8 Kasım 2016 Salı

FİLM YORUMU // DAĞ 2



Türü: Aksiyon, Gerilim, Dram, Askeri

SENARİST: Alper Çağlar
Yapımcı: Alper Çağlar
Yapımcı: Doruk Acar
İdari yapımcı: Doruk Acar

OYUNCULAR:
Çağlar Ertuğrul / Rolü : Üsteğmen Oğuz Çağlar
Ufuk Bayraktar / Rolü : Uzman Çavuş Bekir Özbey
Murat Serezli / Rolü : Kurmay Yarbay Veysel Gökmusa
Atılgan Gümüş / Rolü : Astsubay Kıdemli Başçavuş Mustafa Şahin
Murat Arkın / Rolü : Astsubay Kıdemli Üstçavuş Arif Sayar
Armağan Oğuz / Rolü : Çavuş Baybars Yücel
Bedii Akın / Rolü : Boran
Ahu Türkpençe / Rolü : Gazeteci Ceyda Balaban

MÜZİKLER:
Kaan Tangöze - Kalmak Türküsü
Duman - Kolay Değildir
Deniz Tekin - Ayrılık

FİLM KONUSU:

Oğuz ve Bekir'in askerde yaşadıklarının üzerinden 6 sene geçmiştir. İlk filmde teröristlerin elinden kurtulmayı başaran iki arkadaş, yıllar sonra özel bir görev için Özel Kuvvetler 8. Muharebe Arama Kurtarma Timi'ne (MAK) katılır. Timin özel görevi ise Kuzey Irak'ta bir terör örgütü tarafından kaçırılan gazeteci Ceyda Balaban'ı kurtarmaktır. Ancak bu sefer düşman geçmişteki gibi bir tane değildir. MAK'ın karşısında bu acımasız coğrafyada birbiriyle çatışan birden fazla kuvvet vardır ve işler bu sefer hiç olmadığı kadar zordur.

dağ 2 ile ilgili görsel sonucu

FİLM YORUMUM:

4 Kasım’da DAĞ filmi vizyona girdi. Biz de bugün kızlarla okula gitmeyip sinemaya gittik. Zaten sınıftakiler üniversite gezisine gideceklerdi. Biz de daha mantıklı davranıp bu muhteşem filme gittik. İzlediğim en iyi Türk askerini anlatan filmdi. Hatta en iyi Türk filmi de olacak kapasitede. Kurgu sağlam, oyuncular rolüyle özdeşmiş. Hatta 8 ay öncesinden silah kullanma çalışmaları ve yanılmıyorsam 3 ay da komando eğitimi almış her biri. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçek cephaneleri kullanılmış ve silahlar yüzde yüz yerli silahlardanmış, filme özel de tasarlanmışlar. Müzikler çok güzeldi, baya uymuş.

Daha ne olsun yani, bence en kısa zamanda gidip bu filmi izleyin. Biz bugün sabah 11 seansına girdik. Salonda sadece 6 kişiydik ve 4 ü zaten bizim gruptu. Sanki salonu kapatmışız gibi rahatça izledik, istediğimiz yere oturduk falan. Mısır cips yedik içtik. Ama sadece ilk yarının sonlarına kadar. Zaten sonra boğazımızdan geçmedi. Çok gerçekçiydi. Her saniyesi güzeldi. Zaten vatanla ilgili olan her şey güzeldir. Sonlara doğru zaten biz koptuk. Ağlamaya başladık hepimiz. Bazen de askerlerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalara güldük. Ağlarken de güldürmeyi başardılar. Bazen de dolu dolu gülerken bi an sonrasında silah sesleri bombalar uçuşmaya başladı. Her şey yerli yerindeydi. Gereksiz bir şey yoktu.

PİRUZE Şam'da Bir Türk Gelin – SİNAN AKYÜZ



Yazar: Sinan Akyüz
Yayınevi: Alfa Yayıncılık
Tür: Hayat hikayesi
Sayfa Sayısı: 453
Baskı Yılı: 2011

KİTAP TANITIMI:

"Erkeklere 'Bu evde eksik olan sensin' dediğimizde, adamların yüzleri asılıyor. Biz kadınları, çok film izlemekle suçluyorlar. Keşke evlendikten sonra da ellerimizi tutabilselerdi. Başımızı dizlerinin üzerine yatırıp saçlarımızı okşasalardı. Erkekler evlendikten sonra bunları neden yapmıyorlar? Sahi, bunlar hep filmlerde mi yaşanıyor?"

Derlermiş ki, bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine. Çağlar içinde yankı bulan, eski bir çare ile zincirlidir ötekine.

Yaşadığı acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı bir kocanın elinden Türkiye'ye kaçan genç bir kadının oğullarına kavuşmak için verdiği mücadelenin hüzün dolu hikâyesi, hafızalarınızdan kolay kolay silinmeyeceğe benziyor.

İncir Kuşları, Sevmek Zorunda Değilsin Beni, Yatağımdaki Yabancı gibi çok okunan kitapların yazarı Sinan Akyüz'ün kaleminden genç yaşta Şam'da gelin olan Piruze'nin gerçek yaşam öyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız...

KİTAP YORUMUM:

Piruze, bir Türk diplomatın kızıdır. Babasının görevi yüzünden Şam’a taşınırlar. Piruze’nin hayali İngiltere’de üniversite okumaktır ama babası izin vermez, Şam’da kalır mecburen. İlk zamanlarda sürekli şikayet eder gitmek ister, Şam’ı sevmez ama sonra öylesine gittiği bir partide tanıştığı yakışıklı çocuğa aşık olur.
Hayatındaki ilk büyük kararı verir. Onunla evlenmek ister. Adı Wassim’dir ve Şam’ın zengin ailesinin oğludur. O da Piruze’yi sever. Piruze babasının kızmasına küsmesine aldırmadan onunla evlenir. Annesi ve annesinin arkadaşının uyarmalarına babasının kendisine yüz çevirmesine aldırmaz. Piruze artık aşk denizine atılmıştır. Gözü başka şey görecek durumda değildir. Mantığına uyup dalgalara karşı gelip kıyıya ulaşmak yerine kendini denize ve rüzgara bırakır, sürüklendiği yere gider karşı koymaz. İlk hatası da bu olur zaten…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...