Yazar: Tess Gerritsen
Orijinal adı: Playing With Fire
Çevirmen: Cumhur Mısırlıoğlu
Yayınevi : Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 304
Baskı Yılı: 2016
KİTABIN TANITIMI:
"Ona baktığınızda ne
görüyorsunuz?" "Kızım o benim. Tabii ki her açıdan mükemmel olduğunu
düşünüyorum. Fakat"... "Fakat?" Artık ondan korkuyorum.
Üç yaşındaki kızının
saldırısına uğradığında Julia'nın hissettiği tam da budur. Genç kadın, dünyalar
tatlısı kızı Lily'ye ne olduğunu anlayamaz, ama onu bu hale neyin getirdiğini
biliyordur. Ya da bildiğini sanıyordur.
"Her şey o zaman değişti
işte. Kâbus o zaman başladı. Incendio'yu ilk çaldığım zaman. Bu müzikle ilgili
bir şey hayatımıza bulaştı ve kızımı, her gördüğümde kanımı donduran birine
dönüştürdü."
Julia, bir antikacıda bulduğu
Incendio adlı bestenin, kızı üzerindeki ürkütücü etkisinin sırrını çözmek
zorundadır. Bu uğurda yalnızlığı göze alıp, yabancı bir şehrin karanlık
geçmişine uzanan sokaklarında kaybolsa bile.
(Benim kameramdan)
KİTAP YORUMUM:
En sevdiğim
yazarlardan biri olan Tess Gerritsen’ın farklı türdeki kitabıyla karşınızdayım
:)
Bu kitabı taa
Ramazan’da okuyup bitirdiydim. Bir türlü yorumunu yazamadım. Oruç olduğum halde
1 günde bitirdim. Bir başladım, sonra bir baktım akşam ezanı okunuyor. Kitabı bitirmişim
akşama kadar :)
Çok ilginç bir
kitaptı. Evet Tess alışıldık konularından uzaklaşmış. Bana göre iyi bir
kitaptı. Tess ne yazsa okurum diyenlerden olduğum için :) Tess’in anlamı benim
için çok farklı. Polisiyeyi ve adli tıpı bana cidden sevdiren yazardır. Bu
kitabında farklı kültür, geçmişin karanlık sırları, müzik var. Sonunda yine
şaşırtıcı. Harika bir kitap bana göre. Ama Tess’in normal konularından uzak
olduğunu bilerek başlayın hayal kırıklığına uğramazsınız :)
Her ne kadar
Rizzoli & İsles serisini 9.sınıftan beri hala bitirememiş olsam da okumayı
çok sevdiğim bir yazar. Kitaplarının hepsi elimde olmadığı için bitiremedim zaten
serisini. Ama inşallah seneye yazın R&I nın tüm kitaplarını alıp okuyacağım
:)
Kitaba gelelim bu
kadar sohbet yeter ;)
Kemancı Julia,
Roma’da eski bir sahafta daha önce hiç görmediği, duymadığı bir besteyi
buluyor. Incendio. Çok hüzünlü başlayan ama sonra çılgınca hızlanan bir beste
bu. O hüzünlü ses bir anda gerilim müziğine dönüşüyor. Onu çalarken çok farklı
hissediyor. Bu besteyi çaldığı andan sonra 3 yaşındaki tatlı kızı bir anda
değişiyor ve Julia’nın korktuğu birine dönüşüyor.
Julia eseri her
çaldığında kızı kötü bir şey yapıyor. Julia herkese kızının değiştiğini söylese
de kimse ona inanmıyor. Üstüne üstlük annesinin gerçek hikayesini öğreniyor. Annesi
psikozdan dolayı akıl hastanesine yatan bir kadınmış. Ama halası onun hasta
olmadığını, sadece tüm ilgi onun üzerinde olmadığı için sıkılıp çılgınlık
yaptığını söylüyor. Hatta Julia’nın erkek kardeşini henüz 3 haftalıkken
balkondan aşağı bilerek atmış. Julia da annesinin genlerinden bu dehşet verici
özelliğinin minik kızına geçtiğini düşünüyor. Sonra da eserin izini araştırmak
için evden ayrılıyor.
Romanda diğer
önemli karakter de Lorenzo. Julia’dan önce yaşayan bir kemancı. İkinci dünya
savaşından önce Lorenzo bir kızla müzik yarışına hazırlanıyor. Lorenzo keman
çalıyor. Laura da çello çalıyor. Savaş çıkana kadar sürekli çalışıyorlar. Kendi bestelerini
oluşturuyorlar. Laura çok cesur ve farklı biri. Lorenzo’nun beklediğinden daha
değişik. Zamanla birbirlerini seviyorlar. Onların diyalogları çok hoştu.
Her şey güzel
gidiyor ta ki Yahudi katliamı başlayana dek. Lorenzo ve ailesi Yahudi olduğu
için onlar da toplama kampına götürülüyor. Lorenzo yanına sadece dedesinden
kalan kemanı alabiliyor. Onun kemanını gören askerler onu kenara çekip müzik
çalmasını istiyorlar. Lorenzo’nun iyi çaldığını görünce onu bir müzik
orkestrasına dahil ediyorlar. Ama bu
normal bir grup değil. Amaçları çok kötü. Ailesini unutup hayatta kalması gerektiğini söylüyorlar Lorenzo’ya. Onun başka çaresi olmadığı için teklifi
kabul ediyor. Hayatının en kötü günleri başlamış oluyor. Evet karın tokluğuna,
öldürülmeden yaşıyor ama ailesinden ve sevdiği kızdan uzakta. Buna yaşamak
denilirse tabi.
Julia da Venedik’e
gidiyor. Bir arkadaşıyla bu eserin izini sürüyorlar. Müzelere bakıyorlar. Her ulaştıkları
bilgi onları daha da şaşırtıyor. Silahlı adamlar onun araştırmasını engellemeye
çalışıyor. Daha bir sürü aksiyon…
Lorenzo’nun
hikayesi çok korkunç. Okuduğumda çok ürperdim. Tess Gerritsen iyi bir yere
odaklanmış. Bu kitabın altından öyle bir konunun çıkacağını hiç tahmin
etmemiştim.
Nazilerden iyice
nefret etmeme sebep oldu. Ya her ne olursa olsun bir insana işkence edilemez. Bir
insan canlı canlı yakılamaz! İnsanlık tarihinin utanılması gereken
dönemlerinden biri. Bu romanda geçen Lorenzo’nun savaşta müzik çalması
gerçekten de olmuş. Belki yapanların isimleri farklıydı ama amaç aynıydı. Onlar
yanık kokusunu, çığlıkları dindirmek için hiç durmadan saatlerce günlerce müzik
çaldılar. Incendio da işte Lorenzo’nun aşkının, özleminin, savaşın geriliminin
bir ürünü…
Laura ise Lorenzo'ya babasıyla birlikte yardım etmeye çalışıyor. Tabiki ellerinden bir şey gelmiyor. Babası ve Laura'nın sonu da çok üzücüydü.
Mutlaka bu kitabı
okuyun. Tarihin acı dolu günlerine tanık olun. Ben çok etkilendim. Ne zaman o
satırları tekrar okusam veya hatırlasam ürpermeden duramıyorum.
Incendio’nun
lanetli gibi görünmesi çok haklı bir şey. Çünkü cidden en iğrenç anlara
tanıklık etmiş.
Julia’nın besteyi
lanetlemesinin, kızından korkmasının nedenini sonda öğrenemk de mutlu etti. Bir
an bunun sonu nereye bağlanacak diye tereddüt etmiştim. Ama tabi ki Tess kitabı
havada bırakmadı ;)
Ayrıca kitabın
sonunda Tess’in yararlandığı kaynaklar var. Kitabı yazmak için çok araştırdığı
belli. Zaten her kitabında bilgisini konuşturuyor kadın. Her defasında ona
hayran oluyorum ya :)))
Incendio ‘nun
gerçek bestecisi kim bilmiyorum. Araştırabilirsiniz siz de :)
***Incendio’yu Tess
Gerritsen’dan dinlemek için :
Incendio,
Ateş demek.
Bir kitabın yorumu
daha bitti. Bir sonrakinde görüşmek üzere. Bol kitaplı günler dilerim :)
KİTAP ALINTILARI:
“Eski kitapların, dökülmeye
yüz tutmuş sayfaların ve zamana yenik düşmüş deri ciltlerin kokusunu kapı
aralığından bile alabiliyorum.”
***
"Lorenzo ?" dedi
Carlo. "Ne yazıyorsun sen? O notalar ne öyle? " Bir vals, "dedi
Lorenzo "Ölenler için."
***
“İnsan değerini ispat etti mi
saygı her zaman peşinden gelirdi.” - (Sayfa 92)
***
“Kemanımdan çıkan hüzünlü
ses, kırık kalpleri, kaybedilen aşkları, karanlık ormanları ve perili tepeleri
anlatıyor sanki.” - (Sayfa 32)
***
"Dedem bunlara kendini
bilmezlerin tantanası diyor."
"Sen o kendini
bilmezlere dikkat et Lorenzo. Onlar en tehlikeli düşmanlar, çünkü onlar her
yerdeler." - (Sayfa 87)
***
“Yeni doğanlar henüz boş bir
sayfa gibi olduğu için sonrasında neye dönüşeceğini bilemezsiniz. Sizi sevecekler
mi, sevmeyecekler mi? Bunu görmek için büyümelerini beklemekten başka çareniz
yok.” - (Sayfa 40 - Martı yayınları)
***
''Doğru olanı yaptığın için
kimseden özür dileme...'' - (Sayfa 101)
***
“Neden her şeyin en iyisine,
bir numarasına bu kadar meraklıyız? Keşke müziği sırf zevk için çalabilseydik.”
***
“duymuyor musun? Bu müzikte
öyle bir tutku, öyle bir acı var ki. Daha parçanın girişindeki ilk on altı
mezürde bile hüznü ve özlemi hissedebiliyorsun. Sonra on yedinci mezürden
itibaren tedirginleşmeye başlıyor. Notaların hızlanışını, müziğin tırmanışını duyuyorsun.
Gözümde birbirine sırılsıklam aşık bir çiftin çaresizliğini
canlandırabiliyorum.” Dönüp bana bakıyor.
“Incendio. Bence bu aşk ateşi.”
“ ya da cehennem.”
***
“Nereye gittiğini
göremiyorsan, varacağın yer neresi bilmiyorsan, geçen her saat sonsuzlukmuş
gibi gelir.”
***
-AMARİL-
Çok etkileyici, zaten sevdiğim bir yazar...
YanıtlaSiltess geritsen i hala okumadığıma inanamıyorum en güzel kitapları en sona saklıyorum belki de ondandır ili çekici bir kitaba benziyor üstelik alıntıları da sevdim. teşekkürler :)
YanıtlaSilBelki de :) ama en kisa zamanda oku bence. Ayrıca daha bu kitabı en iyisi bile deği, düşün diğerleri daha da harika 😊☺
Silheey baksana tess ablayı kitap fuarında görmüştüm, çok şirin biriii :)
YanıtlaSil