartesi

ŞAH MAT – MARİO MAZZANTİ




Yazar: Mario Mazzanti
Çevirmen: Güliz Akyüz Yıldırım
Yayınevi: Sonsuz Kitap
Sayfa Sayısı: 512
İlk çıkış tarihi: 2000
TÜR: Polisiye

KİTAP TANITIMI:
Polisle satranç oynayan bir seri katil...
Suç psikiyatristi olarak polise destek vermekte olan Claps'in suçluların davranış profilini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi çetin bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, unutulmak istemeyen ve şehrin korkulu rüyası olmayı amaçlayan bir seri katil vardır. Çözüm hep avuç içinde gibidir ama bir türlü ulaşılamamaktadır, aşılan her bir basamak katilin ininin derinliklerine dalmaktan başka bir işe yaramaz.
***
 KİTAP YORUMUM:


Merhaba 😃 lise zamanımda okuyup yorumunu kağıda yazdığım ama word'e geçirmeye üşenip sonra unuttuğum yorumumla geldim :) kağıttaki yorumlarımı bulunca bari artık yazıyım dedim 😊

Başlarda kitabın neden çok sevildiğini anlayamamıştım.kitabın 200.sayfasında heyecan tavan yaptı. Polisiye okumayı çok seviyorum, heyecanı doruklara çıkarıyorlar.

Baş karakterler; suç psikiyatristi olan Claps ve “Büyük haberlerin kraliçesi” olan gazeteci Greta.

Claps çok zeki bir adam, suçluların psikolojik profilini çıkarıyor. Suç mahalline girince küçük detaylardan yola çıkıp olayı ve katili inceliyor. Başından beri sevdiğim bir karakterdi.

Claps’ın müdürü Sensi var o da iyi biri ve Claps’a yardımı çok dokunuyor.
Greta’ya gelirsek, başta kibirli, istediğini elde etmek için her şeyi yapan biri olarak karşımıza çıkıyor. Açıkçası biraz uyuz oldum. Sonradan yaşadığı şeyler yüzünden ben mükemmelim havalarından kurtuluyor. Gerçek hayatla yüzleşiyor. Bu karakter değişimini sevdim :)

Claps’la Greta sürekli yakın temastalar. Çünkü katil, Greta’ya e-posta gönderiyor… 👇

29 Ağustos 2019 Perşembe

ZAMAN MAKİNESİ – H.G.WELLS



Yazar: H. G. Wells
Çevirmen: Celal Üster
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 120
TÜR: Fantastik, Bilimkurgu

KİTAP TANITIMI:

Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere’sini ziyaret eder. Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılında yaşadığı macerayı bir dost meclisinde anlatır. Geleceğin dünyası ayrıcalıklı insanların; güzel, narin ve tembel Eloi’ların rahat ve kaygısız bir yaşam sürdükleri bir yerdir. Ancak Zaman Gezgini bu macera sırasında çok geçmeden yeraltı dünyasına ait hortlaksı Morlock’ları da keşfetmiştir. Wells, Victoria dönemi İngiltere’sinde varsıllarla  yoksullar arasında giderek büyüyen uçuruma yönelik keskin eleştirisinde, tarihin ve gelişmenin anlamını sorgular. Toplumsal adaletsizliğin sürüp gitmesi halinde yol açabileceği felaketlere dair uyarıda bulunur. 1895’te yayımlanan Zaman Makinesi, bilimkurgu edebiyatının köşe taşlarından biri olarak, kuşaklar boyu yazarları etkiledi. 21. yüzyılda yaklaşan çevre felaketlerine ve gezegenimizin yazgısına ilişkin kaygılara dair bir öngörü barındıran eskatolojik boyutuyla güncelliğini bugün de koruyor.

KİTAP YORUMUM:

Merhaba arkadaşlar 😄

Önceki gün başlayıp hemen bitirdiğim bir kitabın yorumuyla sizlerleyim.
Wells’in tarzını, kurgularını çok seviyorum. Daha önce Görünmez Adam (yorumladım, tıklayıp okuyabilirsiniz.), Doktor Moreau’nun Adası kitaplarını okudum. Bilimkurgunun temel taşlarından birisi bu yazar.

Ürpertici, merakta bırakan, hayal sınırlarını zorlayan yazılar yazıyor :)
Bu kitabında bir zaman yolculuğunu anlatıyor. Bir bilim insanı zaman makinesi yapar. Onun maketini arkadaşlarına tanıtır. Sonra aradan zaman geçince evine gelir arkadaşları ama zaman gezgini (adı söylenmiyor sanırım) evde yoktur. Onlar yemeğe oturuyorlarken koridordan zaman gezgini çıkagelir.

Üstü başı berbat halde ve yaralıdır. Herkes telaşla bu ne hal yahu der o da biraz soluklanayım et yiyeyim deyince tamam derler. O yemeği yiyip üstünü başını düzeltip yanlarına gelince sorularını sorarlar. Zaman gezgini eğer sözümü kesmezseniz anlatacağım der. Kendisi bile yaşadıklarına inanamıyordur. Bu birkaç saatte yok olduğunu ama aslında 8 gün geçirdiğini söyler ve garip hikayesini anlatmaya başlar.

19 Ağustos 2019 Pazartesi

BÜTÜN İSİMLER – JOSE SARAMAGO



Yazar: Jose Saramago

Çevirmen: Nesrin Akyüz
Yayınevi : Kırmızı Kedi
Sayfa Sayısı : 256
Orijinal Dili : İspanyolca
Orijinal Adı : Todos os Nomes
İlk Yayınlanma Tarihi: 1997

KİTAP TANITIMI:

Don José, yirmi beş yıldır Nüfus Kayıt Merkez Arşivi’nde çalışmaktadır. Sağların ve ölenlerin kayıtlarının tutulduğu, hiyerarşik bir düzenin uygulandığı Arşiv’de, günlerini doğum, evlilik, boşanma ve ölüm belgeleriyle geçirir. Ancak Don José’nin herkesten sakladığı bir tutkusu vardır: Gazete ve dergilerden kestiği, ünlü kişilerle ilgili kupürleri biriktirmek. Koleksiyonuna eklemek için Arşiv’den gizlice aldığı dosyaların arasına meçhul bir kadının fişinin karışmasıyla Don José’nin sıradan hayatı yön değiştirir. Don José, bu kadının hayatıyla ilgili her şeyi öğrenme isteğiyle yanıp tutuşur. Neredeyse saplantıya dönüşen bu tutkudan çılgına dönen Don José, bilinmezlerle dolu, karanlık bir yola sapar. Araştırmaya devam ettikçe meçhul kadınla ve kendisiyle ilgili sarsıcı şeyler öğrenir.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi José Saramago, bu absürd, ürpertici, gerçeküstü ve büyüleyici metinle, okurlarına, insanların yalnızlığını, tesadüflerin gücü ve etkisini, yaşayanlarla ölüler arasındaki o ince çizgiyi özgün bir anlatımla aktarıyor.

KİTAP YORUMUM:


Merhaba arkadaşlar :)

Tatiliniz nasıl geçiyor? Bayrama da az kaldı. Herkese iyi bayramlar dilerim. Belki yazı yayımlandığında bayram olmuş olur çoktan :)

Benim son 2 haftadır falan temizlikle geçiyor. Akşamları dizi izliyorum ya da yorgunluktan yatağa yığılıp kalınca kitap okuyorum.

Harika bir kitap okudum. Yorumunu yazmakta zorlandım. Birkaç gün düşünüp kafamda tasarlayıp öyle yazmak istedim. Kitabı okuyalı biraz oluyor.

Saramago’dan bir kitap okuduğum için mutluyum. Yazarın çok farklı bir tarzı var. Beni ilk başlarda yoran, kitabı anlamamı zorlaştıran şeylerden birisi konuşmaların da virgülle ayrılıp yazılması. Konuşma çizgisi veya tırnak işareti falan yok. Baş karakter başka insanla konuşunca da böyle, tavanla içinden konuşunca da. Yani okuması zor bir kitap. İlk başta okumam zor oldu ama sonradan çok sevdim.

Baş karakter Don Jose, 25 yıldır Nüfus Kayıt Merkez Arşivi’nde çalışıyor. Hayatı sıradan. Yalnız yaşıyor. Arşivin yanındaki ufak dairede kalıyor.

Dedim ki buradan nasıl bir ilginçlik çıkabilir. Her şey sıradan ve arşiv merkezinin duvarları arasında sıkışıp kalan bir karakter var. Sonra okudukça açıldı. Açıldıkça daha çok merak ettim.

12 Ağustos 2019 Pazartesi

POLİSİYE KONULU KORE DİZİLERİ


Merhaba bugün sizlere izlediğim ve gerçekten müthiş kurgulara sahip dizileri önereceğim. Polisiye severlere güzel bir liste olacağına eminim. 😃 Listeyi güncellemeyi düşünüyorum. Yeni diziler keşfettikçe. Siz de burada olmayan, sevdiğiniz Kore polisiye dizilerini yorumlara yazabilirsiniz.

Dizileri izleme sırama göre dizdim. Yani aralarında bir sıralama yok. Hepsi birbirinden güzel. İzlediklerimden 2 dizinin devam serisi var onların da konularını ekledim sona.

7 Ağustos 2019 Çarşamba

DİZİ YORUMUM // THE X-FİLES (1.SEZON)



Yapım yılı ve bölüm süresi: 1993 - 2018 / 42Dak.
TÜR: Fantastik, Polisiye
Sezon: 11
Toplam Bölüm: 213
Yönetmen: Chris Carter
Oyuncular: David Duchovny, Gillian Anderson, Annabeth Gish
Ülke: ABD, Kanada
***
Konu: Başrollerini ünlü oyuncular David Duchovny ve Gillian Anderson’ın paylaştığı The X-Files’ta biri inançlı diğeri ise şüpheci olan FBI ajanları Fox Mulder ve Dana Scully gizli güçlerin tüm engellerine rağmen garip ve açıklanmayan olayları araştırıyor. Chris Carter’in yaratıcısı olduğu seride her bölümde ayrı bir dosya ele alınıyor.


DİZİ YORUMUM:

👽 Merhaba arkadaşlar 😃 

The X-Files’ın ilk sezonunu bitirdim az önce. Beklediğimden daha iyiydi. İlk başlarda tuhaf buldum tabii. Hatta korktuğum çok yer oldu. Bir de bölümleri niyeyse genelde gece izledim :) onun da etkisi var sanırım ;)

Diziyi çok merak ediyordum. Özellikle Fringe’i izledikten sonra bu tarz konuları daha çok sevmeye başladım. Üniversitenin 1.yılı bitince bu yaz rahat kafayla izleyim dedim. Çok farklı bir konuya, kurguya sahip. olaylara ön yargıyla yaklaşıp, Scully gibi inanmamakta inat ederseniz pek zevk almazsınız diziden. Bu yüzden kendinizi açın mümkün olabilecek her şeye :)


Dizide paranormal olaylar 😲, uzaylılar 👽, ileri bilim ve teknoloji ağırlıklı.
Genelde karanlık bir atmosfere sahip. Bölüm sonları bazen öyle yerde bitiyor ki ee hani nerede devamı diyorsunuz. Gerisi sizin hayal gücünüze bağlı biraz da. Öylece kalıyorsunuz ekrana bakarak. Ucu açık olan bölümler çok sarsıcı oluyor.

Şimdi diziyi yakından inceleyelim 😍

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...