28 Ekim 2020 Çarşamba

YA EVDE YOKSAM – SEVDA SARIKAYA

 

Merhaba :) @kahvekokulukitaplar1 moderatörlüğünde @hayykitap ‘tan çıkan @dr_sevda_sarikaya ‘nın kitabı #yaevdeyoksam ‘ı okuduk.

Anılarınızın silindiğini, zamanla kendinizi idare edemeyeceğinizi düşünün. Evlatlarınızı, eşinizi, anne babanızı ve hatta kendinizi bile unutacaksınız. Aklınız ermeyecek, kendinize bakamayacak, laflarınıza hakim olamayacak, ne olduğunu anlamayacak, nerede olduğunuzu kavrayamayacak ve hep yabancılarla olduğunuzu sanıp korkacaksınız, herkesten şüphelenecek ve halüsinasyonlar göreceksiniz. Ya evde yoksam, evime gitmek istiyorum diyeceksiniz. Aslında zaten evinizde olduğunuzu bilemeyeceksiniz. Hayal edin ne kadar korkunç değil mi? Alzheimer hastaları işte tam da bunu ve hatta daha fazlasını yaşıyor. Bu hastalık toplumda tam anlamıyla bilinmiyor bunaklık denilip geçiştiriliyor. Aslında daha çok bilgi sahibi olmalıyız. Bu durumda olan bir sürü kişi var. Hastalığı yaşayan kişiye de zor ama ailesine daha zor bu hastalıkta. Aileye çok sorumluluk düşüyor. İlgi ve sevgiyle bakılmaları gerek.


Kitap Alzheimer hastası annesine bakan, tüm hayatını onu memnun etmeye adayan ama anların kıymetini anlayıp kendi mutluluğu için yaşamayı öğrenmeye çalışan Sevgi’nin hikayesi. Bu hastalıkla mücadele eden anne kızın hikayesi trajikomik bir dille aktarılmış. Hem güldüren hem duygulandıran bir kitap.

Nebiş hastalanınca diğer kardeşleri sadece onun maaşını yemek için sıraya girer ama annelerine bakmak istemezler. Sevgi eşinden boşanmış, 1 çocuğu olan erken emekli olan bir kadın. Annesine bakmak ona kalır. İlk başlarda çok zorlanır. Annesinin hastalığını anlayamaz. Çocukken ve sonrasında annesi ona hep kötü davranmış, sürekli onu üzen kırıcı cümleler söylemiş, bu da Sevgi’de iyileşmeyen bir yara olarak kalmış. Annesinin numara yaptığını da ara ara düşünür, onun en sevmediği çocuğunun kendisi olduğunu ve ona eziyet etmek için bunları yaşattığını düşünür. Zamanla anlar ki bu hastalık fena bir şey, geri dönüşü yok, hafızası silinir, geriye döner. Sevda zamanla annesine nasıl bakacağını öğrenir. Bu sefer de çevredekiler sorun çıkartır. O kardeşlerine aşırı sinir oldum, böyle evlat olmaz olsun yani. İki erkek kardeşinin aklı hep annelerinin maaşında, ablasının aklı da onu hep aldatan kocasında, her seferinde onu affetmesi de cabası.

Sevgi’nin annesiyle yaşadıklarını okurken Alzheimer hakkında da çok şey öğreniyoruz kitapta. Alzheimer hastasına olan yaklaşımı, sohbeti, evin düzenini ve daha pek çok şeyi okuyoruz. Mesela bu hastalar alıştıkları düzen değişince çok korkuyorlar, zaten karışık olan zihinleri iyice dağılıyor. Siz sinirinizi belli ederseniz onların da duyguları değişiyor. Bir konuya çok takıntılı hale geldiklerinde dikkatlerini başka bir meseleye veya aktiviteye çekebiliriz. Halüsinasyon gördüğünde veya korktuğunda mutlaka yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Bunlar gibi pek çok bilgiyi Sevgi’nin yaptıklarından ve açıklamalarından öğreniyoruz. Benim hastalık hakkında bilgim vardı ama hastalara nasıl yaklaşılması gerektiğini bilmiyordum. Bu kitapla öğrenmiş oldum, daha da çok okumam gerek. Hemşirelik okuduğum için ilerde Alzheimer hastalarıyla mutlaka karşılaşacağım. Ama toplum olarak da bilmemiz ve farkına varmamız gereken bir hastalık bu.

Nebiş ve Sevgi’nin sohbetleri çok güzeldi. Nebiş’in hastalığı dolayısıyla yaptıkları komik bir şekilde aktarılmıştı. Sevgi annesine bakarken geçmişi hatırlar, annesinin ona dedikleri de yazıyordu kitapta, annesi argo sözcük çok kullanmış oralar sinirimi bozdu. Evladına kötü davranmış ama ona muhtaç kaldı. Sevdiği ve yere göğe sığdıramadığı erkek evlatları annesinin halini hatrını sormadı bile. Hayatta yaptığımız şeylere dediğimiz cümlelere dikkat etmeliyiz. Belki bize önemsiz gelir ama karşıdaki kişide telafisi mümkün olmayan hasarlara yol açabilir. Sevgi yine de iyi üstesinden geldi. Annesinin hasta hali ile daha iyi anlaşır ve geçmişten kalan o yaralarını iyileştirir az da olsa. Bu arada Ahmet’le tanışır hastanedeyken. İkilinin ilişkisi hızlıydı sonra bi duraklama evresi oldu sonrası da güzeldi ama ilişkileri çok ön planda değil. Ahmet’le tanışınca kendisi için de bir şeyler yapması gerektiğini fark eder. Hayattaki mutlu anları yakalamayı öğrenir. Kitabın sonunda gerçek kişilerin anıları var ve oraları okurken çok duygulandım.  Kitabı sizlere de öneriyorum.

Kitabın yazarı Dr. Sevda Sarıkaya nöroloji doktoru ve Alzheimer üstüne çalışmış. Yıllarca hastalarında tecrübe ettiklerini harmanlayıp kurgulayıp bu kitabı yazmış. Daha çok insanın bu hastalığı tanımasını istiyor. Bence gayet iyi yapmış, kendisini tebrik ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum.

Son olarak, lütfen bazı insanların hayatını karartan hastalıkları bilelim öğrenelim, onlara köstek olmayalım, dalga geçmeyelim. Alzheimer öyle bir hastalık ki. Bunu yaşamak kötü zaten, aileleri de zorlanıyordur, eğer yardımcı olmayacaksak onlara gereksiz yük etmeyelim. Allah hastalara şifa versin, ailelerine de bolca sabır...

3 yorum:

Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...