İlk Yayınlanma
Tarihi: 1937
Yazar: Sabahattin
Ali
Uyarlamalar: Kuyucaklı
Yusuf (1985)
Yayınevi : Yapı
Kredi Yayınları
***
KİTAP TANITIMI:
İlk
Basımı 1937 yılında “Yeni Kitapçı” tarafından basılan roman, Sabahattin Ali’nin
roman türünde ilk eseridir. Öykü yazarı olan Ali’nin bu eseri MEB Ortaöğretim
100 Temel Eser Listesinde yer almaktadır.
YKY
tarafından ilk olarak 1999 yılında basılan roman günümüzde YKY (Yapı Kredi
Yayınları) tarafından basılmaya devam edilmektedir. Kitabın editörlüğü Ayfer
Tunç, yeni kapak tasarımı ise “Nahide Dikel” tarafından yapılmıştır.
1985
yılında Sinema filmine uyarlanan romanın filminde Talat Bulut, Derya Arbaş ve
Ahmet Mekin’in rol almış, filmin yönetmenliğini ise “Feyzi Tuna” üstlenmiştir.
Kuyucaklı
Yusuf konusu itibariyle ailesinin katledilmesiyle sahipsiz kalan dokuz
yaşındaki Yusuf’un olayı soruşturmak için Kuyucak’a gelen Nazilli Kaymakamı
Selahattin Bey tarafından evlatlık alınması ve çocuğun daha sonraki hayatı
anlatılmaktadır. Edebiyat eleştirmenlerine göre Yusuf karakteri, köyden şehre
göç edip şehir hayatına uyum sağlayamayan insan tipinin habercisi olarak
değerlendirilmektedir.
KİTAP YORUMUM:
Merhaba arkadaşlar 😃
Kitabı geçen dönem okudum ancak yorumunu giremedim.
Sabahattin Ali’nin tarzını seviyorum. Yazdıkları yüreğe
dokunuyor. Sevgiler çok naif, karakterler bizden. Bu kitabında ise Aydın’ın
Kuyucak köyündeki Yusuf’un hikayesini anlatıyor. Kitap Yusuf’un anne babasının
öldürülmesiyle başlıyor. Oraya gelen kaymakam Salahattin Bey, Yusuf’un haline
acır ve onu evine alır.
Yusuf, hiç bilmediği bir yere gider. Oradaki insanlar
kendi ailesi ve çevresindekiler gibi değildir. İnsanlar fenadır. Yusuf onlara
uzun zaman alışamaz hatta hiç…
Yusuf çok naiftir. Kitabın arkasında da yazıyor ya en romantik
karakter diye. Ama bence romantiklikten ziyade çok saf bir karakter. Herkes Yusuf’u
kandırır. Çok sevdiği karısı bile.
Salahattin Bey’in karısı Şahinde Yusuf’u hiç sevmez. Bir de
onların kızları Muazzez vardır. Yusuf ve Muazzez çok iyi anlaşırlar.
Gel zaman git zaman Yusuf büyür. Yusuf şehirlilerin
tavırlarına daha alışamamıştır. Çok saf ve masum düşünmeye devam eder. Ama insanlar
dediğim gibi fesat, kindar, yalancıdırlar. Yusuf’un masumluğunu kullanırlar.
Muazzez’in evlenme çağı gelince biri onu ister. Ama Yusuf’un
içi rahat değildir. O kişiyi gözü tutmaz, bir yandan da içinde anlam veremediği
sıkıntı vardır. Muazzez, Yusuf’la konuşmaya çalışır ama Yusuf ondan kaçar.
Sonra bir şekilde konuşurlar ve iki genç de birbirini çok sevdiklerini
fark ederler. Evlenirler. İstedikleri tek şey birlikte yaşamaktır. Bir süre her
şey yolunda gider ancak sonra ortalık karışır. 👇
Yusuf çalışmak için başka yerlere gitmeye mecbur kalır. Muazzez’i
annesi Şahinde ile bırakır. Ama keşke bırakmayıp karısını da yanında
götürseydi. Ah o Şahinde… Rezil bir insan. Nefret ettim ondan da yanaştığı
kişilerden de. Kendi ahlakı bozuktu kızını da mahvetti. Yusuf çok saf ve masum
ama o insanlar Yusuf’u çok fena üzdüler, çok sevdiği karısını yanlış yola
getirdiler.
Roman böyle. Sonu da feci. Hüzünlü bir aşk hikâyesi bu. Muazzez’i
sevemedim çok. Keşke gerçekleri Yusuf’a anlatsaydı, keşke gitselerdi oradan
birlikte. Keşke Yusuf da karısına daha dikkatli baksaydı. Tek istedikleri
birlikte olmaktı, huzurla yaşamaktı ama mahvoldular.
Son pişmanlık fayda etmez ya. Yazar bunu çok iyi anlatmış. İnsanların
ne kadar fena yaratıklar olduğunu, her türlü kötülüğü yaptıklarını, masum
insanları da kendi kirlerine çekip boğduklarını…
İnsanlar çok zalim değil mi? O sonu okuyunca içime oturdu. Muazzez’e
üzüldüm. Yusuf’a daha da çok…
Açlık da insana kötü şeyler yaptırıyor. Aç gözlülükte öyle…
Yusuf, yetim ve öksüz kalmıştı. Bir eve sığındı. İyi veya kötü
baktılar. Sonra büyüdü aşık oldu. Evlendi ama para kazanmak için başka yerlere
gitti. Karısı tek kaldı. Sonra kötü insanlar karısına kötü şeyler yaptılar. Karısı
sustu, anlatmadı, aklı başına gelince her şey bitmişti. Yusuf yine yalnız
kaldı. Hep yalnızdı aslında. İnsanlar onu anlamadı.
İnsanlar onun masumluğunu kullandılar, Yusuf onları anlamadı,
yalanlara kandı.
Hayat böyle işte. Birileri kazanırken birileri kaybediyor. Birileri
safken birileri onların saflığını kullanıp kötü şeyler yapıyorlar.
Kitabın sonlarında yazan incelemede demiş ya; ölüm
ağırlıklıydı kitap. Ölümle başlayıp ölümle bitti.
Çok şey anlatıyordu, çok şey kattı bana. Düşündüren bir
kitaptı yine. Sabahattin Ali’yi okumayı seviyorum. Yaptığı tahliller,
karakterleri, olayları çok iyi.
Kürk Mantolu Madonna’yı daha çok sevdim ama, onun yorumunu tıklayıp okuyabilirsiniz. İlk okuduğum o olduğundan mı bilmiyorum da.
Bu kitapta çok sıkıldım, üzüldüm, sinirlendim. İnsanların kötülüğüne
kızdım. Acınacak şekildeydi Yusuf. Yapayalnızdı. Karısı da ona sahip çıkamadı. O
da karısına sahip çıkamadı. Yitip gitti aşkları…
Filmi de varmış, izlemek isterseniz. Yukarıda uyarlama kısmında yazıyor ne zaman çıktığı :)
*ALINTILAR*
Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat
yokluğu müthişti...
***
''O gelmez artık!'' dedi.
''Nereden biliyorsun?'' dedim.
''Gidişinden belliydi!'' dedi.
***
"Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi!
ölünceye kadar insanın sırtından atmayacağı şeyler de var. "
***
Sözlerinden bir şey anlamayacaklar ve o, anlattığı ile
kalacaktı.
***
Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece
hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
***
"Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni
bir hayata doğru yürüyecekti."
***
Hayat bu derece manasız ve insan dünyaya boş durmak için
gelmiş olamazdı.
-AMARİL-
Sabahattin Ali okunması gereken kalemi kırılmaz yazarlarımızdan birisi...
YanıtlaSilkesinlikle öyle :))
SilSabahattin Ali'den okumak istediğim kitap ama fazla acıklıymış...
YanıtlaSilevet acıklı ama farklı şeyler öğretiyor yine :)
Silokuyun mutlaka..
Sabahattin Ali hayranı olarak, alıntılarınızı çok sevdim.
YanıtlaSilteşekkür ederim :)
Silmadonna ile yusuf ne kadar farklı romanlar ama de miiii :) yine iyi bi kitap okudun seeeen :)
YanıtlaSilevet çok iyi bir kitap ve kesinlikle farklılar :))
Silsabahattin ali'nin herkesçe keşfedilmesinden çok mutlu oluyorum, değeri uzun yıllar saklı kalmış gibi.
YanıtlaSilevet saklı kalmış. yasaklanmış. ama şimdi çok rağbet ediliyor :)
Silteşekkür ederim :))
YanıtlaSilBende Kürk Mantolu Madonna ve Sırça Köşk kitaplarını Kuyucaklı Yusuf kitabına göre daha çok sevmiştim.
YanıtlaSilöyle mi? sırça köşkü henüz okuyamadım. bbakalım ben sevecek miyim?
SilSabahattin Ali en sevdiğim Türk yazarlardan. Kuyucaklı Yusuf kitabı zaten bir efsane oldu.
YanıtlaSilevet bu aralar çok okunuyor.
SilFilmi olduğunu bilmiyordum. Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna ile çok popüler ama diğer kitapları da en az onun kadar güzeldir. Hatta ben yazardan en çok İçimizdeki Şeytan kitabını beğenmiştim. Okumadıysan öneririm.
YanıtlaSilokudum ama pek bana hitap etmedi o ya. sonra başka bir xzamanda yeniden okuyup bakarım ona. çünkü cidden elimde süründü kitap ve sevemedim.
Sil