Merhaba arkadaşlar. Çok geç olabilir bu yazıyı yazmaya
geç kaldım sanırım. Tercihler bugün bitiyormuş. Size nacizane birkaç tavsiye
vereceğim. Klasik olabilir belki ama ben yaşadığım için belki birilerine
yaşanmışlıklar faydalı olur diye yazmak istedim. Şimdi vakit kalmadı ama belki
seneye veya daha sonraki senelerde birisi okur yazdıklarımı ve içini rahatlatır
yazılarım. Benim hikâyemden herkes kendinden bir şeyler bulur belki.
Ben daha önce de yazmıştım sınav senem hakkında. Üstüne tıklayıp okuyabilirsiniz. 12.sınıf çok yoğun geçmişti dershane okul arasında. Sonra istediğim olmadı. 112
bin falan yapmıştım. Mezuna kaldım dershaneye gittim. Bu sefer de 15 bin anca
çektim. 97 bin yaptım. Girdiğim senelerde sınavlar çok zordu. Son YGS- LYS ‘ye
girdim. Mezunken de ilk TYT-AYT’ye girdim. İkisi de birbirinden zordu bana
göre.
Ayrıca ilk yazımı okuduysanız 1 senede bile olsa insanın fikirleri, istedikleri nasıl da değişiyor. İyi ki o yazıyı yazmışım. Şimdi okuyunca ne kadar değiştiğimi daha iyi anladım.
Ayrıca ilk yazımı okuduysanız 1 senede bile olsa insanın fikirleri, istedikleri nasıl da değişiyor. İyi ki o yazıyı yazmışım. Şimdi okuyunca ne kadar değiştiğimi daha iyi anladım.
Hedefim çocukluğumdan beri tıptı. Ama bu sonuçlarla
tıpın yanında bile geçemiyordum. Lisede ne istediğimde kararsızdım ama ondan
öncesinde delice doktor olmayı istiyordum. Hatta bunları hatırlayınca biraz
kalbim kırılıyor. Her neyse o sonuçlarla istediğim olmadı ama en azından sağlık
sektörüne girebildim. Şu an Ankara Üniversitesi’nde Hemşirelik okuyorum.
2.sınıfa geçtim.
Hatta ben 6.sınıfa geçince SBS ‘nin her yıl
yapılmasından vazgeçildi. Ben 8.sınıfa geldiğimdeyse son SBS’ye girdim. Yine çok
zordu ama Ankara’nın o zamanlardaki en iyi ilk 5 lisesinin içinde sayılan
okulda okudum. Türkiye’de yüzde 2’lik dilimdeydim yani düşünün.
Ee madem bu kadar
iyiydin niye tıp kazanamadın dediğinizi duyar gibiyim.
Basit cevap lisede düzenli çalışmadım. Ortalamam 84
küsürlerdeydi ilk 3 sene. Son sene hocaların kıyağıyla 90 küsürlerde oldu. Ayrıca
bütün bunlara ek olarak kişisel - ailesel sorunlarım ve sağlık problemlerim
vardı. Ders çalışmaktan yorulmuştum ve nefret ediyordum. Lise hayatım berbattı
yani. Hem ders hem de kişisel bakımdan. Hiç hatırlamak istemediğim şeyler
bunlar. Kısa keserek anlatıyorum ama anlattığım kadar kolay geçmedi o 4 yıl.
Yani onca soruna rağmen ve onca düzensiz çalışmaya
rağmen 97 bin yine iyi yapmışım. Mezun senemde sabahları 7 de kalkıp
kütüphaneye gider ve ders saatime kadar çalışırdım özellikle son 2 ayda falan
böyleydim. Her Cuma etüt günümdü özel etütler alıp soru sorardım.
12.sınıfta iyi çalışmadım, çalışamadım yoğunluk
yüzünden. Yani okul dershanede tabii ki çok dinliyordum ama kendim çalışıp test
çözmeye tekrar yapmaya vaktim yoktu.
Mezun senemde de
hem konuları yeni öğrendim, çünkü lisedeyken dinlediklerim çalıştıklarım
ezbereydi unutmuştum, hem de test çözüp tekrar yapmaya çalıştım. Tabii bunlara
ek olarak bir de moral konusu vardı. Onu hiç sormayın. Çok çok kötüydü. Benim gibi
çok düşünen ve hassas insanlar baskıcı olan sınav senelerine ve sürekli,
çalıştıran dershane ortamlarına zor katlanırlar. Benim gibi olan var mı?
12.sınıfta hiç tercih yapmadım. Ama mezun senemde
mecburen yapacaktım.
Babam seni bir daha göndereyim dershaneye dedi ama ben yorulmuştum
artık o strese dayanamıyordum. Hastalıklarım artmıştı. İnsülin direncine,
obeziteye, daha başka sorunlara yakalanmıştım o 2 yılda. Mezun senemde ocak
ayından itibaren doktora gidip insülin direncim için muayene oldum ilaç
kullandım ve en az 2 yıl kullanmam gerek. Bir yandan da sınava çalışıp
diyetisyene gidip diyet yapmaya başladım. Yürüyüşlere çıktım, yememe içmeme
dikkat ettim. 10 kilo verdim 4 ayda. Her neyse gelelim tercih dönemime.
Ftr, diyetisyenlik istiyordum aslında ama atamalarına
bakınca ve bayağı araştırma yapıp o
mesleği okuyanların düşüncelerini öğrenince dedim yok en iyisi yazmayım. Atamaları
aşırı düşük. Özel sektörde de sağlıkta isen seni hem çok çalıştırıp hem de az
para veriyorlar diye duydum her yerden.
Mesleği seven her türlü yapar . kendini geliştirir
falan. Ama benim aşık olduğum delicesine yapmayı ,istediğim meslek yoktu zaten.
O yüzden onları eledim.
Tıp hayalim rafa kalkmıştı ki zaten sınav döneminde o
stresi yaşayınca hayatımın her gününde o stresin bin katını yaşayacağım bir
mesleğe vücudum da psikolojim de dayanmaz diye vazgeçtim. Eğer dayanacağımı
bilsem bir daha denerdim delice çalışıp kazanırdım illaki. Ama istemiyordum
artık.
Ben de çok araştırma sonucu puanıma yakın hemşirelik, iç
mimarlık, bilgisayar müh yazdım tercihlere. Hatta bilgisayar mühendisliğini öne
yazmıştım hangi akılla yazdıysam. Tercih döneminde insan aptallaşıyor çok
irdelemekten. Bir de herkes başka şey konuşuyor. O yüzden aklın çorba oluyor. Benim
çevremde konuşan kişi de çoktu yani bayağı berbat durumdaydım.
Ben ki hiçbir zaman mühendislik istememiş, fizikten
nefret eden biriyim. Sen git bilgisayarı 1.sıraya yaz. Trajikomik resmen. Sonra
ben çok ağladım. Bir yandan istemiyorum bir yandan başka çarem yok.
Tm puanım Hacettepe iç mimarlığa yetiyor gibiydi ve
araştırıp onu da ekledim listeye.
Sonra tercih süresi bitmek üzereyken kardeşim dedi ki
sen mal mısın? Bilgisayarı okuyamazsın sen. Hemşireliği o kadar çok
istemiyorsun. İç mimarlığı öne al dedi. Geldi hatta kendisi iç mimarlığı ilk sıraya
aldı. Sonra da hemşirelikleri sıraladım. Bilgisayar müh de en sona. Birkaç lüzumsuz
şey de vardı ama boş verin onları. Yani böyle saçma alakasız bir liste oldu.
Tm ye daha
yatkınım aslında ama tmden hiçbir bölüm istemiyorum diye okumadım. O kadar yıl
fiziğe kimyaya katlandım sonra tm bölümünü en öne yazdım diye çok hayıflandım. Ama
kardeşim sen yaparsın iç mimarlığı, diğerlerini de istemiyorsun zaten, olsun nolacak,
hem Hacettepe de çok iyi dedi. Aklımı çeldi. Böylece listeyi onayladım bir daha
değiştirmedim.
Hem çok ağladığım, hem de mutsuz olduğum, sitemli, efkârlı,
sinirli olduğum başka bir dönem daha yok hayatımda. Olmasın da inşallah. Her şeyden
nefret edip, bıkmıştım. Şikâyet ediyordum. Berbat bir zamandı. 2 yıllık sınav
stresinden bin kat daha zordu tercih dönemi. O yüzden sizi çok iyi anlıyorum
gençler.
Üstelik ülkenin hali de hal değildi. Ülkede ekonomik
krizden sürekli yapılan seçimlere kadar her şey vardı.. İş imkânları düşük,
maaş düşük. Gençliğinin tadını çıkaracağın bir ortam yok. Hele de fakirsen
bitti yani. Üstelik bizim insanımız okuyan insandan korktuğu için destek değil
köstek olmaya bayılır. Okuyanlara yeterli değer verilmez. Şimdi binlerce
üniversiteli işsiz gençler var ya da üniversiteli ama okuduğu bölümden alakasız
yerde asgari ücrete çalışanlar var. Yazık cidden üzülüyorum.
Ülkenin durumu, kendi durumum o sınav döneminde daha da
çok zorladı beni. Ağladım, isyan ettim. Keşke başka zamanda yaşasaydım dedim. Keşke
her şey daha İyi olsaydı dedim.
Tercih
listemi onaylayınca kendime söz verdim. Her ne çıkarsa çıksın o sonucu kabul
edeceğim ve o mesleği en iyi şekilde öğreneceğim diye. Hayırlısı olsun diye çok
dua ettik.
Tercih sonuçları açıklandı. Gecenin bir yarısı. Hemen girmeye
çalıştım ama site çok yavaş. Bir yandan da kuzenim aradı onlarla konuşuyoruz. Kuzenim
12.sınıftı. O tm den hazırlandı Sosyal Hizmet kazanmış istediği yer.
Benimki de gözüktü en sonunda. Ben de dediğim gibi Ankara üniversitesi Hemşirelik.
Sonra
dedim ki insanın nasibi neyse o gelir bulur seni. Tercih
listemdekilerin hiçbirisini istemeden yazmıştım. İç mimarlık kesin gelir
gözüyle bakıyordum. İlk tercihlerimden iç mimarlık gelmemiş ve ondan sonraki
hemşirelik gelmiş.
Her zaman sağlık alanının bir parçası olmak istemiştim. Kafa
karışıklığı yaşadığım o tercih döneminde istemediğim yerleri başa yazsam da
yine de nasipte olan geldi. Hemşirelik kazandım.
Yani demem o ki biz ne kadar düşünsek de plan da yapsak
Allah’ın dilediği olur. Bizim yapmamız gereken çalışmak ve sonrası tevekkül.
*Bu arada Ankara ünide hemşirelik kazanırsanız heyet raporu gerekiyor. özel hastane kabul etmiyorlar. Tam teşekküllü resmi devlet hastanesi istiyorlar. Oradan heyet raporu almalısınız. Kayıt için şart. *
Tercihler çok değişik işler. Beklediğini de
bulabilirsin, beklemediğini de. O yüzden hepsi çıkacak gözüyle bakarak yazın
listenizi.
O hayatı siz yaşayacaksınız. Önce kendi iç sesinizi
dinleyin. Ne olmak istiyorum? Neyi seviyorum? Neler beni mutlu eder?
Herkesin mutluluk kriteri ve hayattan beklentileri
farklı. Başkalarının tavsiyelerini elbette dinleyin ama her zaman en sonunda kendi aklınıza ve yüreğinize uyan şeyi tercih
edin. Hayatta da bu böyle değil mi zaten?
Tercihinizi
yapın. Sonra gönül rahatlığıyla deyin ki; ben sonuç ne olursa olsun önüme çıkan
bu yolda mutlu olmak için çok çabalayacağım.
Hayat
sizin hayatınız, sizin kararınız ve sizin mesleğiniz. O yüzden doğru tercih
yapmak önemli. Severek yapacağın mesleği yaz. En az 40 yıl çalışacaksın o
meslekte.
Kalbinin
sesini dinle derler ya. Tam da böyle durumlarda en çok o lazım. Aklın da lazım
tabii. tercih döneminde kendini tanımaya çalışıyor insan. Kendini bolca
sorguluyorsun. Sevdiklerini , sevmediklerini. Ayrıca çevrendeki insanları da
tanıyorsun. Seni gerçekten önemseyenleri ve diğerlerini…
Ben istesem yeni açılan ünilerde ftr diyetisyenlik
yazabilirdim onlar puansız olduğundan gelme şansı da yüksek olurdu ama aklımla
onu reddettim. Çünkü atamaları yok denecek kadar az. Devlete giremeyeceksem
sağlık sektöründen öyle bir şeyler istemiyorum dedim. Bana uygun değildi. Herkesin
kendi kararı yani. Herkesin işinden beklediği farklı şeyler.
En sonunda o gün geldi çattı. Üniversiteye başladım. Pek
istemeyerek gelsem de şu an sevdim mesleği. Hemşire olmanın çok zor ve çok
sorumluluk gerektiren bir meslek olduğunu daha iyi anladım. Zor evet ama
severek yaparsan, yardım ettiğin o insanların yüzünü görünce, onların dualarını
alınca gönlün doyuyor.
Ayakta çok kaldığın için ayakların belin ağrısa da yine
de o insanlara yakın olmak, dertlerini dinlemek, yardım etmek tüm acılarına
değiyor. Bir de onlar iyileşip giderlerse çok daha mutlusun.
Bir gün hemşirelikle ilgili yazı da yazacağım. İlgilenenlere
iyi gelir. Ben tercih döneminde çok baktım ama 2 3 yazı video anca buldum. Bu kadar
çok tercih edilen ve sevilen meslek ama tanıtıcı yazı yok. O yüzden bir gün
mutlaka detaylıca anlatacağım benim bakışımdan hemşirelik mesleği nasıl diye.
1.sınıf güzel geçti. Başımı kaşıyacak zamanımın olmadığı
2 yıllık sınav maratonundan sonra rahat geldi üniversite. İlerde zorlaşacak ama
1.sınıf güzeldi yani. Kendime, aileme vakit ayırabildim. Kitap okudum çokça. Bloğa
yazabildim. Film dizi çok izledim zaten.
Bir de hayata bakışım olgunlaştı. Kendime
güvenim arttı. Kendimi daha iyi tanıdım. Çevrem değişti. Yeni arkadaşlar
edindim. Bana yük olan insanlardan uzaklaştım. Kalabalığı değil de sadeliği
tercih etmeye başladım. Aile olarak hala kalabalık aileleri seviyorum ama ayda
yılda bir kalabalık bir araya gelmek tadında oluyor. Arkadaşlıkta da 1-2 kişi
olsun yeter. Çoğu zarar. Fitne fesat, kıskançlık, kavga çok oluyor arkadaşların
çoksa. Artık kimseyi çekemiyorum. Kendi halimde takılmayı seviyorum. Başımı dinlemeyi,
yalnız vakit geçirmeyi öğrendim ve sevdim. Arada sırada dışarı o az
arkadaşlarımla çıkıyorum birkaç saat takılıyoruz. Sonra eve gelip keyfime
bakıyorum. Ailemle vakit geçiriyorum. Yaz akşamları terasımızda ailemle
oturmayı çok seviyorum mesela.
Neyse işte konu dağıldı. İşin özü herkes kendini
tanısın. Bu hayat sizin. Kendinizi önemseyin. Kendinize güvenin.
Üniversite çok güzel. Daha derin bilgiler öğreniyorsun,
farklı insanlarla tanışıyorsun, yeni ortamlara giriyorsun. Kendi sınırlarını
keşfediyorsun. Bu hayatın tadını çıkarın. Lisede yaşadıklarınız iyi de olsa
kötü de olsa bitti artık ve yepyeni bir sayfa açıldı. O sayfayı rengarenk
doldurun.
Sevmediklerinizi atın kurtulun, yeniliklere
seveceklerinize yer açın. Hayatı dolu dolu yaşayın. Mutluluk avucunuzun içinde
olsun. Bu ülkenin geleceği parlak gençlerinden olun. Sevmediğiniz şeyleri
değiştirecek gücünüz olsun. Ben bu umuda inanıyorum. Siz de inanın ve hep
birlikte daha güzel bir ülke için çalışalım :)
Siz de kendi hikayenizi aşağıya yazın. Belki birine ilham olur. Moral olur. Hem de hatıra kalır. :)
Bu arada fotoğrafların hepsi bana ait. Manzara fotoğrafı çekmeyi çok severim. Dedim bari bundan sonra bloga da ekleyim :)
Bu arada fotoğrafların hepsi bana ait. Manzara fotoğrafı çekmeyi çok severim. Dedim bari bundan sonra bloga da ekleyim :)
Çinliler birine beddua eddrken Tanrı seni geçiş döneminde yaşatsın derlermiş. Zorlu sınavlar ve sonunda yapılan tercihler de tam bir geçiş dönemi. Kararsızlıklar yorucu oluyor. Ben Maliye bölümü okumustum. Bana hiç hitap etmedi. İs hayatımda bu bölüm üzerinden oldu. Çok şükür ailemin rızkını temin ediyorum. Bir ara yüksek lisans yaptım ancak şartlar devam etmeme izin vermedi. İçimde hep bir eksiklik vardı. Öğretmen olmak isterdim. Olmadı.Yıllar sonra Sosyoloji okudum. Ve, okurken çok keyf aldım. Yıllar sonra da olsa insanın keyf alarak okumak güzeldi
YanıtlaSilevet çok haklısınız :)
Silgeçiş dönemi cidden doğru bir tespit. insanın keyif aldığı bölümde okuması çok güzel, siz bunu başarmışsınız yıllar sonra olsa bile ve bu çok iyi bir kazanç. inşallah daha da mutlu olursunuz :))
oooo mükemmel yazmışsın. bloguma koyayım da herkes okusun. bi de var zaten hazırlananlar hep aramızda :)
YanıtlaSilyaa çok sağ ol Deep )) evet faydam dokunursa az bir şey bile olsa, çok mutlu olurum :)
Silsınav çok yoruyor insanı..
voice ilk sezon bitiyo ne dizi yaa. çok acımasız katil buu :)
YanıtlaSilçok acımasız . böyle katilleri izlemeyi onların düşünüş biçimini anlamaya çalışmayı seviyorum. farklı tipler. hele 2.sezondaki adam daha da vahşii..
SilLise ve üniversite hayatımdan en önemli kazanımım, notların çok da önemli olmadığı :) Sınavlara çalışmaktansa mesleğin gerektirdiği becerileri geliştirmek daha önemliymiş, insan mezun olunca anlıyor :)
YanıtlaSilçok haklısınız. mesleği öğrenmek, pratik yapmak daha önemli. teorik unutuluyor ama pratik kalıcı :)
SilBaşarılar dilerim!
YanıtlaSilTeşekkürler :))
Silgençlere kendi deneyimlerinizden fayadalanarak harika bilgiler ve tavsiyeler vermişsiniz çok takdir ettim sizi başarılar diliyorum sevgilerimle
YanıtlaSilteşekkür ederim. evet bir parça bile faydam dokunursa ne mutlu bana :)
Silçok zor dönemler. her zaman kendi tecrübesini anlatan insanları sevmişimdir. sınav döneminde en çok buna ihtiyaç duymuştum. ama çevremde yoktu öyle tipler. o yüzden dedim ki ben yazayım da belki benim gibi düşünenler vardır. onlara faydalı olurum :)
12. sınıfım benim de sıkıntılıydı, öğretmenler veli toplantılarında aileme 11'de bile daha çok çalışıyordu diye yakınıyorlarmış :D Zorunluluk ve baskıyı sevmiyorum sanırım, bende ters etki yaratıyor :D
YanıtlaSilaynen ya benim de baskıda ters tepiyor ;))
Silçok şükür o dönemleri atlatmışız ikimiz de ne güzel :)
ya çok stresli karar... :(((
YanıtlaSilaşırı zor, streslisin gerginsin mutsuzsun ve tüm geleceğinin buna bağlı olduğu düşüncesi mahvediyor insanı. bir de sadece sınava endeksliyiz. başka şey bilmiyoruz kendimizi yükseltmek için. maalesef..
Silevet önceki yazımda sen de 12.sınıf olduğunu söylemiştin. sonra ne oldu bilmiyorum ama inşallah gönlüne uyan bir bölümdesindir :)
YanıtlaSilkoydum bloguma şimdiğğğğ :)
YanıtlaSilokudum :) VOİCE dizisini tanıtman çok iyi olmuş dizi daha geniş kitleye yayılır sayende :) ben de yazdım yorumlarını ama malum benim blog daha az görüntüleniyor :(
Silbir sürü sezon çeksinler diziden bıkmam :) bu tip konuyu kurguyu çok seviyorum yaa
Mutlaka ilgisini çekecek birileri olacaktır, emeğine sağlık. Ben de kızım için bilgilenmiş oldum, kararsızlık zor. Hele ne istediğini bilmiyorsan iş daha zor. Başarılar diliyorum okulunda :)
YanıtlaSilteşekkür ederim. siz de kızınıza çok anlayışlı davranın :) bu dönemde aile desteği en önemlisi :)
SilÇok güzel bir yazı olmuş, özellikle böyle geniş bir bakış açısıyla düşünmeye, tavsiyelere ihtiyacı olan bir sürü kişi varken. Kalemine sağlık :) Ben de kendi dönemimi hatırladım, kesinlikle çok zorlu bir süreç, belki bir gün ben de mimarlık üzerinden bir şeyler kaleme alırım :D Sevgilerimle,
YanıtlaSilevet yaz mutlaka. çünkü insan detaylı anlatana ve kendi his ve tecrübesinden yola çıkarak o dönemi anlatana muhtaç kalıyor ...
Silteşekkür ederim beğenmene sevindim. daha çok uğra bloga :)
Aynı olayları yaşayıp aynı üniversiteyi kazanmışız haha :) Ama sana cidden hak veriyorum. Benimki de biraz tevekkül yolu ile olmuştu :D
YanıtlaSilyaa :) tevekkül kesinlikle :)
Silsize de başarılar diliyorum :)
oh bir sene acısıyla tatlısıyla, derslerle geçti gitti. Yeni bölümün hayırlı olsun :)
YanıtlaSilteşekkürler :)
Sil2.sınıf oldum bile artık yeniliği kalmadı ;)
Tercih sürecinin bu kadar sıkıntılı geçmesine üzüldüm. Benim çok rahattı. Hatta şimdi düşünüyorum da doğru dürüst çalışmadan kazandım üniversiteyi diyebilirim ama herkes illaki bir yerde sıkıntı çekiyor. Benim de KPSS çalışma ve atanma sürecim çok bunaltıcıydı.3. senemde atanabildim.
YanıtlaSilBu işler dediğin gibi biraz da kısmet. Lisede hep edebiyat öğretmeni olmak isterdim ama Türkçe öğretmeni oldum. Şimdi iyi ki böyle olmuş diyorum. Liselerde çalışmak çok zor. Hangi akılla yazdıysam tercihlerimde ana sınıfı öğretmenliği de vardı. ataması çok kolay olduğu için bir dönem keşke gelseydi dedim ama şimdi çok şükür gelmemiş diyorum. Küçük çocuklarla uğraşmak da çok zor. En güzeli ortaokul, ne çok küçükler ne çok büyükler. İdeal :-)
evet zordu ama çok tecrübe kazandım.
Silhaklısınız cidden. o an yaşarken kızıyoruz falan ama geriye bakınca bazen de iyi ki böyle olmuş, iyi ki o yoldan ilerlemişim diyoruz. Allah hepimizin karşısına iyi yollar ve insanlar çıkarsın ;)