Yazar: Andreas
Steinhöfel
Çevirmen: Suzan
Geridönmez
Yayınevi : Tudem
Yayınları - Çocuk Edebiyatı Dizisi
Sayfa Sayısı: 224
KİTAP TANITIMI:
"Kafamda sürekli bir ton
düşünce dolaşıyor, buna bir de şu renkler, sesler ve tüm diğer şeyler
ekleniyor. Bir şey yapmak beni rahatlatıyor."
Felix Winter, 11. doğum günü
kutlaması hazırlıklarının yapıldığı gün geçirdiği bir kaza nedeniyle komaya
girer. Felix'in girdiği koma, tıpkı on bir yıl önce ona gebe kalan annesinin
hamileliği gibi tam 263 gün sürer. Kazadan sonra zaman ve dünya bir süreliğine
dengesini yitirmiştir. Felix artık tamamen "farklı" bir çocuk
olmuştur.
Ailesinin kendisine verdiği
ismi dâhi reddeden Felix, bundan böyle "Farklı" olarak adlandırılmak
ister. Yeni adıyla Farklı "Kırmızı müziğin tadını düşünüyorum." diye
bir cümle kurabilen bir çocuktur artık. Tüm çevresi için tekinsiz bir yolculuk
başlamak üzeredir. Unutmak ve hatırlamak kavramları, sadece Farklı için değil;
çevresindeki herkes için bir hesaplaşma ve değişim sürecinin de tetikleyicisi
olacaktır. Farklı'nın belleği adeta sıfırlanmıştır. Ancak Farklı'nın anılarına
kavuşmaması için her şeyi yapmaya hazır olan biri vardır…
Edebiyatseverlerin ruhlarının
bir köşesinde pusuya yatan "Farklı"yı uyandırmayı amaçlayan
Steinhöfel, mucizelere hak ettiği değeri vermekten çekinmeyen her yaştan okurun
kendinden bir şeyler bulabileceği, sorgulamalarla dolu bir gerçekle yüzleşme
randevusuna çağırıyor kitapseverleri.
"Rico ve Oskar"
kitaplarıyla tanıdığımız, Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü, Erich Kästner Edebiyat
Ödülü gibi sayısız ödülle onurlandırılan sıra dışı yazar Andreas
Steinhöfel'den, benlik, kimlik, kişilik mücadelesi, özgürlükler ve iç hesaplaşmalar
üzerine, fantazya unsurlarının gerçekçi bir kurguyla harmanlandığı başyapıt
değeri taşıyan çarpıcı bir roman!
KİTAP YORUMUM:
Bugün sizlere
kütüphaneden aldığım bu güzel kitabı anlatacağım :) Kütüphaneye yeni gelmişti, ilk alan ben oldum :) Görür görmez kapağı ve yazıları dikkatimi çekti.
Çocuk kitabı gibi
gözüküyor ama bence değil. Kitabın tasarımı güzel. Kalın cildi ve kapaktaki
resim çok hoş. Özellikle bölüm başlarında verilen resimlere bayıldım. Zaten
böyle ufak tefek resimler çok güzel oluyor bence :)
İç konuşmalara yer
verilmesi, farklı bir üslubu, güzel cümleleri…
Felix Winter 12
yaşına girdiği gün trajikomik bir kaza geçiriyor. ve tam 263 gün sürecek bir komaya
giriyor. Bu sayılar önemli. Anne karnında da 263 gün durmuş. 11 yaş bir asal
sayı. 11 yaşına kadar annesi Melanie onun tüm hayatına karışıyor. Baskı
kuruyor. Her şeyin kendi yönetiminde olmasını istiyor. Babasına bile hak
vermiyor bu konuda. Melanie yi hiç sevmedim. Ne kendi kocasına ne de çocuğuna
özgür irade bırakmıyor.
Felix 263 gün
komada kalıp uyandıktan sonra artık çok farklı biri olmuştur. Eski hayatına dair tek bir şey hatırlamaz. Kendisine Farklı
diye hitap edilmesini ister. İnsanlardaki sağlık problemlerini fark edebilmeye
başlar. Seslerin tadını aldığını söyler. Her şeyin rengini belirler, renkelere göre sınıflandırır.
O gri soğuk gözlerini uzun süre insanlara dikip bakar ve onlarda
rahatsız olur. O anlarda ben de bir ürperdim yani. Şimdi ne diyecek diye
merakla bekledim. Okumaya başlayınca farklı bir dünyaya giriyormuş gibi oldum. Böyle
kitap beni içine çekti alıp siyah nehre sürükledi sanki :)
Felix’in bir anda
değişmesine bir olay sebep olmuş. Bu olayı sonlara kadar öğrenemedik. Yazar bizim de çabalamamızı istemiş. Ancak
beni rahatsız eden şu oldu. Onu değiştireni anladık ama onun eski haline
dönmesinin sebebini öğrenemedik. Bence orası çok çabuk geçilmiş. Bir dayanağı
yoktu yani.
Stack diye bir
matematik öğretmeni var Felix’in. Felix değişince yani Farklı olunca onlar daha
iyi anlaşıyorlar :) Bir de bu adamın huysuz topal bir tavuğu var. Önceden bir sürü
tavuğu varmış. Ancak hepsi yangında ölmüş. Geri kalan da bu tavuk olmuş. Stack herkesten
uzak yaşadığı için, bir süre sonra onu suçlamaya başlamışlar yangını sen
çıkardın diye. O da iyice kendini yalnızlığa vermiş. Çok kötü bir durum. İnsanlar
hiç bilmeden karşısındakini suçlayabiliyor. Ona iftira atıyor. Hiç onun ne yaşadığını
anlamaya çalışmadan. Halbuki o tavuklar karısından kalan son hatıralardı Stack
için.
Felix’in iki tane
de yakın arkadaşı var. Birini hiç sevmedim. Diğeri iyi ama.
Siyah nehirdeki Deniz
kızı ve yavrusunun hikayesi de ilginçti. İnsanlar - yine – kendi açgözlülükleri
uğruna başka bir canlıyı öldürebiliyorlar. Her ne kadar gerçekte deniz kızları
olmasa da herhangi başka bir canlıya zaten günümüzde bir sürü insan zarar
veriyor öyle değil mi? Yazarın bu farkındalığı güzel olmuş.
Genel olarak
güzeldi. Sürükleyiciydi. Elime her aldığımda hızlıca okudum. sonunu çok merak
etmiştim. Ama bazı sorularım havada kaldı. Yine de çocuk edebiyatı için güzel
bir kitap. Şans verebilirsiniz :)
KİTAP ALINTILARI:
"Ama yalnızlığın bedeli büyüktür. İnsanlar yalnız yaşayanlara farklı gözle bakar. fazla dikkat çekmediğin, kurallara uyduğun sürece seni rahat bırakırlar. Aman bir şeyler yolunda gitmeyiversin. O zaman hemen kapının önünde biterler ve senden veremeyeceğin yanıtlar isterler, hayatlarında ters giden ne varsa hepsinden seni sorumlu tutarlar. İnsanlar böyle davranma yatkın. Hele de onlardan uzakta yaşıyorsan. Hele de yalnız yaşıyorsan."
KİTAP ALINTILARI:
"Ama yalnızlığın bedeli büyüktür. İnsanlar yalnız yaşayanlara farklı gözle bakar. fazla dikkat çekmediğin, kurallara uyduğun sürece seni rahat bırakırlar. Aman bir şeyler yolunda gitmeyiversin. O zaman hemen kapının önünde biterler ve senden veremeyeceğin yanıtlar isterler, hayatlarında ters giden ne varsa hepsinden seni sorumlu tutarlar. İnsanlar böyle davranma yatkın. Hele de onlardan uzakta yaşıyorsan. Hele de yalnız yaşıyorsan."
*
"Bir çocuk ağaçtan düşer. Babanın ilk tepkisi korku olur, bunu gizli bir sevinç izler. Adam şikayet etmez, suçlamada bulunmaz, sakinliğini korurama alkış da tutmaz. Bunun bir nedeni çocuk için duyulan derin ve samimi endişedir... ve bu tutumu kalkmanın ancak düşerek öğrenilebileceği bilgisinden beslenir."
*
"Dünyanın gürültüsüne daha fazla dayanamıyorum, kırmızı müziğe, insanların mutsuzluğuna, ağzımdaki şu çürümüş gri tada daha fazla dayanamıyorum."
*
"Asıl mesele bu değil mi? İşin özü. Bu daha hızlı, daha yüksek, daha ilerde olma hırsı. Bu herkesi geçme isteği.En iyi olmak, herkesi geçmek."
*
"Ama tekrar bir çocukla içli dışlı olmak insana çok iyi geliyor. Sizin ne kadar aydınlık yaydığınızı neredeyse unutmuşum. Gerçekten, bu doğru, siz geleceğin karşısına alev olarak çıkıyorsunuz. Umut ve değişime dair inançla dolusunuz. Ben bu ışığı kaybettim. Artık herhangi bir şeyin iyi ve doğru değişeceğine inanmıyorum. Ama içinizden bazıları bunu başarıyor. Bazıları o ışığı yetişkinken de içinde tutmayı, alevi korumayı biliyor. Bu yüzden bir çocuğun ölümü insana dayanılmaz geliyor. Çünkü o çocuk ölüme giderken kendisiyle birlikte geleceğe ait bir parça da götürüyor."
-AMARİL-
farklı bir kitaba benziyor genelde çocuk kitaplarını pek beğenmem ama bunun anlatmaya çalıştığı önemli şeyler var vermek istediği mesaj evrensel gibi sanki. alıntılara bayıldım gerçekten. ellerine sağlık :)
YanıtlaSilEvet öyle cidden :)) bulursan oku bence Sümeyye abla ;)
SilAlıntılar güzeldi gerçekten. Okuyan çocuklara güzel yaşam nasihati verecek bir kitap :)
Güzel bir kitapmış.Notumu aldım canım.
YanıtlaSilEmeğine sağlık.
Sevgiler
Teşekkürler 😊
Silevet denk gelirseniz okuyun 😊☺☺
okuycam bunu tımams saool :) severim bunu ben :)
YanıtlaSilSeversin seversin :)
Sil