Sayfa Sayısı: 400
Yayın Tarihi: 02.09.2009
Yazar: Laura
Lippman
Yayınevi: Koridor
Yayıncılık
Tür: Dram, Psikolojik gerilim
KİTAP TANITIMI:
"Publishers Weekly 2007 yılının en iyi
kitaplarından biri"
Yazar bu kitabıyla Quill, Anthony, Barry ve
Macavity olmak üzere toplam 4 ödül kazandı.
Bir cumartesi günü on bir ve on beş
yaşlarında Bethany soyadlı iki kız kardeş Baltimore'daki bir alışveriş
merkezinde kaybolurlar. Arkalarında tek bir iz bulunamaz. Ne kendileri ortaya
çıkar, ne de cesetleri. Geriye sadece herkesin zihnini kurcalayan soru
işaretleri kalır.
Otuz yıl sonra bir trafik kazasında aklını
yitirmiş gibi görünen bir kadın; Bethany kardeşlerden küçüğü olduğunu iddia
ediyor. Ufacık bir kanıt bile hikayesini desteklemiyor, bilinçsizce ele verdiği
tüm ipuçları polisi yeni bir çıkmaza sürüklüyor: Ölüm döşeğinde tutarsız bir
adam, harap olmuş bir ev ve kayıp bir mezar, yalnız o korkunç günle, uzun zaman
önce parçalanmış, akıl almaz bir trajediyle dağılmış ve bu trajedinin görünüşte
mükemmel bir yuvadaki çatlakları ortaya çıkardığı bir aileyle ilgili bildiği
bir şey var.
YORUMLAR:
"Histeri yalnızca gizemle örülü değil,
aynı zamanda sizi insan kalbinin derinliklerine götürecek kadar da duygusal.
Lippman çağı en iyi yansıtan yazarlarından biri. “
Tess Geritsen
"Muhteşem bir hayal gücü
Yaratıcılığının zirvesinde bir yazardan dört dörtlük bir eser.”
Washington Post
"Sonuna kadar nefesinizi tutarak
okuyacağınız, tekrar dönüp sayfaları çevirirken Lippman'ın sizi nasıl
sürüklediğini gördüğünüzde şaşıracağınız, doyuruculuğunu ikiye katlayan bir
kitap.”
New York Times
KİTAP YORUMUM:
On beş tatilde
okuduğum bir kitap. Yorumunu yazmıştım ama bir türlü bloğa ekleyememiştim. Şimdi
bol vaktim olduğu için artık önceden okuduğum kitapları ekleyim bloga dedim ve
başlıyorum :)
Öncelikle şunu
söyleyim bu kitap hakkında ne düşüneceğimi bilmiyorum. Daha doğrusu karakterleri
hakkında.
Bu kitaba
kütüphanede rastladım. Arkasını okuyunca merak ettim ve tabi ödüllü kitap
olduğu için aldım. Bir de Tess Gerritsen da bu kitaba yorum yazmış. Gerritsen en
sevdiğim yazarlardan olunca tabi okuma isteğim arttı :)
Güzel kurgulanmış bir aile
dramıydı. Her şey Heather ve Sunny'nin kaybolmasıyla başlıyor. Ama bu kitapta sadece şu
kişi suçlu diyemedim. Çünkü neredeyse herkesin suçu ve sırrı var.
Kitabı okurken
kimi zaman duygulandım. Kimi zaman da aynı karaktere hem kızdım hem de üzüldüm.
Bu yüzden iyi ya da kötü diyemiyorum. Beni çok çelişkide bırakan bir kitaptı.
Konusuna gelirsek, Bethany kardeşler alışveriş merkezine tek başlarına gittikleri gün
kayboluyorlar. Sonra da hiç bulunamıyorlar. Anneleri Miriam, babaları Dave.
Dave
kızların kaybolmasıyla baya kötü oluyor yani hangi baba olmaz ki? Ama anneleri
Miriam kızların kaybolduğu gün başka bir adamın yanında. Kocasını aldatıyor. Belki
de bu yüzden hep ikisi arasında karşılaştırma yaptım.
Dave iyi bir babaydı. Kızlar
gittikten sonra aldatıldığın ı öğrendi, yuvası dağıldı, perişan oldu. Ama Miriam
dedektifler onu sorgularken, yanında kocası da varken hiç utanmadan onu
aldattığını söylüyor. Tamam tabi ki dedektiflerden bir şey saklamayacak ama
bilmiyorum.
Dave’e çok üzüldüm. Bir günde her şeyini kaybetti. Bu yüzden Miriam’a
kızdım –beni kızdıran öyle iyi bir babaya bunu reva görmesi- ama kızlar
kaybolduktan sonra onların eşyalarını gördüğü zamanlarda çok üzüldüm. Her şeyde
kızlarını hatırlamaya başladı. Miriam da boşluğa düştü. Kocasıyla ayrıldıktan
sonra da tamamen bu kasabadan ayrıldı. Başka bir yerde kendine farklı bir hayat
kurdu. Hayatına devam etti. Ya bilmiyorum okurken çok ikilemde kaldım Miriam
hakkında. Hayatına tabi ki devam etmesi gerekir. Ama ona çok kızdığım için ,özellikle
de umursamazlığına, bir türlü ona tam olarak ısınamadım sanırım.
Dave ise aradan
yıllar geçmesine rağmen hayatına devam edemiyor, işkolik olmasını saymazsak. Kızlarını
unutamıyor. Kızları olmadan çok büyük bir boşluğa düştüğü için bunu işlerle
ilgilenerek kapatmaya çalışıyor. İşlerini büyütüyor. Ama Dave işlerini büyüttükçe
altında eziliyor. Mecazen anlatırsak. Ama sahip olduğu para, işi hiç umrunda
değil. O sadece kızlarını istiyor. Ama olmuyor..
Dediklerimden de
anlaşılacağı gibi karakterler hakkında ne düşüneceğimi bilmiyorum. En çok Dave’e
üzüldüm. Ama Miriam küçük kızı Heather’ın yere düşmüş çantasını gördüğünde de
ona çok üzüldüm. Çok ikilemde kaldım Miriam hakkında. Sonuçta o bir anne ama
öbür taraftan kocasına ihanet eden bir kadın. O kadından hem nefret ettim hem
de kızlarını kaybeden bir anne olduğu için ona üzüldüm. Bence yazar kitabın
adını bu yüzden histeri koymuş. Histeri davranış ve kişilik bozukluğu demek. Yani
ağladıktan sonra çok gülmek gibi. Aslında histeri bir çeşit hastalık. Biz de
okurken aynı karakterden hem nefret ediyoruz hem de onun için üzülüyoruz. Bu durumda
oolan tek karakter Miriam değil yıllar sonra gelen kadın da o şekilde. Yani sürekli
duygular karışıyordu kitabı okurken. Ama genel olarak güzel bir kitap.
Aradan otuz yıl
geçtikten sonra gelen bir kadın Bethany kardeşlerin en küçüğü olduğunu iddia
ediyor. Kendisini bir polisin kaçırdığını ve ona çok kötülük yaptığını
söylemekten başka bir şey demiyor. Sürekli polisleri oyalıyor. Sonra Miram'ı çağırıyorlar. Otuz yıl geçmesine rağmen kızını tanıyabilecek mi diye.
Bütün olay
kızların kaybolduğu gün neler olduğu hakkında. Biz her şeyi kitabın sonunda
öğreniyoruz.
BİRAZCIK SPOİLER:
Bir de bir şey eklemek istiyorum. Dikkatimi
çok çeken, beni çok üzen bir şey. Kitabın sonunda öğrendiğimiz bir şey. Kızların
en son fotoğraflarından otuz yıl sonraki görüntülerini elde ediyorlar. Öyle bir
program var ya hani. İşte yıllar sonra gelen kadın o tahmini görüntülerden
biraz farklı. Gözlerinin ve ağzının çevresinde kırışıklıklar yok. Çünkü bu
kadın o kadar yıl boyunca hiç gülmemiş… Bu beni çok etkiledi. Orayı okurken
baya üzüldüm. Çok zor zamanlar geçirmiş.
SPOİLER SONU:
Çok muhteşem bir
kitap değil ama zaman geçirmek için okunabilir. Kütüphanede falan rastlarsanız
alın okuyun yani. Kitabın sonunda da ilginç şeyler öğreniyoruz. Ama o kadar. Kitap
tam da adı gibi karmakarışık. Yani duygu kaosundan oluşuyor. Aradan zaman
geçmesine rağmen ne kadar ikilemde kaldığımı hala hatırlıyorum. Detaylara çokça yer verilen, olayların sadece son sayfalarda okuyucuya heyecan kattığı bir kitap. Sonuna gelene kadar sıkılabilirsiniz. Ama bence okumayı bırakmayın devam edin. Sonunda şaşıracaksınız.
Laura LİPPMAN:
-AMARİL-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!