Merhaba :) Bayağıdır Livaneli’den okumamıştım, bu kitabı arkadaşım hediye etti ona da tekrar teşekkür ederim, sonunda fırsat bulup okuyabildim. Kitabı beğendim ama daha iyi de olabilirmiş. Bazı kısımları gereksizdi. Yine de güzel çünkü çoğumuzun bilmediği, zulüm görüp dışlanan Ezidi halkından bahsediyor kitap. Livaneli Ortadoğu’nun yaşadıklarına dünyanın sessiz kalmasını eleştirmek istemiş bu kitapta.
Gazeteci İbrahim, çocukluk arkadaşı Hüseyin’in ölümünü duyunca neler olduğunu öğrenmek için uzun zamandır gitmediği memleketi Mardin’e döner. Hüseyin’i tanıyanlarla konuşur. Hüseyin çok yardımsever, cesaretli bir gençtir, göçmenlere yardım ederken Meleknaz adında Ezidi bir kıza aşık olunca hayatı değişir. Türkiye’de vurulur, Amerika’da öldürülür. İbrahim arkadaşının hikayesinin detaylarını öğrenmek ister. Hüseyin’in ailesini bırakmayı göze aldığı o kadını bulaya çalışır hem de. Meleknaz ve onlara yaşatılanlar hariç her şey önemsiz olur İbrahim'in gözünde.
Kitapta çok acı, okuması bile iç
acıtan dayanılması zor gerçekler anlatılıyor. Hayattaki bu acı gerçeklere göz
yummamak lazım o yüzden ne kadar zor olsa da okumayı severim. IŞİD Ezidi
halkına öyle zalimlikler yapmış ki. Kadınlara kız çocuklarına yapılanlar aşırı
kötü. İnsan tahmin ediyor ama okuyunca şok oluyor yine de. Okuduklarımızın bin
beteri yaşanmıştır, insanlar her kötülüğü yapıyor artık.
Kitapta şunu anladım: İnsanın
yeri yurdu olmayınca, insan gibi değil mal gibi görürler, alıp satarlar. Onların
üzerinde hakimiyet kurarlar, insan onuruna saygı duymazlar, fikrini sormazlar,
her istediklerini yaptırırlar. Haline üzülen olmaz çünkü maddeleştirirler o vatansız
insanları. Ayrıca din ve ırk ayrımcılığı yapmaya da hak görür bazıları, sanki
insanlığın en üstü kendileriymiş gibi. Hele kadınlara ve çocuklara acıyan hiç
olmaz onları alıp satmak, kötülükler yapmak normalmiş gibi davranırlar.
Kitap akıcıydı, yolculukta okudum
hemen bitti. Düşündürdü çokça. Bazı insanlar öyle acılar yaşıyor ki bir hiç
uğruna, saçma sapan istekler fikirler yüzünden. Onlar da rahatça yaşamayı hak
ediyor, tüm dünya göz yumuyor ama. Meleknaz ve onun arkadaşlarının yaşadığı
şeyler ürkütücü, İbrahim de bunları öğrendikçe değişti, batı hayranlığı bitti
özüne döndü. Daha duyarlı oldu. Ezidi’lerin yaşadıklarını Meleknaz üzerinden
öğrenmek isteyenlere kitabı tavsiye ederim.
“Tam tersi sanılır ama zaten
hayatta normal olan huzursuzluk durumudur, huzur ise çok ender yakalanan geçici
anlardır olsa olsa.”
evet tam da böyle düşünüyorum ben de. çok iyi açıklamışsın :)
YanıtlaSilBen bu kitabın aceleye geldiğini düşünüyorum. Sanki yazar güncel bir konuyu kaçırmamak için acele yazıp bastırmış gibi. Kötü değil ama senin de dediğin gibi çok daha iyi olabilirdi.
YanıtlaSilevet bence de öyle olabilir. daha iyi olabilirdi. artık ticari kaygılar çok fazla ya herkeste.
Silhiç okumadığım bir yazar :)
YanıtlaSilYaa niye okumadın sevmiyon mu yazarı kişilik olarak falan
Silyok yaa, tanımıyorum ki, müzisyenmiş yaniii edebiyatçı değil, ondan belki :)
YanıtlaSilGreat post :)
YanıtlaSilOrtadoğu kaynayan bir kazan. İstikrarın olmadığı bir bölgede insanlar kim bilir ne acılar yaşıyorlar. Yani haberlerde izliyoruz görüyoruz ama hikayeleri bireysele indirgenince yaşananların detayları ortaya çıktıkça kayıtsız kalamıyor insan. İbrahim'de bu dönüşümü yaşamış.
YanıtlaSilHuzursuzluk kitabının konusunu sevdim.
Paylaşım için çok teşekkür ediyorum. Okumak için aklımda olsun.:)