ÖZGÜRLER - SARAH DALTON (LEKELİLER # 3)

Yazar: Sarah Dalton

Çevirmen: Elif Öykü Us

Yayınevi : Agapi

Sayfa Sayısı : 544

İlk Baskı Yılı : 2016

Tür: Distopya, Romantik, Genç kurgu

KİTAP TANITIMI:

"Yaşamak istiyordum, bir geleceğimiz olmasını istiyordum; aklımda sadece bu iki düşünce vardı. Daniel'la birlikte o kadar hızlı koşuyordum ki ciğerlerim ağrıyordu."

Geçmişinden gelen önemli bir kişi onu Sığınak'tan götürmek için ortaya çıktığında, Mina'nın dünyası altüst olur. Bir anda kendini arkadaşlarından ayrı bulur, artık hayatını değiştirecek kararlar vermesi gerekmektedir.

Daniel, Mina'yı bulmak için bir yolculuğa çıkar ve Ucubeler'le beraber Direniş'e katılmak zorunda kalırlar. Sevdiği insanların hayatını mahvedebilecek bir olayın gerçekleşeceğini öğrendiği zaman gördükleri, ona ciddi anlamda zarar verir, ancak bu olayı durdurabilecek tek kişi yine odur.

Angela, 14. Bölge'de Sebastian'a babasını bulmasında yardım ederken büyük bir maceraya atılır. Oraya gelene kadar yaşadıkları her şeyden sonra, bir başka ölüm kalım anı onları pençesine alır. Angela bir kaçış yolu bulabilecek midir?

Lekeliler serisinin son kitabı olan Özgürler, hikâyenin fanlarını hayal kırıklığına uğratmayacak. Son sayfaya kadar tahminler yürüteceksiniz.

Kimseye güvenmeyin...

KİTAP YORUMU:

 Merhaba :)

*** Serinin 1. kitabı Lekeliler'in yorumu için buraya,

*** Serinin 2.kitabı Kayıplar'ın yorumu için buraya tıklayın!

Kitap harikaydı. Her zamanki gibi sürükleyici yazmış yazar. Merakla okudum. Seriye çok güzel şekilde veda ettik. İlk iki kitabı okumayanlar spoi yememek için yorumuma devam etmesin :) Hatta bu kitabı okumayanlar da biraz spoi yiyebilir. Olabildiğince az yazmaya çalıştım ama başka türlü anlatamadım. Keyifli okumalar :)

Kitapta önce Maggie’nin hikayesini okuduk. Mina’ya zorbalık yapan öğretmeninin hikayesini. Kadına üzüldüm. Kötü şeyler yaşamış. Ama yine de bütün bu zulmü desteklemesi saçmaydı.

Daha sonra Elena’yı okuduk. Elena sahtelikten bıkmış bir haldeydi ve bu ayrımcı dünyanın sonlanmasını istiyordu. Kendisini kurtarmak için güzellik yarışmasına katılmaya karar verdi. Eğer kazanırsa gittiği yerde rahatça yaşayacağını düşünüyordu ama hayat onu çok farklı yerlere sürükledi :)

177. sayfaya gelince asıl Özgürler kısmı başladı. Daniel , Mina ve Angela ağzından bölümleri okuduk.

Mina’nın öldü sandığı annesinin Klanlara gelmesiyle 2.kitap bitmişti. Bu kitapta Mina hep annesinin peşindeydi. Ona kendisini sevdirmek ve mutlu olmak istiyordu. Annesinin amacı ise farklıydı. O ucubeleri gelişmişlerin yararına savaşta kullanmak istiyordu ve bu yüzden Mina’yı ilaçlarla etkisi altına aldı, kaçırdı. Bundan sonra kitap hız kazandı. Mina nerdeyse tüm kitap boyunca ilaçlarla uyuşmuş şekildeydi. Mina’yı eğitti annesi , daha da güçlü olması için. Bir yandan da babasından nefret ettirdi. Mina da babası ona yalan söylediği için ondan nefret etmeye başladı.

Daniel ve diğerleri Mina’ya ulaşmaya çalıştılar. Daniel geleceği görmüştü. Mina’nın onlara karşı savaşacağını görmüştü. Bu yüzden onun izini sürüp bulmaya çalıştılar. Ancak Mina’nın kaçırıldığı gece Angela, Sebastian, Cam, Ginge 14.bölgeye Sebastian’ın babasına gittiler. Sebastian’ın babası onları tuzağa düşürdü. Olaylar karıştı, hapis tutuldular falan.

(FOTOĞRAF BANA AİT! İZİNSİZ ALMAYINIZ)

Son kitap olduğundan çözülmesi gereken bir sürü şey vardı. Sonunda ucubelerle ilgili gerçeği öğrendik.

Çok büyük bir savaş çıktı. Gelişmişler ve lekeliler arasında. Lekeliler isyan ettiler. Ucubeler de bu savaşa katıldı tabii.

Angela , Daniel ve Mina gruplarıyla birlikte savaşta zor bela bir araya gelebildiler ve birlikte savaştılar.

Bir de ordu vardı. Gelişmiş kölelerinden oluşan hissiz ve savaşmaya programlanmış ordu. Onlarla çok zor başa çıktılar.  

Savaşın sonunda kazanan olsa da aslında herkes bir şeylerini feda ettiğinden savaşların gerçek galibi yoktur ban göre. Herkes kaybedendir. Onca ölüm, onca yaralı, yıkılan aileler, öksüz yetim kalan çocuklar…

Savaş bittikten sonra dünyayı yeniden şekillendirmeye çalıştılar. Daha adil şekilde. Herkesin istediğini yapabileceği özgür bir dünya kurmaya çalıştılar. Seri çok iyiydi ve güzel bir şekilde bitti.  

Seri birçok şeye değindi, sorgulattı. Mükemmelliğin ne gibi sonuçları olabileceğini, iyiyle kötünün arasındaki o garip sınırı, insanların hırslarını, acımasızlığını...

Doğada her şey zıttıyla var olur. Güzel, çirkin, iyi, kötü, gündüz, gece, yaz, kış.. Bu dünyanın dengesini bozarsak hiçbir şey yolunda gitmez. Mükemmelliği biz yaratamayız. İnsanları istediğimiz gibi şekillendiremeyiz. Herkes dilediği gibi olup, yaşama hakkına sahip. Ama başkasının hakkına girince özgürlüğümüz biter. 

Yani demem o ki, hayatı olduğu gibi kabul etmeli, iyileştirmek için elimizden geleni yapmalıyız ama doğanın düzenini bozmadan, insanların hakkına girmeden...

Kitabın sonunda Mina 10 yıl sonrasında kurulu olan o dünyayı anlattı, herkesin ne işle meşgul olduğunu da anlattı. En çok da bu şekilde biten serileri seviyorum.

*ALINTILAR*

"Bu dünyayla ilgili bir gerçek de," dedi Cam. "Elindeki şeylerin değerini bilmek."

*

“Her zaman her yerde kullanabileceğin bir boşluk olur. Her zaman bir şeylerin çevresinde dolaşabilirsin, nereye bakacağını bil yeter.”

*

“Birisinin ölümünden hiçbir zaman sevinç duymamalı insan.”

*

“Eğer umudumuzu yitirmişsek çoktan kazanmışlar demektir.”

*

“Diğer insanların zarar görmesini izleyenler olabilecek en korkak kişilerdi çünkü.”

*

“Yaşamak istediğin dünya bu mu? Masum insanların acısıyla oluşturulmuş bir dünyada mı yaşamak istiyorsun?”

*

“Savaşmak; silahların arkasına saklanmak değildir, doğru olan için dimdik durmaktır.”

*

“Ev bir duygudan geliyordu, ev sevgiydi.”

*

“Hiçbir şey mükemmel olmayacaktı, ancak kim mükemmel bir dünyada yaşamak isterdi ki?”

-AMARİL-