16 Eylül 2020 Çarşamba

HAYVAN ÇİFTLİĞİ – GEORGE ORWELL

 


İlk Yayınlanma Tarihi: 17 Ağustos 1945

Yayınevi: Can yayınları

Sayfa sayısı: 112

Karakterler: Napolyon Bonapart, Snowball, Koca Reis, Boxer

Türler: Alegori, Roman, Hiciv, Çocuk Edebiyatı, Siyasi Hiciv, Anahtarlı Roman, Distopik Kurgu, Politik Kurgu

Merhaba uzun zamandır okumayı çok istediğim bir kitabı bitirdim. Kitaba aşinaydım zaten, neyi anlattığını, vurgusunun ne olduğunu, hatta kitabın sonunu da biliyordum. Ama yine de okuyunca o kadar etkiledi ki. Muhteşem bir yergi kitabı gerçekten. Masal tadında ama ürkütücü bir gidişatı ve sonu var. Fabl özelliği de taşıyor, distopik, politik bir roman. @zuzi_bg ile birlikte okuduk :)


Beylik Çiftlik’te Koca Reis adında bir domuz bir rüyasından, hayalinden, bahseder çiftlikte her hayvana. O rüyada tüm hayvanların esaretten kurtulup, insansız bir hayata sahip olduklarını görmüştür. Özgürlüğü düşleyen uzun zaman yaşamış olan bir domuz bu. Keşke ölmeye yakın değil de daha önce deseydi hayalini. Belki o zaman hayvanların sonu böyle olmazdı. Koca reis bunları dedikten birkaç gün sonra ölür. Aradan biraz zaman geçer hayvanlar çiftlik sahibinin eziyetine daha fazla dayanamayıp Ayaklanma çıkarırlar. O güne değin görülmemiş olan bir devrim yaşanır, hayvanların devrimi. Çiftlik sahibini uzaklaştırırlar. Çiftliği hayvanların en zekisi diye bilinen domuzlar yönetir. Yedi emirleri de vardır. Kendi bayrakları da. Yedi emirde insana dair her şey yasaktır, tüm hayvanlar eşittir, hiçbir hayvan başka hayvanı öldüremez gibi maddeler vardır. Çiftliğin adı da Hayvan Çiftliği olur. 

Snowball ve Napoleon adındaki domuzlar çiftliği yönetir, sürekli aralarında tartışma çıkar. Bir gün Napoleon Snowball’u alt eder ve tek yönetici olur. Ondan sonra çiftlikte demir yumruk yönetimi başlar resmen. Çiftlikte yaşanan her olumsuz durumda Snowball suçlanır bu da trajikomik bir durum.

Snowball’un planladığı yel değirmeni inşaasına Napoleon emriyle başlarlar. Boxer adlı at en çok emek verendir hep daha çok çalışmalıyım der. Bir süre sonra tüm hayvanlar Napoleon’un kölesi haline gelir. Onun aldığı kötü ve haksız kararlara asla ses çıkarmazlar, ses çıkaracak gibi olunca onun yardakçısı onlara çeşitli yalanlar söyler, onları ikna eder. Yedi emirin her bir maddesini değiştirirler ve onları inandırırlar aslında böyleydi hep diyerek. Hayvanlar da hafızalarına güvenmez artık tek doğruları Napoleon’un dedikleri olmuştur. Bir bilgi veriyim Napoleon adlı domuz Stalin’i temsil ediyormuş.

Önsözde de vurgulandığı üzere özgürlüklerini savunamayanlar çok ağır bedel öderler. Eskiden de köleydiler ve şimdi de daha kötü köle haline gelirler. İşin kötüsü Napoleon zamanla insanlara özenir, onların yattığı yatakta yatar, içki içer ve daha çok şey. Emirleri çiğner ve herkes emirleri az çok hatırladığı halde onların yalanlarına inanırlar. Zaten iktidar tehlikelidir, dozu ayarlanamazsa adamı yoldan çıkarır. 

Eleştirmeyi, sorgulamayı, gerektiği yerde karşı çıkmayı bilmeyenler ezilmeye mahkumdur. Bu kitapta bunu net olarak gördüm. Çok sevdiğim bir kitap oldu.

Hayvanlar eskiden daha kötüydü insana hizmet ederdik, şimdi kendimize hizmet ediyoruz diye kendilerini avuturlar. Kendilerine emredilen her şeyi yaparlar, bir gün katliam yaşandığında bile ses çıkaramazlar, çünkü bir kez susan, karşı çıkmayanlar bir daha ses çıkarmaya cesaret edemez. Sorgulamayı unutur, başkasının beynine göre yaşar. Maalesef.

Napoleon hayvanları bolca çalıştırır, gerek tarla işinde gerek yel değirmeni yapımında. Zamanla ticaret yaparlar insanlarla ve çok para kazanır. Ancak hayvanlara az yemek verir, yani emek sömürüsü yaparlar. Beni etkileyen diğer şey, Napoleon’un yardımcısı hayvanlara sürekli şu kadar büyüdük, şu kadar verim aldık diye rakamlar sayar. Hayvanların gerçekleri görmemeleri için, açlıklarını unutturmak için hayvanların kendi yaptığı çalışmaları sanki Napoleon yapmış gibi, sanki onlara bir lütufmuş gibi gösterir. Bu çok acı bence. Onları kendisine bağlamak, karşı çıkmalarını önlemek için bazen ufak hediyeler de verir. Diktatörlük yapar, bazılarını bunu fark etse de dediğim gibi artık ses çıkaramazlar. 

Tabi kitabı okuduktan sonra biraz tarihsel araştırma yaptım ama daha çok okumam lazım anlamak için. Tabi kitabı okurken geçmiş ve günümüzü sorguladım, distopyalar hep bunu yaptırıyor bu yüzden seviyorum. Farklı bakış açısı kazandırıyor. Oldukça etkileyici, tarihten ilham alınıp yazılan çok iyi bir eser. Okumanızı tavsiye ederim :)  

NOT: Kitabı dershanedeki Türkçe hocamız hediye etti bana, yurt dışına taşınacağı için bir sürü kitabını hediye etmişti. Bekli görür belki görmez ama ona çok teşekkür ederim :)

(görseller alıntıdır.)

18 yorum:

  1. Okumak istediğim bir kitap, ben de hakkında çok şey duydum. Yorumundan sonra okuma listeme dahil ettim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet mutlaka okuyun bakalım siz ne düşüneceksiniz :)

      Sil
  2. bu süreçte benimde listemde. eminim güzeldir.

    YanıtlaSil
  3. 70 yıl evveline göre değişmeyen ne çok şey varmış, okuyunca daha net anlamıştım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle değişmeyen çok şey var, dünyada böyle yaşıyor insanlar sanki buna mecburmuş gibi.

      Sil
  4. Ben de epey etkilenmiştim okurken, yorumuna sağlık :)

    YanıtlaSil
  5. seems a nice book.
    follow you

    YanıtlaSil
  6. evet ben de sonra tekrar okumak isterim :) güzel kitap

    YanıtlaSil
  7. hediye olması da ne hoş :)

    YanıtlaSil
  8. şimdi yazdığım kore dizisine bi baaak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. baktım çok iyi diziye benziyor tam benim tarzım :)

      Sil
  9. Teşekkürler paylaşım için

    YanıtlaSil
  10. Çok etkileyici bir kitap. Öğretmenin tarafından hediye edilmesi ayrı güzel olmuş. George Orwell bütün kitapları okunması gereken bir yazar.

    YanıtlaSil

Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...