6 Ağustos 2017 Pazar

KİTAP HIRSIZI – MARKUS ZUSAK

KİTAP HIRSIZI tanıtım ile ilgili görsel sonucu
Yazar: Markus Zusak
Çevirmen: Selim Yeniçeri
Yayınevi : Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 574
Baskı Yılı: 2012
Tür: Drama, Savaş
Karakterler: Liesel Meminger, Hans ve Rosa Hubermann, Rudy Steiner, Max Vandenburg

KİTAP TANITIMI:
Liesel Meminger’in, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’da henüz dokuz yaşındayken bir ailenin manevi kızı olur. Çok sevdiği ailesi ve evlerinde kalan sığınmacı Max sayesinde okumayı öğrenen ve çok seven Liesel kitaplarla derin bir  bağ kurar. Max ve cesur Liesel için çevrelerinde dünyada yaşanan tüm kötülüklerden uzaklaşmanın tek yolu, kitapların ve kelimelerin ikisine sunduğu hayal dünyasıdır. Fakat bodrum katında saklanan Yahudi Max, sürekli diken üstündedir…
KİTAP YORUMUM:

Yüreğe dokunan güzel bir kitaptı. Anlatım tarzı farklıydı, anlatan kişi ne baş karakter ne de ilahi bakıştı. Çok farklı ve orijinal biri anlatıyordu hikayeyi. Kitabın içindeki resimlere bayıldım. Onlar kitaba çok farklı bir hava katmıştı. Karakterleri güzeldi. Konu Nazi döneminde küçük bir kızın bir aileye evlatlık verilmesiyle değişen hayatını anlatıyordu. Ama konu bu kadar basit değildi. O aile evlerinde can borçları olduğu için bir yahudiyi saklamak zorundaydı…

Kitapta farklı olan diğer şeyse kimin öleceği önceden söyleniyordu. Ben bundan hoşlanmazdım ama bu kitapta böyle olması yerinde olmuş. Kitaba farklı bir hava katmış.

Bir de bazı yerlerde Liesel’in okuduğu kitaplardan alıntılar vardı bu da çok hoş olmuş.

Liesel Meminger nam-ı diğer Kitap Hırsızı. Babasını ve  annesini komünist diye esir almıştı Naziler. Kardeşi de yeni ailelerine götürülürken uzun tren yolculuğuna ve hastalığa dayanamayıp ölmüştü. Liesel yeni ailesine verildiğinde tüm hayatı değişti.





Babası Hans o yokluk zamanlarında olabilecek en iyi babaydı. Boyacıydı ve akordeon çalmayı çok seviyordu. Çok yardımsever ve naif bir insandı. Liesel'in en sevdiği insandı.

Annesi Rosa kötü görünmesine ve incitici davranışlarına rağmen Liesel’i gerçekten sevmişti. Zor zamanlarda idareyi hemen eline alıp her şeyi yerine koymakta ustaydı.


KİTAP HIRSIZI tanıtım ile ilgili görsel sonucu

Liesel’in komşu çocuğu Rudy vardı bir de. Limon saçları ve mavi gözleriyle Liesel’in tek arkadaşı ve aynı zamanda ona aşık bir çocuktu :) Rudy, Jesse Owens hayranıydı ve onun gibi dünyanın en hızlı adamı olmak için çabalıyordu. Hatta bir gün kendisini baştan ayağa siyaha boyayarak koşmuştu. O zamanlarda zenci olmak ve zencilere özenmek suç kabul ediliyordu bildiğiniz gibi. Hala da bazı önyargılı insanlar var. Halbuki hepimiz insanız.  Neyse Rudy bu davranışından sonra herkesin diline düştü. Çok çılgın ve gözü pek birisi. Babasıyla neden zenci olmanın suç olduğu konuşmasını yapmaları güzeldi. Bazı şeyler kötü insanlar tarafından şiddetle kabul edilince güzel insanların sözleri bir anlam ifade etmiyordu. Adam çocuğuna bunu açıklayamadı doğal olarak.

KİTAP HIRSIZI tanıtım ile ilgili görsel sonucu

Liesel ve Rudy beraber koşu yarışları yaptılar, meyve çaldılar, diğer çocuklara birlikte kafa tuttular. Ayrıca Rudy Liesel’in zenginlere çamaşırları toplayıp vermesine yardım etti. Annesi Rosa para kazanabilmek için başkalarının çamaşırlarını yıkıyordu ve Liesel’e veriyordu teslim etme görevini.

Rudy çok sevdiğim bir karakterdi. Özellikle nehre düşmüş Liesel’in kitabını almak için buz gibi havayı ve suyu düşünmeden direk dalmıştı. Sonrada her zamanki gibi Liesel’den bir öpücük istemişti :) Çocuklar 12-13 yaşlarında falan o zamanlarda ya da daha küçük.


İlgili resim

Liesel ilk geldiği zamanlarda okuma ve yazma bilmiyordu bu yüzden çocuklar onunla dalga geçmişlerdi o da bir çocuğu dövmüştü ;) Hans çok iyi okuma bilmemesine rağmen kabuslarından dolayı gece uyuyamayan kızına okuma ve yazmayı öğretti. Bodrumda duvarlara alfabeyi ve yeni öğrendiği kelimeleri yazarak çalıştılar. Hans’ın bu fikrini çok beğendim. Belki kağıt yoktu ama istemedikleri kadar boya vardı. Duvarlar dolduğunda baştan boyayıp tertemiz bir sayfa gibi yapabiliyorlardı :) Böylece Liesel okuma ve yazmayı öğrendi…

KİTAP HIRSIZI tanıtım ile ilgili görsel sonucu

Liesel kardeşi öldüğünde onu gömenlerin düşürdüğü bir kitabı çalmıştı. Mezar kazıcının el kitabı. Sonra da Nazilerin yaktığı kitapların yanında fazla yanmamış bir kitabı çalmıştı. Daha sonralarda da belediye başkanının karısından kitaplar ödünç almıştı :) Belediye başkanın karısı Ilsa benim çok sevdiğim ve etkilendiğim birisiydi. Liesel’in kitapların yakıldığı gece kitap çalışını görmüştü ve onun istediği zaman kendi büyük kütüphanesinde kitap okuyabileceğini söylemişti. Ilsa’nın çok duygusal bir kadın olması ve Liesel’de kendi kayıp oğlundan bir şeyler bulması beni etkilemişti baya.

Daha sonra Max adlı bir Yahudi Liesel’lerin evine sığındı. Hans’ın o adamın babasına can borcu vardı ve bu yüzden kabul etti, ona baktılar. Rosa bile bir şey demedi ve hasta olan o yabancıyı iyileştirmek için elinden gelen her şeyi yaptı.

KİTAP HIRSIZI film ile ilgili görsel sonucu

Liesel ve Max’ın arasındaki dostluk çok güzeldi. Max’in Liesel’e bugün hava nasıldı kendi kelimelerinle anlat diye sorması ve Liesel’in anlatış şekli çok hoştu.

Max Liesel’e hediye yapmıştı. Kitaptaki resimli bölümler onun yaptığı kitaptandı ve çok hoşuma gitti.

Rudy ve Liesel savaşa rağmen eğlenceli ve güzel bir çocukluk geçirdiler.
Ama sonra bomba saldırıları başladı… Alarm çalınca sığınaklara gidip bekliyorlardı. Hans insanları sakinleştirmek için akordeon çalmıştı. Bazen de Liesel onlara kitap okuyordu. Herkesin sığınaklara girdiği bir gecede Max dışarı çıktı. Hasret kaldığı gökyüzüne ve yıldızlara baktı doya doya :)

Biri kitap hırsızıydı. Diğeri gökyüzünü çalmıştı.

Kitapta bir sürü şey oluyordu, sonlara doğru zaten kitap karanlıklaşmaya başladı. Bombalar, ölen aileler, toplama kampına götürülen Yahudiler…

Mutlaka herkesin okumasını istiyorum. Herkesin kendinden bir şeyler bulacağı bir kitaptı. İnsanlıkla ilgili güzel dersler veriyordu.

KİTAP HIRSIZI film ile ilgili görsel sonucu

Naziler, Stalin, İsrail ve diğer katliamcılar. Dünyada küçük bedenlerine sığacak yer bulamayıp milyonlarca insanı öldüren (katleden) katiller. Toplama kamplarında insanları ölmekten beter edenler. İnsanları kobay olarak kullanıp üstlerinde deney yapanlar…

Aslında benim kızdığım bir şey var. Herkes toplu katliam deyince Nazileri anlıyor ama günümüzde bunu yapan İsrail ! Zamanında katliam yapılan toplum Yahudiler ken, şimdi aynı şeyi müslümanlara yapıyorlar. Savaşın ve ölümün iyi hiçbir şey getirmediğini en iyi kendileri bilirken hem de...

Kimse Filistin’i düşünmüyor. Kimse onlar için gözyaşı dökmüyor. Kimse onlara dua etmiyor. Kimse onlara yardım eli uzatmıyor. Aslında herkes farkında. O küçücük toprak parçasında her gün Müslümanlar ölüyor, işkence görüyor, esir ediliyor. Ailelerine, namuslarına, vatanlarına kast ediliyor. Ama tüm dünya susuyor! Yıllardır pes etmeden direniyor imanlarının verdiği güçle Filistinliler.

Affet bizi Filistinli çocuk, hepimiz bildiğimiz halde sustuk, hepimiz düşmanların istediği gibi sizi unuttuk, hepimiz haberlerde veya gazetede sizin adınızı okuyunca üstünde çok durmayıp geçtik… İnşallah bir gün kurtulursunuz, haberlere çıkıp bağırır ve tüm Müslümanlara hesap sorarsınız. Biz her gün ölürken siz rahat evlerinizde oturup keyfinize bakıyordunuz dersiniz. Halbuki peygamberimiz Müslümanlar bir bütündür, nerede birinin canı yansa diğeri de hissetmelidir, İnsan vücudu gibi en ufak bir yerimiz kanasa tüm canımız ordaymış gibi acı çekmelidir diye buyurmamış mıydı? Şimdi biz o yarayı temizleyip korumak yerine direk koparmayı tercih ediyoruz. Sanki onlar yok gibi, hepsini unutuyoruz… Filistin, Suriye, Irak, Arakan  ve daha birçok ülke savaşta, hepsi dibimizde. İnşallah Türkiye’ye bir şey olmaz, çünkü olursa bizi de kimse kurtarmayacak. Hepimiz kendi başımızın çaresine bakmak zorunda kalacağız. Tüm dünya bilecek ama yine de unutup susacak! Zaten onların istediği de bu.

Hepimiz insanız. Herkes içten aynı. Aynı organlar, aynı kırmızı kan. Bu neyin öfkesi, neyin ırkçılığı? Başka bir dine aitse ne olmuş, deri rengi beyaz değil de siyahsa ne olmuş? Neyine batıyor bunlar? İnsanlara akıl ve irade verilmiş. Farklı seçimler yapsınlar diye. Hepimiz aynı şeyi seçseydik veya tek bir insanın düşüncesiyle hareket etseydik otomatik olarak. O zaman hayvan ve makinelerden ne farkımız kalırdı?
Çok etkilendiğim, ağladığım bir kitaptı. Okumam uzun sürdü. Baya elimde süründü. Çünkü ağır geldi. O dönemde yaşananları okumak ağır geldi. Okuduktan sonra ve okurken çok düşündüm. Zaten sindire sindire okunması gerekiyor. Markus Zusak dünyaya çok önemli dersler vermiş bu kitapta. Ama yine de hırs ve açgözlü olanlar kendi egolarını aşıp yüreğiyle bakmazsa bir anlamı olmayacak. Bugün tüm dünyada en güçlü ve el altından tüm kötüleri destekleyenin kim olduklarını biliyoruz. Ama kimse onlara bir şey demiyor. Korkuyoruz çünkü. Çünkü bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyoruz. Ama dokunuyor en çok bize Türklere ve Müslümanlara… Vatanımıza, dinimize, milletimize zarar vermek istiyorlar. Tüm dünyanın gözü bizim üzerimizde. En ufak bir boşluğumuzda saldıracaklar. Şimdi gizliden saldırıyorlar.

KİTAP HIRSIZI max ile ilgili görsel sonucu

Bütün kitap çok anlamlı sözlerle doluydu.

Filmini izledim iki gün önce. Gayet başarılı bir filmdi. Bazı detaylarda ufak değişiklikler yapılmış ama önemli değil. Kitabı çok iyi yansıtmışlar. Sonunda gösterilen yeri de beğendim. Kitapta fazla canlandıramamıştım. Liesel’in sonunu. Çok güzel aktarılmış. Önce kitabı okuyun ama  :)



*ALINTILAR*
*
Görünüşe bakılırsa Ilsa Hermann o gün Liesel Meminger'e sadece bir defter vermemişti. Aynı zamanda bodrumda zaman geçirmesi için bir neden de vermişti; önce babasıyla, sonra Max'le en sevdiği yer. Ona kendi kelimelerini yazmak için bir neden vermiş, aynı zamanda onu hayata döndüren şey olduğunu hatırlatmıştı. –S.548
*
''Kendini cezalandırma,'' dediğini duyuyordu kadının ama ceza ve acı olacak, yanında mutluluk da gelecekti. Yazmak buydu. –S.548
*
Kelimeler. Neden var olmak zorundaydılar ki? Onlar olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı. Kelimeler olmadan Führer bir hiçti. Topallayan esirler, teselli ihtiyacı veya bize kendimize daha iyi hissettirecek kelime oyunları olmazdı. –S.544
*
Nedendir bilinmez, ölen insanlar cevabını bildikleri sorular sorarlar. Belki de ölümleri böyle başlıyor.-S.491
*
Savaş elbette ki ölüm demekti ama bir zamanlar yakınınızda yaşayıp nefes alan biri olunca, kişinin ayaklarının altında yer sallanıyor gibi oluyordu. –S.489
*
Evet, Führer dünyaya kelimelerle hükmetmeye karar vermişti. ''Asla silaha sarılmayacağım,'' dedi. ''Buna gerek kalmayacak.'' Ancak acelesi yoktu. En azından hakkını verelim. Hiçte aptal bir adam değildi. İlk saldırı planı, vatanın olabildiğince büyük bölümüne kelimeleri yaymaktı. –S.466
*
Birinin söyledikleri ile gerçekte olanlar genellikle iki farklı şeydir. –S.447
*
İnsan, mutluluğu çalabilir miydi? Yoksa bu da aşağılık bir içsel insan hilesi miydi?-S.387
*
Ölümün en iyi dostunun savaş olduğunu söylerler, bu konuda size farklı bir bakış açısı sunayım. Bana göre savaş, sizden imkânsızı başarmanızı bekleyen yeni patronunuz gibidir. Omzunuzun tepesinde durup sürekli aynı şeyi tekrarlar. ''Bitir, bitir.'' Dolayısıyla daha çok çalışırsınız. İşi bitirirsiniz. Ama patronunuz size teşekkür etmez ve daha fazlasını ister. –S.323
*
Ve sonra.
Ölüm var.
Hepsinin arasında ilerliyor.-S.323
*
Ailendeki biriyle ilgili sızlanman, eleştiride bulunman normaldi ama başka birinin bunu yapmasına asla izin vermezdin. Böyle zamanlarda aileni destekler ve sadakatini gösterirdin. –s.306
*
Çoğu acı hikayesinde olduğu gibi, her şey derin bir mutlulukla başlamıştı. –s.93
*
Liesel kelimeleri okuyamayan bir kitap hırsızıydı.
Ama inanın bana, kelimeler yoldaydı ve geldiklerinde, Liesel onlara bulut gibi ellerle tutunup, yağmur gibi sularını sıkacaktı. – s.88
*
İnsanların hayatlarında dönüm noktaları vardır. Sanırım özellikle de çocukken. –s.67
*
Kalbinin derinliklerinde bir yerde bir kaşıntı vardı, fakat kaşımamaya dikkat ediyordu. Ortaya çıkabilecek şeylerden korkuyordu. –s.64
*
“Bugün gökyüzü yumuşak Max. Bulutlar çok yumuşak ve üzgün.. ve .. ve çok soğuk Max, çok soğuk..” –Liesel
*
“Sadece renkleri fark etmekle kalmayan, aynı zamanda onlarla ilgili konuşan bir adamı sevmemek zordur.”
*
Rudy dünyayı bozguna uğratmak için kendini baştan aşağı siyaha boyayan bir deliydi. –s.88
*
Sözlükte bulunmayan bir tanım:
Gitmemek: Sık sık çocuklar tarafından fark edilen bir güven ve sevgi eylemi.
*
Baba diye fısıldadı Liesel. Gözlerim yok.
Babası Liesel’in saçlarını okşadı. Kız tuzağa düşmüştü. “Öyle bir gülümsemeyle” dedi Hans Hubermann “gözlere ihtiyacın yok zaten.”
*
Küçük ve hüzünlü bir umut:
Kimse Himmel Sokağı!nı bombalamak istemiyordu. Kimse adını cennetten almış bir yeri bombalamak istemezdi, değil mi? Değil mi?
*
Kitabı hala sımsıkı tutuyordu. Hayatını kurtaran kelimelere umutsuzca tutunmuştu.
*
“Bu çok güzel bir gün.” Dedi Max, paramparça bir sesle. Ölmek için harika bir gün. Bu şekilde ölmek için harika bir gün.
*
Kitap Hırsızı son cümle:
Kelimelerden hem nefret ettim hem de onları sevdim ve umarım onları doğru yazmışımdır.
*
Çoğu zaman bir sürü yerdeyimdir ve 1943 yılında nerdeyse her yerdeydim. –s.563
*
Kitap hırsızına güzellik ve zalimlik hakkında söylemek istediğim birçok şey vardı ama o şeyler hakkında ona zaten bilmediği ne söyleyebilirdim ki?
*
Anlatıcıdan son bir not:

İnsanlar benim lanetim.
***

-AMARİL-

17 yorum:

  1. Ya evet kitabin anlaticisi başlı başına orijinal olmuş zaten. Ben o serisini okumadım istiyordum ama eğer okursam fikrimi yazarım ;))

    YanıtlaSil
  2. Merhaba. Etkinligime katildigin için tesekkür ederim. Deryaninsporgunlugu ile zaten takipteydim delikizinbohcs.blogspot.com ile de takibe aldim. Etkinlik sahibi olan delikiz blogumu da takip edersen sevinirim 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa ben o blogu bilmiyorum, onu deli kizin bohçası sandım. Tamamdir onu da eklerim 😊☺

      Sil
  3. Blog keşif etkinliğinden geliyorum.Tabi ki sizi takibe aldım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler ben de sizi takibe alıyorum hemen 😊☺

      Sil
    2. Blog keşif etkinliğinden geliyorum.Tabiki sizi takibe aldım.
      Sevgiler

      Sil
    3. Bende sizi takibe aldım :))

      Sil
  4. heeeey geldin döndün sonundaaaa :) yazın gelcem diyoduun :) bu kitabı çok seviyom, filmini de :) sen de proje gibi detaylı yazmışsııın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet geldim sonunda 😊😊
      benim de çok sevdiğim kitaplardan. O yüzden detaylı yazdım. Bu kitabı hep uzunca anlatmak istemisimdir zaten ☺😄

      Sil
  5. Bu kitabın filmini izledim ve kitabını çok merak ediyorum. Ama filmini gördüğüm için de kitabını okumak nasıl olur bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabın da farklı bir tadı var mutlaka okuyun derim 😊☺ kitap daha detaylı. Seversiniz bence bir şans verin :)

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Merhabaaa☺😊😄😂 yazdıklarınızı okurken kocaman gülümsüyorum ya Harikasınız :))

      Sil
    2. o zaman iyi bayramlaaar bana neee :)

      Sil
    3. İyi bayramlarr😊☺😄

      Sil
    4. Detayli anlatim için tesekkürler. 2.dünya savasi kitap ve film olabilecek konu bakimindan zengin. Aslinda insanlar hepsini ders alarak okuyup izlemeli.

      Sil
    5. Ne demek ben teşekkür ederim :)
      evet baya zengin ve nasihatli bir konusu var ;) Haklısınız bence de herkes okuyup izlemeli :))

      Sil

Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...