27 Ağustos 2018 Pazartesi

GÖRÜNMEZ ADAM – H.G. WELLS


Bilimkurgunun kültlerinden birisi olan Görünmez Adam kitabını yorumlamayı çok istedim. Belki bu konudan sıkılmışsınızdır görünmezliğin işlendiği onca kitap ve filmler var. Ama bu kitap çok eski zamanda yazılmış ve müthiş bir zeka sonucu ortaya çıkmış. Görünmezliği mantıklı açıklayan ilk kitap sanırım.

H.G.Wells'in okuduğum ilk kitabı ve kesinlikle son olmayacak =)

Bir bilim insanı yıllarca deneyler yapıyor görünmezliği bulmaya çalışıyor. En sonunda buluyor. Bunu tüm dünyaya yaymadan önce kendi üstünde deniyor / denemek zorunda kalıyor. En başta sadece bilim tutkusuyla başlayan bu macera sonradan insanlık dışı bir şeye dönüşüyor. Wells bile Görünmez Adamı bize sevdirmeye çalışmıyor daha çok onu eleştiriyor ve yermeye çalışıyor. Bu çok garipti. Görünmez Adamı kimse anlamaya çalışmıyor çünkü insanlar bilmediğinden korkar. Özellikle görmediği ama sesini duyduklarından. Herkes ona zarar vermeye çalışıyor arkadaşı bile.


(FOTOĞRAF BANA AİT ALMAYINIZ.)

İlk başta Görünmez Adam yapacağı harika şeyleri düşünerek çok daha tutkulu bir halde oluyor ama sonradan acı gerçekleri fark ediyor. Soğuk bir kış gününde hem de kar yağarken çıplak bir halde dolaşmak çok zor. Kar birikintisi üzerini kaplarsa varlığı ortaya çıkar. Çamura basarsa ayak izi bırakır ve çocuklar fark eder. Yemek yerse sindirmeden insan içine çıkamaz çünkü yemekler görünür haldedir.

 Görünmez olunca kiralık evini de kaybetmek zorunda kaldığı için kış gününde yatacak yer bulmak çok zor olur. Böyle iğrenç durumlar onu insanların gelip gitmediği Iping kasabasına yönlendirir. Üstüne bir palto giyer. Yüzünün tamamına sargı bezleri, takma burun ve kocaman gözlükler yerleştirerek kasabaya gelir. Bu esrarengiz yabancıyı hiç misafiri olmayan han sahipleri şaşkınlıkla karşılar. 

Bu adam uzun süre gözlerden uzakta yaşar ama işte insanlar merak etmeden duramaz. Bu adamı rahat bırakmazlar. Oysa tek istediği parasını ödediği odasında kimseyi görmeden huzurla çalışıp deneyi tersine çevirecek bir yol bulmaktır.



(FOTOĞRAF BANA AİT ALMAYINIZ.)

Olaylar karışır bir numaralı aranan adam olur tuzaklar kurulur. Böyle bir durumda Görünmez Adam insanlara zarar vermek zorunda kalır. Kimse onu umursamaz zaten hayvandan daha beter davranirlar ona. Ne kadar kötü şeyler yapsa da ben empati kurabildim Görünmez Adamla. Evet çok fena şeyler yaptı. Ama o iyi şeyler hayal ederek başlamıştı ve kimseye güvenemediği bir duruma düşünce, herkes ona karşı cephe alınca ne yapabilirdi ki başka? Hangimiz görünmezlik kazanınca insanlık dışı davranmayız ki? Vücudumuzu göremeyince, insan gibi rahatça uyuyup yaşamayınca, yemek yiyemeyince hangimiz insan kalabiliriz?

Insanlar bilmediği şeyden korkar. Görmediğinden daha fazla. Bunu çok iyi anladım kitabı okuyunca.
Anladığım diğer şey de her şeyin bir sınırının olduğu. Bizi aşan şeylere kalkışmak büyük zarar getirir. Tıpkı görünmez adam gibi. Iyi niyetle başlansa dahi sonunun kötü olacağı baştan belliydi. Çünkü o sınırı aşan bir deney yaptı. Geri döndüremedi. Daha da kötü oldu.
(FOTOĞRAF BANA AİT ALMAYINIZ.)

Bilim uğruna bir şeyler yapınca iyi niyetle başlansa bile işin sonu kötüye gider. Belki de doğanın dengesini değiştirdiğimiz için kötülükler gelir başımıza. Görünmezlik yapılabilir bir şeydir belki de. Bu kitapta anlatılan yol çok mantıklıydı. Ama yapılırsa da sonuçları çok fena olur. Tıpkı nükleer santral kurmak için ağaçları kesmek doğayı tahrip etmek ve sonucunda kötü şeylere sebep olmak gibi. Canlı klonlamak gibi. Besinlerin DNA'sını bozup yiyen insanlarda hastalıklara sebep olmak gibi.

Benim anladığım  şu: Bilim mükemmel bir şey. İstediğimiz şeyi yapabiliriz. İnsanlari doğayı değiştirebiliriz ama bunun bir sonucu olacak elbette. Her etkiye tepki verilir. Doğanın dengesini bozmanın sonuçları çok ağır olur. O yüzden ne yaparsak yapalım her şeyin sınırını bilerek yapalım . Ödeyemeyeceğimiz bedellere sebep olmayalım. Kısacık ömrümüzü insanlığa ve doğaya faydalı olarak geçirelim. Bizim için yaratılmış bu mükemmel dünyayı cehenneme çevirmeyelim.

Görünmez Adam kitabının filmi de yapılmış tabii ki. Izleyebilirsiniz. Ben daha izlemedim. Eski zamanda yapıldığı için siyah beyaz diye biliyorum filmi. Izleyenler yorum bırakabilir =)

NOT: Yazarın Zaman Makinesi kitabını da okuyup yorumladım. yorumumu buraya tıklayarak okuyabilirsiniz :)

~Amaril~


2 yorum:

  1. Ben de yazarın Zaman Makinesi kitabını okuyorum, sonlarındayım. Yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok sevdim. Daha sonra benzeri çekilen senaryolardan daha ilgi çekici. 1800'lü yıllarda yazıldığı için sonradan aynı konuları işleyen herkese ilham olmuş sanırım Wells.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kesinlikle ilham olmuş. En ilgi çekici konuları yazmış ve çok eski yillarda. Hayran olmamak elde değil =)

      Sil

Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...