27 Nisan 2016 Çarşamba

MUCİZELER ÇAĞI – KAREN THOMPSON WALKER


Yazar: Karen Thompson Walker
Orijinal adı: The Age of Miracles
Çevirmen: Cem Demirkan
Yayınevi : Pegasus
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2014  
Tür: Fantastik

***

KİTABIN TANITIMI:

California'da sıradan görünen bir cumartesi sabahında Julia ve ailesi, dünyanın dönüşünün yavaşlamaya başladığını öğrenir. Günler ve geceler gittikçe uzamakta, yerçekimi kuvveti değişmekte ve doğa yok olmaktadır. 11 yaşındaki Julia ve tüm insanları yepyeni bir dönem beklemektedir.

"Gerçekte ne kadar az şey bildiğimiz hâlâ beni hayrete düşürüyor… Belki de benim ve ailemin başına gelenlerin yavaşlamayla hiçbir ilgisi yoktu. Mümkündü ama zannetmiyordum. Hem de hiç."

"İşte hayal gücü budur. Karen Thompson Walker dehşet verici bir gelecek ile günümüzün zekice ve güçlü tasvirini bir kurguda başarıyla bir araya getirmiş."
-Amy Bloom -

"Karen Thompson fantastik bir düşünceyi işleyip onu çarpıcı
bir şekilde gerçekçi kılmayı başarmış."
-Karen Russell-
KİTAP YORUMUM:

Güzel bir konusu ve güzel karakterleri vardı. Olağan dışı bir olay karşısında olaydan çok insan psikolojisini ele alıyordu. Belki aksiyon sevenler bu kitaptan sıkılır. Konusuna göre sürekli bir macera olacak mı diye sayfaları çevirebilirsiniz ben de ilk başta öyleydim. Çok fazla olay olmadı. Ama zaten yazar olayları değil de bize bir ders vermeyi, her gün var olan düzenin değerini bilmediğimizi anlatmaya çalışmış.

Zaten bir yerden sonra olaylara değil cümlelere kapıldım. Hiç sıkılmadım, yazarın anlatımı çok güzel. Ama tek kitabı bu galiba. Sakin bir kitap olmasına rağmen çok etkileyiciydi. Mesela kitabı okumayı bıraktığım zamanlarda kısa süreliğine zaman mekan karıştırdım. Sanki bizim dünyamızda yavaş dönüyormuş ve ben de Julia ile aynı kaderi paylaşıyormuşum gibi :)

Ben beğendim güzel bir kitaptı. Bence bir yerde rastlarsanız ya da hala okunmayan kitaplar köşesinde duruyorsa yoğun bir zamanınızda okuyabilirsiniz. Olayların baş döndürücü hızı yok. Genel olarak sakin ve yeni duruma alışmaya çalışan, hayatlarını yeniden düzenleyenlerin hikayesi bu. Yani insan ilişkilerini, kıyamet sonrası bir duruma verdikleri tepkileri anlatmaya çalışmış yazar ve başarmış da bence :)

Zaman, ne kadar hızlı geçiyor hiç farkında değiliz. Saniyeler içinde tüm dünyada bizim hiç haberdar olmadığımız şeyler yaşanıyor. Doğumlar, ölümler, kazalar, doğal felaketler, mutluluklar, üzüntüler, başarılar ve daha neler neler… Bunların hepsi bir ana sıkışıyor. Herkesin ayrı derdi var. Ama biz hep kendimizde takılıp kalıyoruz. Başkaları ve dünya hele ki geçen zaman hiç umurumuzda değil. Halbuki zaman o kadar değerli ki. Bu kitapta varlığını bildiğimiz ama umursamayıp unuttuğumuz zaman ele alınmış.

Bir gün 24 saat ama bu kitapta günler uzuyor, 25 saat, 32 saat, 48 saat, 72 saat…  Günlerin saatlerinin artmasının ne önemi var diyebilirsiniz. Ama denge bozuluyor, dünyanın dönme hızı yavaşlıyor.


Fazla gün ışığına ya da karanlığa dayanamayan bitkiler ölmeye başlıyor, bir zaman sonra güneş insanları yakmaya başlıyor. bu yeni düzene alışamayan insanlarda Sendrom dedikleri bir hastalık baş gösteriyor. Radyasyon artıyor, kuşlar, deniz canlıları, bitkiler, hayvanlar, insanlar ölmeye başlıyor. İnsanlarda ruhsal bunalım ve öfke sorunları başlıyor, suç oranı artıyor. İnsanların düşünmek için daha çok zamanı olmasına rağmen. Yıllar sonra bile anılar kolayca hatırlanabiliyor. Yer çekimi değişiyor. Ne kadar korkutucu değil mi? 

Bu olay yaşandığında 11 yaşında olan Julia. Ama Julia’nın gelecekteki hali anılarını anlatıyor yani çocuksuluk yok. Çok anlamlı cümleler var. Her zaman sahip olduğumuz ama farkına varmadığımız bizi insan yapan değerlerden çok güzel  bahsediyor.

Julia ve ailesi yine 24 saatlik düzene uyuyorlar çoğu insanın yaptığı gibi ve karanlıkta bile okula gidiyor yani. Gündüz ve gece anlamını kaybediyor. Etraf zifiri karanlıkken onlara göre sabah oluyor ve bu düzene uymak zorundalar. Bir de gerçek zamancılar var. Güneş doğunca kalkan, batınca uyuyanlar. Artan her saate rağmen vücutlarının dayanabileceğini savunanlar, ama bunlar bir zaman sonra dışlanıyor. Kitap Julia ve ailesi etrafında gerçekleşiyor. Zaten pek bir macera olmuyor. Bir de onun sevdiği çocuk Seth Moreno var keşke yazar ona daha çok yer ayırsaydı. Çok gizemli ama tanıdıkça sevilen bir karakter. Julia çok akıllı ve içine kapanık bir kız. Daha fazla bahsedemem konudan yoksa spoiler olur.

Bence okuyun. Çıkarılacak çok güzel dersler var. Dünya gittikçe yavaşlamaya devam ediyor ve dediği gibi hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Ben bu olayla ilgili daha çok şey öğrenmek isterdim ve giden bir kişinin geri dönmesini (okuyanlar kim olduğunu bilir) ama mümkün değil…

Dediğim gibi çok fazla aksiyon ve savaş bekliyorsanız beklemeyin :) Ama kitabın konusu ve verdiği düşündürdüğü fikirler güzeldi. Üzerinde biraz da olsa düşünülmesi gereken bir kitaptı. Ben sevdim farklı bir tecrübe oldu :)


ALINTILAR:



 "Başta farkına varamadık, hissedemedik."

“Daha sonra o ilk günleri düşündüğümde aslında yanlış şeyler yüzünden endişelendiğimizi görüyorum: ozon tabakasındaki delik, buzulların erimesi, Batı Nil virüsü, domuz gribi ve katil arılar. Ama gördüğüm kadarıyla başımıza gelen asla endişelendiğimiz gibi olmuyordu. Gerçek felaketler her zaman farklıydı – öngörülemez, tedbir alınamaz ve bilinemez.”     

“O zamana kadar asıl büyük felaketlerin, olmasını beklediklerin değil de beklemediklerin olduğunu öğrenmem gerekirdi.”

"Milyonlarca uğur böceği sahaya inince futbol maçımız iptal edilmişti. Güzellik bile çok fazla olduğu zaman ürkütücü olabiliyordu. "

''Bu hayatta yapmak zorunda olduğun tek şey ölmektir,'' diye cevap verdi Bayan Pinsky. Bu onun en sevdiği sözlerinden biriydi. ''Kalan her şey seçimine kalmıştır.''

“Bay Jensen bir zamanlar bize paralel evrenler olduğunu anlatmaya çalışmıştı, erişilemez ama gerçektiler ve orada her şeyin gerçekleşmesi mümkündü. Burada olmayan her şey başka bir yerde oluyor, her seçenek farklı bir evrende farklı şekilde yaşanıyordu. Ama bu dünyada, en azından şimdilik, tek bir sonuç vardı.”

“Kendimi yalnız hissettim. Araba tekrar hareket ettiğinde belki de ilk kez aileme bir şey olursa bu dünyada yapayalnız kalacağım aklıma geldi.”

“Doğaçlama yaptık. Uyum sağladık. Oldurduk.”

“Eski 24 saatlik saatlerin 12 saatlik dilimleri artık gözümüze tuhaf görünmeye başlamıştı. Zamanında böyle basit şeylere nasıl olmuş da inanmıştık?”

“Işık gündüzden, karanlık ise geceden koparıldı.”

“Yeni günler ilk başta bize ne kadar tuhaf gelse de eski günler de çok geçmeden yabancı gelmeye başlamıştı.”

“Gittikçe daha tedirgin olmaya başlamıştım. Sürekli irili ufaklı felaketlere ve her köşede bizi beklediklerini hissettiğim hüsranlara karşı tetikte olan bir kız.”

“O gün okulun son günüydü, hatırladığım en sessiz son gündü.”

“Aşk biter ve insanlar bıkar, zaman geçer, dönemler sona erer.”

“Gerçekte ne kadar az şey bildiğimize hala hayret ediyorum.”

“Ama geçmiş çok uzun, gelecek ise çok kısaydı.”

 “Kimi zaman en hazin hikayeler en az kelimeyi gerektirir.”

“Parmaklarımızı yaş betona batırıp bildiğimiz en doğru ve basit şeyi yazmıştık – isimlerimizi, tarihi ve şu kelimeyi: Buradaydık.”

                                                           -AMARİL-

6 yorum:

  1. Bu kitabı ben de geçen yıl kitap fuarında görmüş ve çok beğenmiştim, ama tabi biraz daha araştırmadan almak istememiştim. Şimdi yorumunu okuyunca fark ettim ki iyi ki önceden almamışım; çünkü yanlış bir beklenti içinde olacaktım kitaba karşı. Fakat şimdi yorumunu okuyunca kitaba ısındım ve onu daha çok sevidim, hele alıntılar o kadar güzel ki... En kısa zamanda okumak istiyorum, yazı için çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şevvalcim, ne demek ben teşekkür ederim asıl :)
      Evet herkes farklı beklentilerle başlamış ve hayal kırıklığına uğrayıp sevmemiş bende o yüzden böyle anlattım ki bu haliyle onu daha çok sevsinler. Gerçekten kitap çok farklı ve güzel umarım siz de en kisa zamanda okursunuz :)
      Evet alıntılara ben de bayıldım gerçekten öyle çok fazla güzel söz var ama hepsini yazarsam olmazdı ;)

      Sil
    2. O hissi çok iyi biliyorum, insan neredeyse tüm kitabın altını çizmek istiyor bazen :))

      Sil
    3. Aynen, gerçekten harika kitaplar ve harika cümleler var. Cümlelerde kendini kaybetmek harika bir duygu gerçekten de :) :D

      Sil
  2. Aldığım bir kitabın ayracında bu kitap vardı ayraçtaki yazıları okudum çok hoşuma gitti hemen gittim kitabı aldım şu an ortalardayım ama hoşuma gitti sevdiğim tarz bir kitap olduğu içinmi bilmiyorum ama bence güzel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bencede güzeldi. Okuduğuna o pişman olmazsın :)) iyi okumalar ☺

      Sil

Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...