Kitabın Orjinal Adı: These Broken Stars
Yazarı: Amie Kaufman & Meagan Spooner
Seri Bilgisi : Starbound #1
Yayınevi: Go! Kitap
Sayfa Sayısı: 519
Tür: Bilim-Kurgu, Fantastik, Macera, Gizem
KİTAP TANITIMI:
O
gecenin, devasa uzay gemisi ikarus'taki diğer gecelerden hiçbir farkı yoktur.
Ta ki o büyük felaket gerçekleşene ve İkarus yakınlardaki bir gezegene düşene
dek. Elli bin yolcu kapasiteli gemiden yalnızca iki kişi kurtulmuştur: Evrenin
en zengin adamının kızı Lilac LaRoux ve genç bir savaş kahramanı olan Binbaşı
Tarver Merendsen.
Binbaşı
Merendsen, Lilac gibi kızların insanın başına beladan başka bir şey
getirmediklerini uzun zaman önce öğrenmiştir. Lilac da, Tarver'ın kendi iyiliği
için, onu kendisinden uzak tutması gerektiğinin farkındadır. Ama ıssızlığın
ortasında hayatta kalabilmek için birbirlerine ihtiyaçları vardır. Açlık, soğuk
ve vahşi hayvanlara bir de Lilac'ın duyduğu fısıltılar eklenince birbirlerine
güvenmekten başka çareleri kalmaz. Ne var ki çok geçmeden, onları birbirlerinin
kollarına iten bu trajediden büyük bir aşk doğar. Artık kurtulup kendi
gezegenlerinde bir ömür ayrı kalmaktansa düştükleri bu ıssız gezegende birlikte
olmayı tercih ederler.
Ama
her adımda onları takip eden gizemli fısıltıların ardındaki gerçeği
öğrenmeleriyle her şey bir anda değişir. Lilac ile Tarver o gezegenden
ayrılsalar bile artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Nefes kesen bilim
kurgu üçlemesinin ilk kitabı, Benim Uzak Yıldızım, zaman ve mekân tanımayan sonsuz
bir aşkın hikâyesi…
KİTAP YORUMUM:
Kitap muhteşemdi, uzun zamandır bu kadar meraklanmamış ve
heyecanlanmamıştım. Kitaba kendimi kaptırdım ve canım başka bir şey yapmak
istemedi. Eğer kitabı bırakıp fizik çözseydim kesinlikle aklım kitapta kalırdı.
Ben de dünü hep bu kitabı okumaya ayırdım kurstan gelince. İyi ki de öyle yapmışım. Sınav haftamız ve
çok yoğunum aklım çok dolu. Bu kitap bana ilaç gibi geldi. Mutlu olmamı
sağladı, bazı yerlerinde duygulandım, özellikle son 100 sayfa kalınca neye
uğradığımı şaşırdım.
Kitap kalın olmasına rağmen su gibi aktı ve bitirdim, hiç
bitirmek istemedim. Çünkü Lilac ve Tarver’ı , ayrıca oluşturulan dünyayı da
özleyeceğimi düşündüm. Sonlara doğru
gerçekten elimden bırakamadım. Beni çok etkiledi. Olaylar olsun kurgu olsun hepsi
çok iyiydi, karakterler zaten harika.
Kitap hakkında spoiler yemiştim ama onu unutup okumaya devam
ettim. Ama gerçekten çok büyük bir spoiydi. Eğer sizde yemişseniz bence hiç
durmayın devam edin, çünkü gerçekten çok farklı yerlere bağlanıyor. Şimdi ne
olacak geri kalan sayfalar onsuz mu devam edecek? falan demiştim. Ama o aslında
sonun başlangıcı gibi bir şeydi. Kitapta hiç tahmin edemeyeceğim şeyler oldu.
Konusuna gelirsek.
İnsanlar uzayı katlayarak yolculuk yapmayı öğrenmiş. Hiperuzay yolculuğu. İkarus adlı en büyük uzay gemisinde bulunan Tarver Merendsen ile başlıyor kitap. Tarver genç yaşına rağmen savaşta kazandığı Binbaşı ünvanına sahip ve bu yüzden bütün galaksinin kahramanı olan bir insan. Ünvanını kutlamak için onu sosyetenin kaldığı İkarus’a davet etmişler. Diğer karakter Lilac LaRoux. Lilac galaksideki en zengin ve bulundukları geminin sahibi iş adamının biricik kızı. İkarus uzayı katlamaya çalışırken bir şey onu uzaydan koparıyor ve İkarus düşmeye başlıyor.
İnsanlar uzayı katlayarak yolculuk yapmayı öğrenmiş. Hiperuzay yolculuğu. İkarus adlı en büyük uzay gemisinde bulunan Tarver Merendsen ile başlıyor kitap. Tarver genç yaşına rağmen savaşta kazandığı Binbaşı ünvanına sahip ve bu yüzden bütün galaksinin kahramanı olan bir insan. Ünvanını kutlamak için onu sosyetenin kaldığı İkarus’a davet etmişler. Diğer karakter Lilac LaRoux. Lilac galaksideki en zengin ve bulundukları geminin sahibi iş adamının biricik kızı. İkarus uzayı katlamaya çalışırken bir şey onu uzaydan koparıyor ve İkarus düşmeye başlıyor.
Lilac ve Tarver bir şekilde o kargaşada bir araya gelip kaçış kapsülüne biniyorlar ve tek kurtulan ikisi oluyor. Issız bir gezegene
düşüyorlar. Teknoloji o kadar ilerlemiş ki galaksideki gezegenlere terraform
geçirtip yaşanılacak bir yer haline getirmişler. Ama terraform geçiren yerlerde
koloniler olmasına rağmen bu gezegende tek bir insan yok. Normal şartlarda olsa
Tarver’ın Lilac gibi bir kıza yaklaşması yasak olmasına rağmen bu gezegende
birlikte hayatta kalmaları gerekiyor. Yani birbirlerine güvenmeleri.
İlk başlarda hep atışıyorlardı. Lilac bir zaman sonra dozunu
kaçırdı derken öyle bir hale geldiler ki gerçekten çok harika bir iletişimleri vardı.
İkisi yalnız olduklarına göre elbet bir aşk olacaktı ve oldu da ama bence cıvık
değildi. Aşkı ve duygusallığı yerinde kullanmışlar. Tarver’ın Lilac için göze
aldıkları ve Lilac’ın Tarver için yaptığı fedakarlıklar o kadar güzeldi ki
anlatamam :)
İkarus da bu gezegene düşüyor ve onlar yaşayan var mı bakmak ve yardım sinyali yollamak için yolculuğa çıkıyorlar. Yalnız olduklarını biliyorlar ama bir zaman sonra Lilac
fısıltılar duymaya başlıyor. Daha sonralarda bu fısıltılar onlara yol
gösteriyor. En sonunda öyle bir şey çıktı ki gerçekten şok oldum.
Lilac’ın babasından hiç hoşlanmadım. Parasından ve isminin
gücünden başka kimseyi düşünmüyor. Tabi Lilac onun için önemli ama herkese
yaptığı gibi kızının da hayatına karışıyor.
Lilac’ın geçirdiği değişimi okumak çok güzeldi. Kitabın başındaki
asi, kibirli prenses kitabın sonunda çok olgun ve birisine gerçekten değer
verip sevmeyi öğrenmiş bir kız oluyor. Ayrıca Tarver için korkularını yenip
fedakarlıklar yapıyor ki o bölümleri okurken çok duygulandım. Lilac sandığım gibi sosyetedeki itibarından, paradan ve modadan başka bir şey düşünmeyen bir kız değilmiş, kız fizikten ve makine tamirinden anlıyor. Her şeyi çok çabuk öğreniyor ve çok cesaretli. ilk başlarda yüksek topuklularla ormanda yürüyüş yaptı uzun bir süre. biz normal yerde yürümekte zorlanıyoruz ya ;)
Kitabın başından beri ara bölümlerde kısa kısa Tarver'ın sorgulanması vardı, yani kurtulacaklarını baştan biliyorduk. bu kısımlar kitabı hareketlendirmişti ben çok sevdim. Tarver'ın o kişilerden bazı gerçekleri saklamak için kurduğu cümlelerde baya güldüm.
Düştükleri gezegenin sırrı çok dehşet bir şeydi. Daha önce
hiçbir kitapta ya da filmde böyle bir şey görmedim. Gerçekten farklı bir
kitaptı. Ben çok sevdim. İkinci kitabı da çıkacak yakında ama farklı
karakterler olacakmış. Onu da okurum mutlaka. Çok harika bir bilim-kurgu serisi
olduğuna inanıyorum. Ama oluşturdukları dünya hakkında fazla bilgi vermemiş yazarlar. Karakterlere ve olaylara odaklanmışlar. Olsun bu da güzel diğer kitaplarda öğreniriz.
Ayrıca bu seriyi iki yazar yazmış. İkisi de farklı yerlerde
yaşamlarına rağmen beraber kitap yazıp uzayla ilgili her şeye katılmaya
çalışıyorlarmış.
Kitabın kapağı mükemmel. İlk çıktığı zamanlarda bu kadar
hayran kalmamıştım kapağa ve kitabın da çok abartıldığını düşünmüştüm. Ama bir
daha okumadan önyargılı olmayacağım. Kitap beni çok etkiledi ve kapağı da
kitabı elime alınca sevdim :) Go Kitap çok iyi basmış ve orijinal kapağı
kullanması da çok güzel olmuş. Kitabı 8 tl'ye buldum sahaflardan ve orijinal. Çok şaşırdım bu kadar ucuz olmasına. Normalde alışveriş yaptığım bir yer zaten ve kitaplarda %50 falan indirim yapmıştı. Ben de denk gelince hemen aldım :)
Son olarak eğer kitabı almakta kararsızlık yaşıyor ama
fantastik, bilim-kurguyu seviyorsanız kitaba şans verin. Bu türleri
sevmiyorsanız bile yine de kitabı okuyun.
İnsanları tanımadan önyargılı olmak nasıl kötüyse bir kitabı okumadan önyargılı
olmak da o kadar kötü bir şey. İnsanlar da kitaplar gibi okunmalıdır. O insanı
tanımak için çaba sarf etmelisiniz. Kitaptan bu dersi de çıkardım =)
-AMARİL-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!