29 Ağustos 2019 Perşembe

ZAMAN MAKİNESİ – H.G.WELLS



Yazar: H. G. Wells
Çevirmen: Celal Üster
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 120
TÜR: Fantastik, Bilimkurgu

KİTAP TANITIMI:

Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere’sini ziyaret eder. Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılında yaşadığı macerayı bir dost meclisinde anlatır. Geleceğin dünyası ayrıcalıklı insanların; güzel, narin ve tembel Eloi’ların rahat ve kaygısız bir yaşam sürdükleri bir yerdir. Ancak Zaman Gezgini bu macera sırasında çok geçmeden yeraltı dünyasına ait hortlaksı Morlock’ları da keşfetmiştir. Wells, Victoria dönemi İngiltere’sinde varsıllarla  yoksullar arasında giderek büyüyen uçuruma yönelik keskin eleştirisinde, tarihin ve gelişmenin anlamını sorgular. Toplumsal adaletsizliğin sürüp gitmesi halinde yol açabileceği felaketlere dair uyarıda bulunur. 1895’te yayımlanan Zaman Makinesi, bilimkurgu edebiyatının köşe taşlarından biri olarak, kuşaklar boyu yazarları etkiledi. 21. yüzyılda yaklaşan çevre felaketlerine ve gezegenimizin yazgısına ilişkin kaygılara dair bir öngörü barındıran eskatolojik boyutuyla güncelliğini bugün de koruyor.

KİTAP YORUMUM:

Merhaba arkadaşlar 😄

Önceki gün başlayıp hemen bitirdiğim bir kitabın yorumuyla sizlerleyim.
Wells’in tarzını, kurgularını çok seviyorum. Daha önce Görünmez Adam (yorumladım, tıklayıp okuyabilirsiniz.), Doktor Moreau’nun Adası kitaplarını okudum. Bilimkurgunun temel taşlarından birisi bu yazar.

Ürpertici, merakta bırakan, hayal sınırlarını zorlayan yazılar yazıyor :)
Bu kitabında bir zaman yolculuğunu anlatıyor. Bir bilim insanı zaman makinesi yapar. Onun maketini arkadaşlarına tanıtır. Sonra aradan zaman geçince evine gelir arkadaşları ama zaman gezgini (adı söylenmiyor sanırım) evde yoktur. Onlar yemeğe oturuyorlarken koridordan zaman gezgini çıkagelir.

Üstü başı berbat halde ve yaralıdır. Herkes telaşla bu ne hal yahu der o da biraz soluklanayım et yiyeyim deyince tamam derler. O yemeği yiyip üstünü başını düzeltip yanlarına gelince sorularını sorarlar. Zaman gezgini eğer sözümü kesmezseniz anlatacağım der. Kendisi bile yaşadıklarına inanamıyordur. Bu birkaç saatte yok olduğunu ama aslında 8 gün geçirdiğini söyler ve garip hikayesini anlatmaya başlar.


İnanılmaz bir hikayeydi. Tamam artık klasik olabilir bilimkurguda yok olmuş gelecek, insanlığın sonu falan. Ama taa 1895 yılında yayımlanan bir kitap bu. Yazarın hayal gücüne bir kez daha hayran oldum. Zamanının çok ötesinde düşünen, hayal eden ve yazan bir yazar :)

Kitabın filmi de var, izlemek isterseniz. Kitap kolay okunuyordu dediğim gibi. akıcıydı ve heyecanla okudum. Wells'in insanlığa dair teorilerini okumak güzeldi. İnsanlığın dönüştüğü şeyleri çok ilginç hayal etmiş. Geleceğe karşı çok umutsuzmuş, o zamanlarda çıkan savaş nedeniyle olsa gerek.


Zaman Gezgini, hiç savunma aleti, kamera almadan yolculuğa çıkmış. Keşke kanıt daha çok toplasaydı. Kimse ona inanmak istemedi tabi ama o cebinden birkaç kurumuş beyaz çiçek çıkartınca hikayesi biraz temellendirilmiş oldu. O çiçekler dünyamızda olmayan tuhaf bir türdendi.

Gelecekte ( sekiz yüz iki bin yedi yüz bir yılında) insanlar yok olmuş. Yani bildiğimiz insanlık evrim geçirmiş. Zaman gezginine göre zenginler Eloi’lere dönüşmüş. Parlak beyaz ve minyon vücutları olan, birbirlerine çok benzeyen, cinsiyet ayrımının zor yapıldığı hale gelmişler. Yer üstünde yaşayan ve karanlıktan feci korkan tipler bunlar. Ayrıca çok tembeller.

Fakirler de yer altında karanlıkta yaşıyorlar ve ateşten çok korkuyorlar. Onların adı da Morlock’lar.

Wells burda medenileşen toplumun artık beynini daha fazla kullanmasına gerek kalmayacağını ve Eloiler gibi küçük bir vücuda ve ilgisiz, umursamayan, tembel bir beyne sahip olacaklarını söylemiş.

Yer altına itilen Morlock’lar da fakirlikten ve karanlıktan dolayı iğrenç bir görünüme ve zeki bir zihne sahip olmuşlar. Eloi’lerin kıyafetlerini ve makinelerini bunlar üretmiş. Önce köle iken sonradan savunmasız olan Eloi’leri avlamaya başlamışlar.


Zaman Gezgini böyle bir ortamda yaşamış. Onların dilini öğrenmiş. Sonradan olaylar karışmış tabi. Her şey daha kötüye gitmiş.

Zaman Gezgini zaman makinesini oraya gidince kaybediyor o yüzden oradan ayrılamıyor. Morlock’lar makinesini çalmış. Makinesini alıp kaçmaya çalışıyor. Başına bir sürü dert açılıyor. Merakla hızlıca okudum kitabı o yüzden :)

Sonra da daha ileriki yıllara gidiyor ve gördüğü şeylerden dolayı şoka uğruyor. Dünya tamamen değişmiş. Doğa hüküm sürüyor ve insanlar ? orayı okuyunca göreceksiniz. Çok korkunç düşüncesi bile.


Wells’in her kitabında geleceğe gidip insanlığın neler yapacaklarını okuyoruz. Muhteşem görünen bir şeyler var ama sonuçları felaket olmuş. İnsanlar her şeye hükmedeceğiz diye kendini mahvediyor. Doğanın dengesini bozuyor :(

İnsanlar, her şeyi yapacağını sanan, her şeye hükmetmek isteyen insanlar ne hallere gelmiş? Ne hale gelecek? Wells’in iddiası gerçek olacak mı acaba? 

Bilemeyiz ama umarım insanlık, iğrenç sinsi Morlock’lara ve Güzel görünüp de aptal olan Eloi’lere dönüşmez…

***Aşağıdaki Alıntıları okumadan geçmeyin.
(FOTOĞRAF BANA AİT ALMAYINIZ.)


*ALINTILAR*


Değişimin ve değişime gereksinimin olmadığı yerde akıl da yoktur.
***
"... zavallıca bir ümitti ama üzüntüden daha iyiydi."
***
Yabancı bir dünyanın ortasında çırılçıplak hissediyordum kendimi.
***
“İnsan hayatı,” der Wells, “evrenin akışı içindeki bir girdap gibi, yanıltıcı bir şekilde sakindir; bilimse insanın karanlığa yaktığı bir kibrittir ve kibritin ateşi karanlığın sandığımızdan daha da karanlık olduğunu gösterir.”
***
Bu dünyayla yüzleş. Yollarını öğren, izle, anlamına dair acele tahminlerden kaçın. Sonunda her şeyi çözecek olan ipuçlarını bulacaksın.
***
Bu yıldızlara bakarken dünyadaki yaşamın önemi ve kendi dertlerim çok küçük göründü bana.
***
Çünkü savaşın ardından Dinginlik gelir.
***
Güç ihtiyacın ürünüdür; güvenlik güçsüzlüğü arttırır.
***
"Tam bir rahatlık ve güvenliğin egemen olduğu bu yeni koşullarda, bizim güç dediğimiz o ele avuca sığmaz enerji ister istemez zayıflığa dönüşecekti."
***
İnsan zekası intihar etmişti.
***
"İnsanoğlunun azaldığı döneme rast gelmiştim, anlaşılan. Kızıl güneş batışı bana insanlığın batışını düşündürdü."

11 yorum:

  1. Kitabı hiç duymamıştım, güzel yazınız ben de merak uyandırdı. İnternette de araştırdım ve kütüphaneye gidince alacağım :) çok teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler beğenmenize sevindim :)
      okuyup severseniz wells'in diğer kitaplarına da bakın. bilim kurgunun klasiklerinden :)

      Sil
  2. Kitabı çok beğenerek okumamıştım ben. Belki doğru bir anda okumamışda olabilirim. Yazınızı ise çok beğendim. Kitabı tekrar mı okusam acaba dedirtiyor. Yazarın Görünmez Adam kitabı merak ettiklerim arasında ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaa beğenmenize çok sevindim :)
      bu kitabı tekrar okuyun müsait zamanda :)
      evet görünmez adamı da okuyun, onu da yorumlamıştım blogda.

      Sil
  3. ay ivit biliyom da okumadıydıım. ya bu yayınevi ne güzel şeyler yayınlıyo yaaa. aklımda olsuun. bir de görünmez adam ve dr moronun adasının da filmleri var. moro ne acaip film yiaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet çok güzel klasiklerin hepsini yayınlıyorlar resmen :)
      o kitapları da okudum. filmleri de aklımda izleyeceğim bir gün inşallah :)

      Sil
  4. evet okuyun bence :)
    farklı bir şeydi. filmini de izlersiniz sonra :)

    YanıtlaSil
  5. Yazar ve kitap hakkında bilgim yoktu ama İş Bankası'nın Modern Klasikler serisindeki kitapları seviyorum. Sen de beğendiğine göre okunmalı. Yorum için teşekkürler :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de seviyorum :)
      teşekkürler yorumumu okuduğun ve beğendiğin için :)

      Sil
  6. Yıllar oldu okuyalı ama bence tekrar okunacak kitaplardan ☺️

    YanıtlaSil

Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...