29 Temmuz 2019 Pazartesi

ÜNİVERSİTE TERCİH DÖNEMİNDE NELER YAŞADIM?



Merhaba arkadaşlar. Çok geç olabilir bu yazıyı yazmaya geç kaldım sanırım. Tercihler bugün bitiyormuş. Size nacizane birkaç tavsiye vereceğim. Klasik olabilir belki ama ben yaşadığım için belki birilerine yaşanmışlıklar faydalı olur diye yazmak istedim. Şimdi vakit kalmadı ama belki seneye veya daha sonraki senelerde birisi okur yazdıklarımı ve içini rahatlatır yazılarım. Benim hikâyemden herkes kendinden bir şeyler bulur belki.

Ben daha önce de yazmıştım sınav senem hakkında. Üstüne tıklayıp okuyabilirsiniz. 12.sınıf çok yoğun geçmişti dershane okul arasında. Sonra istediğim olmadı. 112 bin falan yapmıştım. Mezuna kaldım dershaneye gittim. Bu sefer de 15 bin anca çektim. 97 bin yaptım. Girdiğim senelerde sınavlar çok zordu. Son YGS- LYS ‘ye girdim. Mezunken de ilk TYT-AYT’ye girdim. İkisi de birbirinden zordu bana göre.

Ayrıca ilk yazımı okuduysanız 1 senede bile olsa insanın fikirleri, istedikleri nasıl da değişiyor. İyi ki o yazıyı yazmışım. Şimdi okuyunca ne kadar değiştiğimi daha iyi anladım.


Hedefim çocukluğumdan beri tıptı. Ama bu sonuçlarla tıpın yanında bile geçemiyordum. Lisede ne istediğimde kararsızdım ama ondan öncesinde delice doktor olmayı istiyordum. Hatta bunları hatırlayınca biraz kalbim kırılıyor. Her neyse o sonuçlarla istediğim olmadı ama en azından sağlık sektörüne girebildim. Şu an Ankara Üniversitesi’nde Hemşirelik okuyorum. 2.sınıfa geçtim.


Hatta ben 6.sınıfa geçince SBS ‘nin her yıl yapılmasından vazgeçildi. Ben 8.sınıfa geldiğimdeyse son SBS’ye girdim. Yine çok zordu ama Ankara’nın o zamanlardaki en iyi ilk 5 lisesinin içinde sayılan okulda okudum. Türkiye’de yüzde 2’lik dilimdeydim yani düşünün.

 Ee madem bu kadar iyiydin niye tıp kazanamadın dediğinizi duyar gibiyim.
Basit cevap lisede düzenli çalışmadım. Ortalamam 84 küsürlerdeydi ilk 3 sene. Son sene hocaların kıyağıyla 90 küsürlerde oldu. Ayrıca bütün bunlara ek olarak kişisel - ailesel sorunlarım ve sağlık problemlerim vardı. Ders çalışmaktan yorulmuştum ve nefret ediyordum. Lise hayatım berbattı yani. Hem ders hem de kişisel bakımdan. Hiç hatırlamak istemediğim şeyler bunlar. Kısa keserek anlatıyorum ama anlattığım kadar kolay geçmedi o 4 yıl.

Yani onca soruna rağmen ve onca düzensiz çalışmaya rağmen 97 bin yine iyi yapmışım. Mezun senemde sabahları 7 de kalkıp kütüphaneye gider ve ders saatime kadar çalışırdım özellikle son 2 ayda falan böyleydim. Her Cuma etüt günümdü özel etütler alıp soru sorardım.

12.sınıfta iyi çalışmadım, çalışamadım yoğunluk yüzünden. Yani okul dershanede tabii ki çok dinliyordum ama kendim çalışıp test çözmeye tekrar yapmaya vaktim yoktu.

 Mezun senemde de hem konuları yeni öğrendim, çünkü lisedeyken dinlediklerim çalıştıklarım ezbereydi unutmuştum, hem de test çözüp tekrar yapmaya çalıştım. Tabii bunlara ek olarak bir de moral konusu vardı. Onu hiç sormayın. Çok çok kötüydü. Benim gibi çok düşünen ve hassas insanlar baskıcı olan sınav senelerine ve sürekli, çalıştıran dershane ortamlarına zor katlanırlar. Benim gibi olan var mı?


12.sınıfta hiç tercih yapmadım. Ama mezun senemde mecburen yapacaktım.
Babam seni bir daha göndereyim dershaneye dedi ama ben yorulmuştum artık o strese dayanamıyordum. Hastalıklarım artmıştı. İnsülin direncine, obeziteye, daha başka sorunlara yakalanmıştım o 2 yılda. Mezun senemde ocak ayından itibaren doktora gidip insülin direncim için muayene oldum ilaç kullandım ve en az 2 yıl kullanmam gerek. Bir yandan da sınava çalışıp diyetisyene gidip diyet yapmaya başladım. Yürüyüşlere çıktım, yememe içmeme dikkat ettim. 10 kilo verdim 4 ayda. Her neyse gelelim tercih dönemime.

Ftr, diyetisyenlik istiyordum aslında ama atamalarına bakınca ve bayağı araştırma yapıp  o mesleği okuyanların düşüncelerini öğrenince dedim yok en iyisi yazmayım. Atamaları aşırı düşük. Özel sektörde de sağlıkta isen seni hem çok çalıştırıp hem de az para veriyorlar diye duydum her yerden.

Mesleği seven her türlü yapar . kendini geliştirir falan. Ama benim aşık olduğum delicesine yapmayı ,istediğim meslek yoktu zaten. O yüzden onları eledim.

Tıp hayalim rafa kalkmıştı ki zaten sınav döneminde o stresi yaşayınca hayatımın her gününde o stresin bin katını yaşayacağım bir mesleğe vücudum da psikolojim de dayanmaz diye vazgeçtim. Eğer dayanacağımı bilsem bir daha denerdim delice çalışıp kazanırdım illaki. Ama istemiyordum artık.


Ben de çok araştırma sonucu puanıma yakın hemşirelik, iç mimarlık, bilgisayar müh yazdım tercihlere. Hatta bilgisayar mühendisliğini öne yazmıştım hangi akılla yazdıysam. Tercih döneminde insan aptallaşıyor çok irdelemekten. Bir de herkes başka şey konuşuyor. O yüzden aklın çorba oluyor. Benim çevremde konuşan kişi de çoktu yani bayağı berbat durumdaydım.

Ben ki hiçbir zaman mühendislik istememiş, fizikten nefret eden biriyim. Sen git bilgisayarı 1.sıraya yaz. Trajikomik resmen. Sonra ben çok ağladım. Bir yandan istemiyorum bir yandan başka çarem yok.


Tm puanım Hacettepe iç mimarlığa yetiyor gibiydi ve araştırıp onu da ekledim listeye.
Sonra tercih süresi bitmek üzereyken kardeşim dedi ki sen mal mısın? Bilgisayarı okuyamazsın sen. Hemşireliği o kadar çok istemiyorsun. İç mimarlığı öne al dedi. Geldi hatta kendisi iç mimarlığı ilk sıraya aldı. Sonra da hemşirelikleri sıraladım. Bilgisayar müh de en sona. Birkaç lüzumsuz şey de vardı ama boş verin onları. Yani böyle saçma alakasız bir liste oldu.

 Tm ye daha yatkınım aslında ama tmden hiçbir bölüm istemiyorum diye okumadım. O kadar yıl fiziğe kimyaya katlandım sonra tm bölümünü en öne yazdım diye çok hayıflandım. Ama kardeşim sen yaparsın iç mimarlığı, diğerlerini de istemiyorsun zaten, olsun nolacak, hem Hacettepe de çok iyi dedi. Aklımı çeldi. Böylece listeyi onayladım bir daha değiştirmedim.


Hem çok ağladığım, hem de mutsuz olduğum, sitemli, efkârlı, sinirli olduğum başka bir dönem daha yok hayatımda. Olmasın da inşallah. Her şeyden nefret edip, bıkmıştım. Şikâyet ediyordum. Berbat bir zamandı. 2 yıllık sınav stresinden bin kat daha zordu tercih dönemi. O yüzden sizi çok iyi anlıyorum gençler.

Üstelik ülkenin hali de hal değildi. Ülkede ekonomik krizden sürekli yapılan seçimlere kadar her şey vardı.. İş imkânları düşük, maaş düşük. Gençliğinin tadını çıkaracağın bir ortam yok. Hele de fakirsen bitti yani. Üstelik bizim insanımız okuyan insandan korktuğu için destek değil köstek olmaya bayılır. Okuyanlara yeterli değer verilmez. Şimdi binlerce üniversiteli işsiz gençler var ya da üniversiteli ama okuduğu bölümden alakasız yerde asgari ücrete çalışanlar var. Yazık cidden üzülüyorum.

Ülkenin durumu, kendi durumum o sınav döneminde daha da çok zorladı beni. Ağladım, isyan ettim. Keşke başka zamanda yaşasaydım dedim. Keşke her şey daha İyi olsaydı dedim.

Tercih listemi onaylayınca kendime söz verdim. Her ne çıkarsa çıksın o sonucu kabul edeceğim ve o mesleği en iyi şekilde öğreneceğim diye. Hayırlısı olsun diye çok dua ettik.
Tercih sonuçları açıklandı. Gecenin bir yarısı. Hemen girmeye çalıştım ama site çok yavaş. Bir yandan da kuzenim aradı onlarla konuşuyoruz. Kuzenim 12.sınıftı. O tm den hazırlandı Sosyal Hizmet kazanmış istediği yer. Benimki de gözüktü en sonunda. Ben de dediğim gibi Ankara üniversitesi Hemşirelik.

Sonra dedim ki insanın nasibi neyse o gelir bulur seni. Tercih listemdekilerin hiçbirisini istemeden yazmıştım. İç mimarlık kesin gelir gözüyle bakıyordum. İlk tercihlerimden iç mimarlık gelmemiş ve ondan sonraki hemşirelik gelmiş.

Her zaman sağlık alanının bir parçası olmak istemiştim. Kafa karışıklığı yaşadığım o tercih döneminde istemediğim yerleri başa yazsam da yine de nasipte olan geldi. Hemşirelik kazandım.

Yani demem o ki biz ne kadar düşünsek de plan da yapsak Allah’ın dilediği olur. Bizim yapmamız gereken çalışmak ve sonrası tevekkül.


*Bu arada Ankara ünide hemşirelik kazanırsanız heyet raporu gerekiyor. özel hastane kabul etmiyorlar. Tam teşekküllü resmi devlet hastanesi istiyorlar. Oradan heyet raporu almalısınız. Kayıt için şart. *

Tercihler çok değişik işler. Beklediğini de bulabilirsin, beklemediğini de. O yüzden hepsi çıkacak gözüyle bakarak yazın listenizi.

O hayatı siz yaşayacaksınız. Önce kendi iç sesinizi dinleyin. Ne olmak istiyorum? Neyi seviyorum? Neler beni mutlu eder?

Herkesin mutluluk kriteri ve hayattan beklentileri farklı. Başkalarının tavsiyelerini elbette dinleyin ama her zaman en sonunda kendi aklınıza ve yüreğinize uyan şeyi tercih edin. Hayatta da bu böyle değil mi zaten?

Tercihinizi yapın. Sonra gönül rahatlığıyla deyin ki; ben sonuç ne olursa olsun önüme çıkan bu yolda mutlu olmak için çok çabalayacağım.

Hayat sizin hayatınız, sizin kararınız ve sizin mesleğiniz. O yüzden doğru tercih yapmak önemli. Severek yapacağın mesleği yaz. En az 40 yıl çalışacaksın o meslekte.

Kalbinin sesini dinle derler ya. Tam da böyle durumlarda en çok o lazım. Aklın da lazım tabii. tercih döneminde kendini tanımaya çalışıyor insan. Kendini bolca sorguluyorsun. Sevdiklerini , sevmediklerini. Ayrıca çevrendeki insanları da tanıyorsun. Seni gerçekten önemseyenleri ve diğerlerini…


Ben istesem yeni açılan ünilerde ftr diyetisyenlik yazabilirdim onlar puansız olduğundan gelme şansı da yüksek olurdu ama aklımla onu reddettim. Çünkü atamaları yok denecek kadar az. Devlete giremeyeceksem sağlık sektöründen öyle bir şeyler istemiyorum dedim. Bana uygun değildi. Herkesin kendi kararı yani. Herkesin işinden beklediği farklı şeyler.

En sonunda o gün geldi çattı. Üniversiteye başladım. Pek istemeyerek gelsem de şu an sevdim mesleği. Hemşire olmanın çok zor ve çok sorumluluk gerektiren bir meslek olduğunu daha iyi anladım. Zor evet ama severek yaparsan, yardım ettiğin o insanların yüzünü görünce, onların dualarını alınca gönlün doyuyor.

Ayakta çok kaldığın için ayakların belin ağrısa da yine de o insanlara yakın olmak, dertlerini dinlemek, yardım etmek tüm acılarına değiyor. Bir de onlar iyileşip giderlerse çok daha mutlusun.


Bir gün hemşirelikle ilgili yazı da yazacağım. İlgilenenlere iyi gelir. Ben tercih döneminde çok baktım ama 2 3 yazı video anca buldum. Bu kadar çok tercih edilen ve sevilen meslek ama tanıtıcı yazı yok. O yüzden bir gün mutlaka detaylıca anlatacağım benim bakışımdan hemşirelik mesleği nasıl diye.

1.sınıf güzel geçti. Başımı kaşıyacak zamanımın olmadığı 2 yıllık sınav maratonundan sonra rahat geldi üniversite. İlerde zorlaşacak ama 1.sınıf güzeldi yani. Kendime, aileme vakit ayırabildim. Kitap okudum çokça. Bloğa yazabildim. Film dizi çok izledim zaten. 

Bir de hayata bakışım olgunlaştı. Kendime güvenim arttı. Kendimi daha iyi tanıdım. Çevrem değişti. Yeni arkadaşlar edindim. Bana yük olan insanlardan uzaklaştım. Kalabalığı değil de sadeliği tercih etmeye başladım. Aile olarak hala kalabalık aileleri seviyorum ama ayda yılda bir kalabalık bir araya gelmek tadında oluyor. Arkadaşlıkta da 1-2 kişi olsun yeter. Çoğu zarar. Fitne fesat, kıskançlık, kavga çok oluyor arkadaşların çoksa. Artık kimseyi çekemiyorum. Kendi halimde takılmayı seviyorum. Başımı dinlemeyi, yalnız vakit geçirmeyi öğrendim ve sevdim. Arada sırada dışarı o az arkadaşlarımla çıkıyorum birkaç saat takılıyoruz. Sonra eve gelip keyfime bakıyorum. Ailemle vakit geçiriyorum. Yaz akşamları terasımızda ailemle oturmayı çok seviyorum mesela.


Neyse işte konu dağıldı. İşin özü herkes kendini tanısın. Bu hayat sizin. Kendinizi önemseyin. Kendinize güvenin.

Üniversite çok güzel. Daha derin bilgiler öğreniyorsun, farklı insanlarla tanışıyorsun, yeni ortamlara giriyorsun. Kendi sınırlarını keşfediyorsun. Bu hayatın tadını çıkarın. Lisede yaşadıklarınız iyi de olsa kötü de olsa bitti artık ve yepyeni bir sayfa açıldı. O sayfayı rengarenk doldurun.

Sevmediklerinizi atın kurtulun, yeniliklere seveceklerinize yer açın. Hayatı dolu dolu yaşayın. Mutluluk avucunuzun içinde olsun. Bu ülkenin geleceği parlak gençlerinden olun. Sevmediğiniz şeyleri değiştirecek gücünüz olsun. Ben bu umuda inanıyorum. Siz de inanın ve hep birlikte daha güzel bir ülke için çalışalım :)

Siz de kendi hikayenizi aşağıya yazın. Belki birine ilham olur. Moral olur. Hem de hatıra kalır. :)

Bu arada fotoğrafların hepsi bana ait. Manzara fotoğrafı çekmeyi çok severim. Dedim bari bundan sonra bloga da ekleyim :)

-AMARİL-





29 yorum:

  1. Çinliler birine beddua eddrken Tanrı seni geçiş döneminde yaşatsın derlermiş. Zorlu sınavlar ve sonunda yapılan tercihler de tam bir geçiş dönemi. Kararsızlıklar yorucu oluyor. Ben Maliye bölümü okumustum. Bana hiç hitap etmedi. İs hayatımda bu bölüm üzerinden oldu. Çok şükür ailemin rızkını temin ediyorum. Bir ara yüksek lisans yaptım ancak şartlar devam etmeme izin vermedi. İçimde hep bir eksiklik vardı. Öğretmen olmak isterdim. Olmadı.Yıllar sonra Sosyoloji okudum. Ve, okurken çok keyf aldım. Yıllar sonra da olsa insanın keyf alarak okumak güzeldi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet çok haklısınız :)
      geçiş dönemi cidden doğru bir tespit. insanın keyif aldığı bölümde okuması çok güzel, siz bunu başarmışsınız yıllar sonra olsa bile ve bu çok iyi bir kazanç. inşallah daha da mutlu olursunuz :))

      Sil
  2. oooo mükemmel yazmışsın. bloguma koyayım da herkes okusun. bi de var zaten hazırlananlar hep aramızda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaa çok sağ ol Deep )) evet faydam dokunursa az bir şey bile olsa, çok mutlu olurum :)
      sınav çok yoruyor insanı..

      Sil
  3. voice ilk sezon bitiyo ne dizi yaa. çok acımasız katil buu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok acımasız . böyle katilleri izlemeyi onların düşünüş biçimini anlamaya çalışmayı seviyorum. farklı tipler. hele 2.sezondaki adam daha da vahşii..

      Sil
  4. Lise ve üniversite hayatımdan en önemli kazanımım, notların çok da önemli olmadığı :) Sınavlara çalışmaktansa mesleğin gerektirdiği becerileri geliştirmek daha önemliymiş, insan mezun olunca anlıyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok haklısınız. mesleği öğrenmek, pratik yapmak daha önemli. teorik unutuluyor ama pratik kalıcı :)

      Sil
  5. gençlere kendi deneyimlerinizden fayadalanarak harika bilgiler ve tavsiyeler vermişsiniz çok takdir ettim sizi başarılar diliyorum sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim. evet bir parça bile faydam dokunursa ne mutlu bana :)
      çok zor dönemler. her zaman kendi tecrübesini anlatan insanları sevmişimdir. sınav döneminde en çok buna ihtiyaç duymuştum. ama çevremde yoktu öyle tipler. o yüzden dedim ki ben yazayım da belki benim gibi düşünenler vardır. onlara faydalı olurum :)

      Sil
  6. 12. sınıfım benim de sıkıntılıydı, öğretmenler veli toplantılarında aileme 11'de bile daha çok çalışıyordu diye yakınıyorlarmış :D Zorunluluk ve baskıyı sevmiyorum sanırım, bende ters etki yaratıyor :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen ya benim de baskıda ters tepiyor ;))
      çok şükür o dönemleri atlatmışız ikimiz de ne güzel :)

      Sil
  7. Yanıtlar
    1. aşırı zor, streslisin gerginsin mutsuzsun ve tüm geleceğinin buna bağlı olduğu düşüncesi mahvediyor insanı. bir de sadece sınava endeksliyiz. başka şey bilmiyoruz kendimizi yükseltmek için. maalesef..

      Sil
  8. evet önceki yazımda sen de 12.sınıf olduğunu söylemiştin. sonra ne oldu bilmiyorum ama inşallah gönlüne uyan bir bölümdesindir :)

    YanıtlaSil
  9. koydum bloguma şimdiğğğğ :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okudum :) VOİCE dizisini tanıtman çok iyi olmuş dizi daha geniş kitleye yayılır sayende :) ben de yazdım yorumlarını ama malum benim blog daha az görüntüleniyor :(
      bir sürü sezon çeksinler diziden bıkmam :) bu tip konuyu kurguyu çok seviyorum yaa

      Sil
  10. Mutlaka ilgisini çekecek birileri olacaktır, emeğine sağlık. Ben de kızım için bilgilenmiş oldum, kararsızlık zor. Hele ne istediğini bilmiyorsan iş daha zor. Başarılar diliyorum okulunda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim. siz de kızınıza çok anlayışlı davranın :) bu dönemde aile desteği en önemlisi :)

      Sil
  11. Çok güzel bir yazı olmuş, özellikle böyle geniş bir bakış açısıyla düşünmeye, tavsiyelere ihtiyacı olan bir sürü kişi varken. Kalemine sağlık :) Ben de kendi dönemimi hatırladım, kesinlikle çok zorlu bir süreç, belki bir gün ben de mimarlık üzerinden bir şeyler kaleme alırım :D Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet yaz mutlaka. çünkü insan detaylı anlatana ve kendi his ve tecrübesinden yola çıkarak o dönemi anlatana muhtaç kalıyor ...
      teşekkür ederim beğenmene sevindim. daha çok uğra bloga :)

      Sil
  12. Aynı olayları yaşayıp aynı üniversiteyi kazanmışız haha :) Ama sana cidden hak veriyorum. Benimki de biraz tevekkül yolu ile olmuştu :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaa :) tevekkül kesinlikle :)
      size de başarılar diliyorum :)

      Sil
  13. oh bir sene acısıyla tatlısıyla, derslerle geçti gitti. Yeni bölümün hayırlı olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler :)
      2.sınıf oldum bile artık yeniliği kalmadı ;)

      Sil
  14. Tercih sürecinin bu kadar sıkıntılı geçmesine üzüldüm. Benim çok rahattı. Hatta şimdi düşünüyorum da doğru dürüst çalışmadan kazandım üniversiteyi diyebilirim ama herkes illaki bir yerde sıkıntı çekiyor. Benim de KPSS çalışma ve atanma sürecim çok bunaltıcıydı.3. senemde atanabildim.

    Bu işler dediğin gibi biraz da kısmet. Lisede hep edebiyat öğretmeni olmak isterdim ama Türkçe öğretmeni oldum. Şimdi iyi ki böyle olmuş diyorum. Liselerde çalışmak çok zor. Hangi akılla yazdıysam tercihlerimde ana sınıfı öğretmenliği de vardı. ataması çok kolay olduğu için bir dönem keşke gelseydi dedim ama şimdi çok şükür gelmemiş diyorum. Küçük çocuklarla uğraşmak da çok zor. En güzeli ortaokul, ne çok küçükler ne çok büyükler. İdeal :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet zordu ama çok tecrübe kazandım.
      haklısınız cidden. o an yaşarken kızıyoruz falan ama geriye bakınca bazen de iyi ki böyle olmuş, iyi ki o yoldan ilerlemişim diyoruz. Allah hepimizin karşısına iyi yollar ve insanlar çıkarsın ;)

      Sil

Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...