Yazar: Marissa
Meyer
Çevirmen: Deniz Arı
Yayınevi : Artemis
Yayınları - Roman Dizisi
Tür:
Fantastik, Macera
Seri adı ve sırası: Bir Ay
Günlüğü Kitabı Serisi # 2
Sayfa Sayısı: 484
Baskı Yılı: 2014
KİTAP TANITIMI:
Dünya
Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıyayken, Külkedisi İle Kırmızı Başlıklı Kız'ın
Yolları Kesişecek...
Mekanik
ustası sayborg Cinder hapishaneden kaçma planları yapıyor ancak bunu
başarabilse bile dış dünyanın tehlikelerine karşı kendini nasıl koruyacak?
Dünya'nın
diğer ucunda, Scarlet Benoit'nın büyükannesi günlerdir kayıp. Scarlet
büyükannesini bulmasına yardımcı olabilecek bir sokak savaşçısı olan Wolf'la
tanıştığında, başta bu yabancıya güvenmekte tereddüt ediyor. Ne de olsa
sokaklar 'kurt'larla dolu! Yolları kesişen Scarlet, Wolf ve Cinder birlikte
esrarengiz bir maceraya atılırken onları bekleyen yeni bir gizemden
habersizler. Şimdi üç masal kahramanı da Ay Ülkesi kraliçesinin hep bir adım
önünde olmak zorunda. Çünkü kötü kalpli kraliçe, yakışıklı prensi kendi kralı
ve esiri yapmak için elinden geleni ardına koymayacak.
Cinder
Hakkında:
"Sayborglar
arasında bir beyaz atlı prens."
-
The Wall Street Journal-
Marissa
Meyer, Washington'ın Tacoma kasabasında doğup büyüdü. Henüz küçük bir çocukken
kitaplara âşık olan Marissa, ergenlik yıllarından beri gençlik edebiyatı
üzerine çalışıyor. Peri masallarına da büyük bir sevgi besleyen Marissa,
gençlik günlerinden beri bu masalları yeniden kurguluyor ve bu tutkusundan da
vazgeçecek gibi görünmüyor.
KİTAP YORUMUM:
Yazar gittikçe çıtayı yükseltiyor. İlk kitap harikaydı bu daha
da harika :)
Seriyi hızlı bitirmek istemiyorum o yüzden ilk kitabı
bitirdikten çok sonra başladım. Ama iki üç günde bitti. Bir yandan da merak
ediyorum hızlı hızlı okumak istiyorum. Sanırım ikincisi olacak. Bu kitap çok
daha güzeldi.
Kitabın kapağı ve iç kapakları ve ön sayfadaki sepet resmi,
bölüm numaralarındaki karakteristik yazı yine muhteşemdi.
Bu kitapta yeni
kahramanlarla tanışıyoruz:
Scarlet namı diğer ‘Kırmızı Başlıklı Kız’.
Gizemli adam ‘Wolf’.
Hırsız, hükümlü, firari, komik, subay ama kendine kaptan diyen
‘Kaptan Carswell Thorne’.
Kitap Scarlet’ın babaannesinin kaybolmasıyla başlıyor. Polisler
onu bulamadıkları için davayı kapatıyorlar. Scarlet’ın büyükannesi Benoit
Çiftliği’nin sahibi, yalnız, çılgın bir kadın. Geçmişte yani emekli olmadan
önce ordu pilotuymuş. Scarlet kaçırılmasından kuşkulanıyor. Çünkü onun kimlik
çipi çıkarılmış ve hava aracını almadan gitmiş, ayrıca el ekranı da evde. Polisler
kendisinin gittiğini söylemelerine rağmen Scarlet babaannesinin çiftlikte
onunla birlikte mutlu olduğunu ve kaçmayacağını kaçırıldığını düşünüyor.
Çocukken
babasının onu oraya bıraktığından beri babaannesiyle yaşıyor ve onu çok iyi
tanıdığını kendisinden hiçbir şey gizlemeyeceğini biliyor. Kadının kaçırılması
için hiçbir neden de aklına gelmiyor. Sonuçta yaşlı bir kadın. Sakladığı ve
kaçırılmasına neden olabilecek ne biliyor olabilir ki? (!)
SCARLET
Scarlet her zamanki sebze teslimi için bir bara gidiyor. Orada
kasabaya yeni gelmiş dövüşçü olan belalı bir tipe benzeyen Wolf’la karşılaşıyor
ve işin rengi değişiyor. İkili baya bir macera yaşıyorlar. Scarlet adama
güveniyor ve onu sevmeye başlıyor. Hatta adam ona babaannesini bulmada yardım
edeceğini söylüyor. Kitap bir iki günü anlatıyor. O birkaç günde öyle şeyler
oluyor ki bazen yetişmekte zorlandım. Ama çok güzeldi, sürükleyiciydi,
etkileyiciydi.
Wolf çok farklı bir adam. Ağırbaşlı hatta utangaç denilecek
biri. Ama dövüştüğü zaman gözlerinde beliren vahşi ve aç ifade onu daha da
değişik yapıyor. Scarlet’ın en çok ihtiyacı olduğu anda ortaya çıkıyor. Ayrıca kolunda
dövme var sayı ve harften oluşan. Scarlet şüphelendiğinde ona Sürü Birliği
Askeri olduğunu ve bu çetenin Kurtlar olarak bilindiğini söylüyor. Ama daha
çok sakladığı şey var. Ben açıkçası onu çok sevdim. Scarlet’la diyalogları çok
güzeldi. Wolf'un domatesin ne olduğunu bilmemesi ve Scarlet'in bahçe domatesine bayılması çok hoştu :)
WOLF
Kitapta Cinder ve Kai’ye geçen bölümler de vardı. Hatta Levana’nın
tarafını bile anlatan bölüm vardı sonlara doğru.
Burdan sonrasını ilk kitabı okumayanlar okumasın SPOİLER içerir. İlk önce Cinder yorumumu okumanızı tavsiye ederim :)
Cinder en son hapsedilmişti ve Dr. Erland’ın sözüne uyarak
hapisten kaçmaya çalışıyor. Eğer kaçmazsa Levana onu Ay ülkesine götürüp
öldürecek. Kaçacağı zaman yanlış hücreye girince Thorne’la tanışıyor. Thorne onu
da kaçırmasını söylüyor ve karşılığında çaldığı en büyük ve kaliteli uzay
gemisini vermeyi teklif ediyor.
Hapisten kaçıyorlar. Ama Cinder AYCI özelliği olan göz boyama
ve kendi istediğini yaptırabilmeyi de kullanmak zorunda kalıyor. Aycı özelliklerini
kullanmak istemiyor ama kontrol de edemiyor. Bütün kitap boyunca Levana gibi
zalim olmamak için direniyor.
Thorne kitaba renk katmış. Çok acayip bir adam. Egolu ve
komik. Cinder’le yaptığı konuşmaların çoğunda güldüm. Kendisini çok yakışıklı
buluyor ve bütün kızların ona karşı çıkamayacağını düşünüyor ta ki Cinder’le
tanışana dek. Çünkü bu sefer karşısında rakip olarak İmparator Kai var ;))
Levana’yı daha iyi tanıyoruz. Çok daha büyük kötülükler
yapıyor. Cinder’in teslim edilmesini yoksa dünyayı işgal edeceğini söylüyor. Tabi
hala başlıca seçenek olarak Kai ile evlenip imparatoriçe olmayı hedefliyor. Kitabın
sonuna doğru beklenen oluyor dünyayı işgal etmeye başlıyor. Ama Cinder de artık
pasif kalmayıp güçlerini öğrenmeye karar veriyor. Şimdilik kaçak olarak yaşamak
zorundalar.
Bütün kitap boyunca Cinder ve Scarlet’ın karşılaşmasını
bekledim. Hiç tahmin ettiğim gibi olmadı ama yine de etkileyiciydi. Ayrıca onların
karşılaşması kitabın sonlarına doğru oldu.
Diğer beklediğim Kai ve Cinder’in karşılaşmasıydı ama olmadı. Şimdilik
sadece Kai onu uzaktan takip etti. Cinder de haber kanallarından. Zaten Cinder
firariyken bu mümkün olmazdı. Dünyanın iyiliği için Levanaya teslim etmek
zorunda olurdu Kai. Ama zaten kendisi de onun bulunamamasını istiyordu ;)
BİRAZ SPOİLER: İko en sevdiklerimden. Onu da bu kitapta
farklı bir şekilde görüyoruz. En son Adri onu parçalamıştı. Cinder de onun
kimlik çipini almıştı. Geminin oto kontrol sistemi olmadığı için İko’nun kimlik
çipini taktı ve kitap boyunca İko uzay gemisinin kendisi oldu :)
En sevdiğim kısımlardan biri de Wolf ve Scarlet’ın trenin
üstüne atladıkları kısımdı. Oraları okurken baya heyecanlandım. Hıpızlı giden
trenin üstüne atlamışlardı hem de Scarlet Wolf’un omzundayken. O zamanlarda
onlarda firariydi. İkisinin en çok yaklaştığı zamanlar tren bölümleriydi.
Diğer heyecanlandığım kısım Cinder ve Thorne un uzay gemisini
ele geçirdiği bölümdü. Scarlet ve Wolf’un Kurtlar’ın ana binasına geldikleri
zamanlarda da çok heyecanlandım, sinirlendim. Scarlet her şeye rağmen güçlü ve
çok cesur bir kız. Belki kırmızı pelerini yok ama kırmızı başlıklı eşofman üstü
vardı :)
Kai bu kitapta çok çaresiz, ihanete uğramış, yalnız biriydi. Zaten
babası yeni ölmüştü. Yasını bile tutamadan İmparator olmuştu. Tüm sorunlar
üstüne yüklenmişti. Bir de üstüne Cinder’in yalanları ve hapisten kaçması
eklenince iyice yorgun ve mutsuz olmaya başlamıştı. Tek düzgün destekçisi androidi
Nainsi’ydi.
Dr. Erland da kaçmıştı ve onun bir aycı olduğunu öğrendiler. Ama
o adamın ne yaptığını anlatan bir bölüm bile yoktu. İster istemez sevdim bu
adamı.
Scarlet’ın büyükannesi hakkında öğrendiklerim beni baya
şaşırttı.
Cinder zaten hep alışma dönemi içindeydi. Ama düşünecek ve
alışacak zamanı yoktu sürekli kaçması gerekiyordu. Prenses Selene olması ve bir
aycı olması onu çokk zorluyordu.
Kurtlar çok değişikti. Onlar hakkındakiler de çok ilginçti. Cidden
kurt gibi uluyorlardı. Bazılarının azı dişleri sivriydi bazılarının pençeleri
vardı.
Levana’dan ve onun Sihirbazlarından nefret ettim tekrar. Levana'nın genetik olarak geliştirilmiş ordusuna yaptıkları çok iğrençti. Daha küçük çocukken kendi iradeleri dışında onları canavara çeviriyor.
Kitabın sonu iyiydi. İlk kitap tahmin edilebilirdi ama bu çok
daha iyi ve sırlarla doluydu. Cinder kitabın sonunda kararlı ve güçlüydü. Tam olarak
Prenses Selene olmaya karar vermişti. Çünkü tüm dünyanın ona ihtiyacı vardı.
Kitapta bazı klişeler vardı elbette her kitapta olur. Onlar da kitapların temelinin masala dayanması veya başka bir seçenek olmamasından dolayıdır. Kitapları keyifle okudum o yüzden klişe umurumda değil. Hem bazı klişeler güzeldir değil mi?
Seri çok güzel ilerliyor. Fantastik seven ve masalların
temelinin alınıp gerisinin zengin hayal gücüyle harmanlanmasını okumak
isteyenler için muhteşem bir seri :)
AY GÜNLÜKLERİ SERİSİ
1.
CİNDER
2.
SCARLET
3.
CRESS
ARA KİTAP: LEVANA
4.
WİNTER
Okumak istediğiniz yorumu kitabın ismine tıklayarak okuyabilirsiniz :)
NOT: Çizimlerin hepsi alıntıdır. Kolajlar da alıntı. Fotoğraflar benim çekimim.
-AMARİL-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!