Yazar: Dmitry Glukhovsky
Çevirmen: Deniz Banoğlu
Yayınevi : Panama Yayıncılık
Türü: Bilimkurgu, Korku, Gerilim, Apokaliptik
Seri adı ve sırası: Metro # 1
Sayfa Sayısı: 600
Baskı Yılı: 2015
KİTAP TANITIMI:
Yıl
2033... Nükleer savaş sonrası enkaz haline gelen dünyada insan soyu neredeyse
tükenmiş, radyasyon yüzünden kentler yaşanamaz halde... Hayatta kalan birkaç
bin kişi yeraltına, dünyanın en büyük nükleer sığınağı olan Moskova Metrosu'na
sığınıyor. Burası insanoğlunun son kalesi.
Yeraltındakiler
için en büyük tehlike Karadelililer. İstasyonlar mini devletlere bölünmüş.
İdealler, dinler, temiz su gibi nedenlerle bir araya gelmiş halklar. Duygular
yerini içgüdülere bırakmış. Tek bir amaç var: Ne pahasına olursa olsun hayatta
kalmak.
Genç
Artyom'a, yaklaşmakta olan karanlık tehlikeye karsı halkı uyarmak için
Metro'nun kalbi, "Polis" istasyonuna gitme görevi verilir. Metro'nun
kaderi belki de tüm insanlığın kaderi Artyom'un elindedir artık...
KİTAP YORUMUM:
Metro 2033, okuduğum en karanlık, dehşet ama umut dolu
kitaplardandı.
Olay örgüsü karışıktı yani çok fazla olay vardı. Karakterler çoktu,
hikayeye gelip giden tiplerdi. Aşağıdaki Metro'nun haritası. Arkadaki harita daha karışıktı daha çok yer vardı. Bu harita öndeki. Metro baya büyük, katlı, labirent gibi resmen :)
Ana karakter Artyom, Hunter lakaplı bir avcının verdiği görev
için Metro’nun kalbi Polis’e gitmek için yola çıkar ve tüm kitap da onun
yolculuğunu anlatır. Polis’e ulaşsa bile görevi bitmez daha doğrusu mecburen
yola devam eder. Bu yolculukta çok şey yaşar, görür, öğrenir. Geri evi olan
WDNCh istasyonuna döndüğünde hiçbir şey bıraktığı gibi değildir. Kendi istasyonuna
saldıran Karaderililer adını verdikleri mutantlar ile başlıyor hikaye. Daha doğrusu
onlar anlatılıyor, Metro’nun tarihi ve Artyom’un geçmişi anlatılıyor. Kitabın ilk başları biraz sıkıcıydı ama yolculuk başlayınca güzelleşmeye başladı.
Kitap bilimkurgu, korku var ama okutmayacak kadar değil. Kıyamet sonrası(Apokaliptik) türden bir kitap.
Kitap bilimkurgu, korku var ama okutmayacak kadar değil. Kıyamet sonrası(Apokaliptik) türden bir kitap.
Artyom’un
ailesi yıllar önce dev sıçanların istasyona girmesiyle ölmüş. Annesi Artyom’u
bir tane nöbetçiye vermiş ve onu kurtarması için yalvarmış. Bu kişi yani Şaşa
amca onu evlat edinmiş.
Dünya nükleer savaş sonrasında felaket hale gelince insanlar
nükleer sığınak olan Moskova Metrosu’na sığınmışlar ve yıllardır orada
yaşıyorlar. Bu metro dünyanın en büyük metrosu. Kitabın başında ve sonunda metronun
haritası var. Kitaplarda harita olmasını çok severim daha iyi canlandırmamı
sağlıyor :)
Radyasyon yüzünden canlılar mutantlaşmış ve bunlar da açık
metro girişlerinde insanlara saldırıyorlar.
Artyom tünellerden geçerken tünel korkusu yaşıyor. Diğer insanlar
göre az yaşamış olsa da baya korkunçtu. Çünkü bazı insanlar sürekli karanlık ve
sonu belirsiz biraz da değişik sırların barındığı tünelden geçerken akıllarını
da kaybedebiliyor. Hatta ölebiliyor.
Şansıma tam o kısımları gece okuyordum. Bizim elektrikler
gitmişti kardeşim uyuyamayınca onun yanına geçtim o bana telefonun ışığını
tuttu o kısımları öyle okudum. Kitap sürükleyiciydi ve baya merak ettim o
yüzden o zamanda bile okumayı bırakamadım :)
Tünelden geçerken ben de korktum, anlatılan esrarengiz
hikayeleri ben de Artyom’la dinledim heyecan içinde. Çok güzel bir kitaptı. Bir
bilimkurguda olması gerekenler vardı. Orijinal bir konusu ve karakterleri
vardı. Sonunu hiç tahmin edememiştim. Baya şaşırdım.
Kitapta para birimi mermi ve fişek. düşünün bir çocuk elinde mermiyle yiyecek almaya çalışıyor ne kadar acınası. İnsanlığın geldiği son çok kötü. İnsanlar dünyayı bilmiyor. güneşi, gökyüzünün rahatlatan maviliğini, yeşillikleri, temiz havayı, denizi, kumları, büyük binaları, muhteşem kütüphaneleri, ibadet yerlerini bilmiyor. Sadece yaşlı olanların anlattıkları kadar biliyorlar.
Yiyecek olarak çok seçenek yok. Botanik bahçesinde yetiştirebildikleri bir kaç sebze, sıçan, domuz ve tavuk bu kadar.
Beni etkileyen diğer şeyde yeryüzündeki büyük kütüphanenin ilginç 'Kütüphaneci'leri. Yazarın cesaret ettiği bir diğer konu. Bu kütüphaneciler, ful sessizlik isteyen, en ufak gürültüde saldıran insan hayvan arasındaki ince çizgide olan bir yeni canlı türü. Sanki yazar onlara bu adı vererek dünyadaki en bilgili insanların aynı zamanda bilgisiyle ürpertebilecek bir canavar olduğunu söylemeye çalışmış. Çok değişik öyle değil mi?
Siz onlar hakkında ve kitap hakkında ne düşünüyorsunuz?
Artyom, daha çocuk sayıldığı halde bu uzun yola büyük bir cesaretle çıkması ile beni çok etkiledi. Üstelik her zaman ona verilen sorumluluğun ağırlığını bildi. Tünelde tek başınayklen ve yeryüzünde de tek başına yaşadıkları beni çok etkiledi. Zeki, sorumluluk sahibi, cesaretli. Kaç kez ölümle burun buruna geldi ama hiç görevini unutmadı. Ayrıca tünelden geçerken diğer insanlar tünelin karanlığına kapılıp giderken o aklına sahip çıkıp kurtuldu. Çok fazla insanla tanıştı, yolculuk etti, ilginç şeyler öğrendi.
Hunter çok değişik bir adamdı. İsmi mesleğinden geliyormuş,
onun akıbetini öğrenemedik ama bir sonraki kitap onunla alakalı galiba.
Melnik de sevdiğim karakterlerdendi. Yeryüzüne çıkan bir Ştalker
kendisi. Zeki bir adam. Ayrıca cesur da. Yeni dünya için tam gerekli insan tipi
yani ;)
Han diye garip bir adam vardı onu da sevdim. Adamın kendisi
hakkında anlattığı şeyler uçuktu ama yine de merak ettim ;)
Bir de Kılavuz
adında metro planı bulmuştu Artyom. Han da bu planı görüp inceledi ve planın ‘adeta
canlı’ olduğunu söyledi. Tek kelimeyle yol gösteriyormuş. Çok değişikti. Onu da
çok merak ettim. Gerçi bu kitapta çoğu şey değişikti. Bilimkurgu olduğu baya
belli ama bir gün insanlığın o noktaya gelmeyeceği iddia edilemez. O kadar da
uçuk şeyler değil. Nükleer savaş ve radyasyon sonucu mutantlar bunlar olabilir.
Zaten bu kitabın tutulmasını sağlayan da bu gerçek olabilme ihtimali.
Yazar çok gerçekçi, çok keskin yazmış. Vermek istediklerini
hiç acımadan yazmış. Kitabın sonlarına doğru Artyom yeryüzüne çıkmak zorunda kalıyordu,
kulübede bir kadın cesedi ve onun yazdığı notları bulmuştu. O kısmı okurken çok
kötü oldum. Bir insanın korkunç dünyada küçücük umuda sımsıkı sarılmasına
rağmen yine de kurtarılmayacağını tahmin etmesi ve yapayalnız ölmesi, … Çok
kötü şeyler.
Kitap dediğim gibi çarpıcıydı. Sonu tahmin edilemezdi. İnsanlığın
yok olma eşinde olması ve yine de ölmemek için direnmesi en keskin cümlelerle
anlatılmıştı. Okumanızı tavsiye ederim. Yazar gerçek hayatta da maceraperestmiş ve gazeteci olduğu için tehlikeli yerlerde bulunmuş.
İnsan bazen gözünün önünde olan fırsatları fark edemiyor. Ya onu
beğenmediği için ya da o fırsatı kabul etmeye cesaret edemediği için… Bu
kitaptan öğrendiğim şey de; bundan sonra hiçbir çözümün olmadığı zamanlarda seçenekleri
daha iyi incelemek ve cesaret edebilmek :)
Bilmeyenler varsa kitabın aynı adla video oyunu da var. Bizim sınıftakiler akıllı tahtadan pek çok kez oynadılar. Sene başında bu kitapla çok karşılaşmıştım. Sonra bizimkiler videosunu oynadılar isminden tahmin ettim o kitabın oyunu olduğunu sonra da almak istedim ve sonunda okuyabildim. Altı çizilmelik güzel anlamlı cümleler de çoktu. Karakterleri konusu etkileyiciydi. Umarım siz de benim gibi seversiniz.
Metro 2034'ü en kısa zamanda okuyacağım. Kitabı aldım. İlk kitap çok güzeldi bitirince direk 2.yi de aldım :)
***METRO SERİSİ:
1) METRO 2033
2)METRO 2034
3) METRO 2035
Bu kitap sayesinde dünyamızın güzelliğini tekrar anladım. Ne olur artık insanlar birbirini öldürmesin, gökdelenlerle gökyüzünü kapatmasın, ağaçları kesmesin, denizi kirletmesin, mis gibi kokan toprağı betonla örtmesin, çocuk sesleri susmasın, silah sesleri bomba sesleri sussun, insanlar ırkına diline dinine göre ayrım yapmadan 'kardeşçe' yaşasınlar...
NOT: Metro kitabının yorumunu yapan blogger göremedim. Bence gayet etkileyiciydi, okuyun mutlaka. Yazar konusunu, karakterlerini çok iyi yazmış. Onların yaşadıklarını hissettim ve o insanları anlayabildim. Umarım dünya öyle bir yer olmaz. Resimlerin video oyunlarından olanlarını https://www.gunesintamicinde.com/metro-2033-rus-metrosunda-insanligin-gelecegi-metro-2034/
sitesinden aldım hakkını helal etsin :) Ayrıca hem oyun hem de kitap hakkında ayrıntılı inceleme yapmış, çok beğendim, onu da okuyun derim :)
-AMARİL-
Merhaba kitabı çok güzel yorumlamışsın.
YanıtlaSilBende kitap yorumu yapıyorum bakarsan sevinirim
http://kitapdosyasi.blogspot.com.tr/?m=1
İyi günler
Teşekkür ederim :))
SilBloguna baktım, sanırım daha yenisin aramıza hoş geldin =)
Ayyy okurken çok duygulandım, ne de güzel yorumlamışsın! :) Uzun zamandır böyle kapsamlı bir kitap yorumu okumamıştım, eline sağlık :) Bu kitabı kim bilir kaç defa gördüm, inceledim, elime aldım aldım bıraktım sayamam. Yani hep başka kitaplar başka kurgular öne geçti, belki o kadar da güzel değildir diye emin olamadım. Bir de, bilirsin, bir süre sonra malesef bir çok kurgu kendini tekrar etmeye başlıyor ve ben de bu nedenle daha farklı şeylere yönelmek istiyorum okuduklarımda :) Malum, okunacak kitap çok ama yeterli vakit yok :) Ama sen yine de çok güzel yorumlamışsın ve belki klasikleşen bir kurgu içinden bile çok çok güzel ana fikirler ortaya çıkarabilmişsin. Bunu yapan rastladığım ilk kişisin :) Dediğim gibi çok mutlu oldum, umarım böyle daha nice yorumlarını okuruz :) Tüm yazdığın temennilerine tüm kalbimle katılıyorum, ellerine sağlık. Sevgilerimle :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim Şevval :) Yazdıkların beni çok mutlu etti :))
SilHayatta öğrendiğim şeylerden birisi her şeyin başka bir yüzünün de olması. Bu yüzden bir kitabı okuduktan sonra düşünürüm yazar kurgunun arka planında bize ne vermek istemiş diye. Bu kitaptan da böyle şeyler çıkardım. Benim yaptığımın daha iyisini yapıyorsun sen edebi ve felsefik açıdan çok güzel yorumluyorsun ve anlamlar çıkarıyorsun bence :D
Vakit bulursam çok yorum yazarım ama vaktim olmuyor bu sene lise son bir de :(
Kitabı okumanı öneririm ve yorumunu merak ediyorum, sen bu kitap hakkında ne diyeceksin acaba ;))
Çok güzel bir bakış açın var tebrik ederim :) Ayrıca söylediğin bu güzel sözler için de çok teşekkür ederim ama eminim ki o kadar iyi değilimdir; sadece ben de kendimce arka plandaki o amacı bulmaya, o koskoca kitabın neden yazıldığını anlamaya çalışıyorum sanırım :) Oww bir de bu yıl lisede son senenmiş. Çok iyi bilirim o dönemin nasıl olduğunu, eğer herhangi konuda bir yardımım dokunursa seve seve :) (Aramızda kalsın iyi rehberlik/danışmanlık yaptığımı söyler arkadaşlarım :) ) Bakalım, eğer apokaliptik türe geri dönersem bu kitap da ilklerin arasında olabilir :) Sevgilerle :):)
SilYok gerçekten iyisin ve ilerde inşallah daha başarılı olursun :) ☺
Silİnşallah bu sene bir sıkıntım olmaz ama olursa fikrini alabilirim ben de sevinirim :D
Bir gün okursun Metro'yu o zamani merakla bekliyorum ;))
bende kitap bloguma beklerim sevgiler....
YanıtlaSilwww.kelepirkitapci.blogspot.com.tr
Önce Soslu Badem blogunuza bakmışım, sağlık ve bakımla ilgili çok faydalı şeyler paylaşmışsınız ;)
SilDaha sonra kitap blogunuza baktım o da çok güzel başarılar dilerim :)
Akıllı tahtadan oyun oynamak :) . Oyununu ben de oynamıştım çok güzeldi.Kitabına da bir ara bakacağım.Teşekkürler.
YanıtlaSilben oynamadım ama arkadaşlar çok eğleniyordu oyunda.
Silokursunuz umarım :)