Yazarı: Murat MENTEŞ
Yayınevi: April yayıncılık
İlk Yayınlanma Tarihi: 2013
Yayın Tarihi: 2015-03-24
Baskı Sayısı: 10. Baskı
Dili: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 320
Türü: POSTMODERN, FANTASTİK, ROMANTİK
İçeriği: YERALTI EDEBİYATI, TARİHİ ÖĞELER,
ÜSTKURMACA
TEKNİĞİ
de kullanılmıştır.
Kapak: Motto Visual Solutions
Cilt Tipi: Karton Kapak
KİTAP TANITIMI:
Dublörün
Dilemması ve Korkma Ben Varım'ın yazarı Murat Menteş'ten doludizgin bir roman
daha!
Sıkı
tutunun!
İstiklal
Harbi'nin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET; bir dünya
starına nasıl dönüşüyor?
Zaten
ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİ'yi haklayabilecek mi?
Mabet
filozofu AVNİ VAV'dan daha neler öğrenecek?
NAZLI
HİLAL'e, 70 yaş farka rağmen nasıl açılacak?
Ve
son nefesinde kelime-i şahadet getirebilecek mi?
Bir
gözü mavi, diğeri kahverengi avare CİVAN KAZANOVA; elden düşme ruhunu, şeytana
neden satıyor?
Depremde
yitirdiği SERPİL SİLAHLIPERİ'yi unutmayıp da ne yapacak?
Marifetli
afet FUJER FUJİ'den kaçarken neye yakalanacak?
Kan
kanseri yeğeni OZAN'ı hangi parayla tedavi ettirecek?
Alınyazısındaki
boşlukları neyle dolduracak?
İntiharın
eşiğinde tetikte beklerken, kimvurduya mı gidecek?
Ziyadesiyle
kahkaha ve bir nebze gözyaşı içeren bu serüvende;
Trenler
gemilere çarpıyor.
İstiklal
Savaşı, 85 yıl sonra devam ediyor.
Şakaklar
matkapla deliniyor.
Uçaklar
düşüyor.
Kaybedenler
şampiyon oluyor.
Ölüler
diriliyor.
Serseri
kurşunlar uçuşuyor.
Ve
reklamlar, müşterileri ele geçiriyor!
"100
yaşından küçükseniz, bu romanı mutlaka okuyun!"
-Emrah
Serbes
KİTAP YORUMUM:
Türk yazardan harika bir roman…
Gerçekten bu kadar zekice, eğlenceli ama aynı zamanda duygusal
bir kitap beklemiyordum. Ayrıca kitap reklamları da eleştirmiş.
Kitabın kapak tasarımına bayıldım. Gerçekten çok güzel ve
konusuna da çok uygun. Ön kapakta TV içinde kitabı hareket ettirdikçe değişen
iki resim var. Orhan GENCEBAY ile Cüneyt ARKIN'ın resimleri. Ayrıca televizyonun altında Türk işi dantel de var :) Arka kapak
yazısı çok etkileyici. Bu kitap başka türlü tanıtılamazdı yani.
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Çok farklı bir anlatım tarzı var.
Diğer kitaplarını da okumak isterim.
Baş karakterler; İstiklal Harbi’nin yaşayan son gazisi 100
yaşındaki Ruhi MÜCERRET dede :) ve bir
gözü mavi diğeri kahverengi olan dövüşçü Civan KAZANOVA…
Bu ikili bir şekilde tanışıyorlar ve asıl olaylar öyle
başlıyor. Kitapta hiçbir şey göründüğü gibi masum değil.
Ben sıradan bir roman beklerken, yani 100 yaşındaki birinin
hikayesi en fazla ne olabilir ki derken şok içinde kaldım.
Olaylar çok hızlı gelişti. Ruhi dede şehirlerin kurtuluş günlerinin listesini çıkarmış ve o günlerde tekrardan kurtuluş sevincini yaşamak için o şehirlere giden, diğer günlerde de camiye giden, evde TV karşısında pinekleyen sıradan bir yaşlı. Ta ki Civan’la tanışana kadar…
Olaylar çok hızlı gelişti. Ruhi dede şehirlerin kurtuluş günlerinin listesini çıkarmış ve o günlerde tekrardan kurtuluş sevincini yaşamak için o şehirlere giden, diğer günlerde de camiye giden, evde TV karşısında pinekleyen sıradan bir yaşlı. Ta ki Civan’la tanışana kadar…
Ruhi Mücerret, minnet duyduğu dostunun son arzusu Masum Cici’yi
de öldürme planları kurar aynı zamanda. Masum Cici de ismiyle karakterinin ters
düştüğü bir adam…
Ruhi dedenin programı yaşına göre çok yoğun aslında. Ama adamın
maşallahı var tüm akrabalarını sevdiklerini gömmüş ama kendi hala yaşıyor. Biraz
da bu yüzden umutsuz durumda. Tüm çocukları, karısı, torunları ölmüş. Torununun
torununu gören bir insan ama torununun torunları onun artık ölmesini gözlüyor. Yani
yazar bize herkesten çok yaşamanın keyifsiz ve zor olduğunu da gayet güzel
göstermiş.
Bir de Ruhi dedenin olduğu yerde felaketler eksik olmuyor. Adam
uçak kazasından sağ kalan son kişi. Ayrıca sahilde otururken Coca-Cola treni Pepsi gemisine
çarpıyor. Evet çok garip ve akıl almaz bir olay. İnsanın orayı okurken hem
gülüp hem de üzülesi geliyor. Çünkü 70 küsür kişi de ölüyor ve çok yaralı var. Bu
ve bunun gibi çok olay var. Yani kitap baştan ayağa trajikomik…
Aynı sayfada kahkalarla güleceğimiz bir cümlenin ardından
gelen cümlede birden durgunlaşabiliyoruz. Bizi üzecek ama aynı zamanda
düşündürecek çok cümle var. Özellikle Ruhi Mücerret’in tecrübe kokan müthiş
sözleri…
Kitapta çok fazla reklam ve marka eleştirisi var. Bu ne alaka
diyebilirsiniz ama ilerleyen sayfalarda şok olacağınız yer de bu reklamlardan
kaynaklanıyor. Yani insanlar o kadar kötü ki reklam uğruna her şeyi yapabilecek
düzeyde demek istemiş yazar.
Baş karakterleri çok sevdim. Kitap üç kişinin ağzından anlatılmış. İlk kısım Ruhi dedenin arkadaşı Avni Vav tarafından -zaten az bir yer- , ikinci kısım Ruhi MÜCERRET tarafından, Üçüncü kısım Civan tarafından, son kısım da yine Ruhi Mücerret tarafından anlatılmış.
Ruhi Mücerret’in de Civan’ın da hayatı çok iyi değil. Hayatta sevdikleri
kişileri kaybetmiş iki adam onlar.
Ruhi dede 100 yaşında hayatında ilk kez aşık oluyor. Kendinden 70 yaş küçük biri olan Nazlı Hilal'e. Ama kavuşamayacağını da kabul ediyor. O sadece platonik seviyor.
Civan ise yıllar önce ölen Serpil Silahlıperi'ye hala aşık. Ama Fujer Fuji gelince aklı ve duyguları da karışıyor.
Ya bu kitapta isimler de çok değişik ;)
Mesela Fujer Fuji, aşkla ilgili bir isimmiş.
Ruhi Mücerret, saf ruh demekmiş.
Avni Vav; soyadı Vav'dır onun manası da: Allah’ın
birliğini ifade eder. İyi
bakıldığında, görmek için bakıldığında; Bazen bir insanın secdedeki hali, bazen
bir ceninin anne karnında ki haline benzer..
[İnsan
vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır. İnsan iki büklüm
yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür. (Kaynak: http://www.forumdas.com/forum/konu/kuranda-vav-harfinin-anlami.161772/ ) Bu da beğendiğim bir alıntı.]
Avni de yardım ve yardımcılıkla ilgili demek.
Yazar karakterlerin isimlerini davranışlarına uygun vermiş. Avni Vav, Ruhi Mücerret'in cami cemaatinden en yakın arkadaşı ve ona yardım eden bir insan Ayrıca felsefik sözleri var.
Diğer değişik isimler: Masum Cici, karakteriyle terstir ismi ve kendisi psikopattır. Bedri Dubara, kötü adamdır.
Betimlemeler de benzetmeler de çok güzel.
Kitabın çok fazla güzel sözü var. Hayata dair ya da başka bir
şeyle ilgili bir sürü güzel not alınacak ya da beyninize kazınacak çok sözü
var. Ruhi dede olaylarla ilişkili mezarına yazdıracağı sözleri söylüyor çokça. Böylece ölmeyi ne kadar çok istediğini de anlamış oluyoruz. Ama son nefesinde Kelime-i Şehadet getirememekten de çok korkuyor. Civan da sürekli "... diye bir şey olmasaydı ben icat ederdim." diyor. İkisinin de alem sözleri var yani ;) Avni Vav da biraz felsefik sözler söylüyor hatta bazılarını anlamadım sanırım.
SPOİLER:
Kitabın sonunda eksik olan da mezarında yazan o sözdü keşke ne yazdığını ekleseymiş yazar. çünkü en merak ettiğim şeylerden biri de onun mezarında yazan sözdü...
SPOİLER SONU
Ben kitaplarda bölüm başında olan alıntıları da çok severim ve
bu kitapta da her bölüm başında güzel ve değerli alıntılar vardı. Bu da kitabı
beğenmemde çok etkiliydi :)
Bir de Ruhi dede batı klasik müziklerini çok seviyor. Her sabah
mutlaka plakta klasik müzik çalıyor ve öyle kahvaltısını yapıyor. Çok değişik
bir adam ya.
Bu kitapta bazı şeyler fantastik gibi ama üstünde fazla
durulmamış. Mesela ölülerin çizgi romanda yazan büyüyle diriltilmesi gibi. Başka fantastik ögelerde var tabi.
Kitabın anlatım içindeki olaylar falan alışılmışın dışında. En
azından Türk romanları içinde öyle. Ben beğendim bence siz de 100 yaşınıza
girmeden önce okuyun! ;)
NOT: İlk defa baş karakteri 100 yaşında olan bir
roman okudum bu arada ;)
Yazarla yapılan röportaja burdan ulaşabilirsiniz: Sıkıcı olmasaydı onu benzine bulayıp yakardım - NTV
http://www.ntv.com.tr/turkiye/sikici-olsaydi-onu-benzine-bulayip-yakardim,9Sy3sEMEcEioNwWZq4f0sA
KİTAP ALINTILARI:
***Ruhi Mücerret'in mezar taşı sözleri:
- Sizi ayakta karşılayamadığım için özür dilerim.
- Tıbba inanmıyorum.
- 2005'te öldüm. bu durumda kaç yıldır sigara içmiyorum?
- Kurtuluşu için savaştığım ülkeye yeni yeni adapte oluyorum.
- Uykum eskisinden de ağır.
- Nutella’nın
tadı hâlâ damağımda.
-Yaşamak
ölülerin de hakkı!
“Benim yaşımda aşk, kimin kollarında öleceğine karar vermektir. Aslında her yaşta öyledir” - Ruhi Mücerret
Avni
Vav, "İnsan Allah'ın yeryüzündeki halifesi, yani kalfasıdır. Allah'ın
kalfası değilsen, şeytanın çırağı olursun" diyordu. Halife, kalfa anlamına
geliyormuş ha?.. Bazı kelimelerin manasını 100 yaşında öğrenmek beni paniğe
sevk ediyor. - Ruhi Mücerret
"Ölüm karşısında herkes acemidir;ben de öyleyim.Hala hayattasınız sayın okur,şansınız var acemi şansı" - Ruhi Mücerret
"Gençlerin
tabiriyle uzatmaları oynuyorum. Azrail’in penaltılarından kaçını daha
kurtarabilirim?" - Ruhi Mücerret
"Hayatın en zor kısmı, ilk 100 yıldır." - Ruhi Mücerret
"Hayatım bir film olsaydı,izlerken ya uyuyakalır ya da yarısında çıkardım."- Ruhi Mücerret
"Zayıflamanın
sırrı karnı içeri çekmektir. Zenginliğin sırrı, son 100'lüğü bahşiş olarak
vermektir. Gençliğin sırrı ise yaşın hakkında yalan söylemektir." - Ruhi Mücerret
"BİM'e
çok sık uğruyorum bana BİMbaşı rütbesi vermeliler..." - Ruhi Mücerret
"Geçmişte kalan her şey kısa sürmüş demektir"
"Camilerde
omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi büsbütün boş mu sanıyorsunuz? Peh.
Aşk, gençlerin oynadığı fakat ihtiyarların bildiği bir oyundur." - Ruhi Mücerret
"Mezar
taşlarındaki ölüm tarihleri,ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir."
"Halbuki ben onun düşmekten
korktuğu uçurumun dibindeydim."
“Bazen
kötüler, nadiren de iyiler kazanır. Çoğunlukla herkes kaybeder.” – Avni Vav
"Eğer siz
de 100 yıl yaşama arzusu uyandıran şeylerle ilginizi keserseniz, 100 yıl
yaşayabilirsiniz." - Woody Allen
"Hayat
nasıl gidiyor? "
"Yaşayan
birine sor."
"Aşk
birine seni mahvetme yetkisi vermek ve bunu kullanmayacağına güvenmektir."
"Biz
dostuz... Dost, henüz saldırmamış düşman demektir. Duydun mu beni?"
"İhtiyarlar,
gençlere ölümü hatırlatır. Gençler de ihtiyarlara…"
“Yeğenimi
yaşatmak için şerefimi piyasaya sürmüştüm. Anlıyordum ki iyi niyetle
masumiyetin alakası yok. Vicdan ile bilincin birbirinden kopmayacağı
kavrayınca, dananın kuyruğu kopuyordu.” – Civan Kazanova
"Gölgem
benden daha yakışıklı." - Ruhi Mücerret
“İnsan,
aynadaki yansısı ve yerdeki gölgesi arasında ikamet eder” - Avni Vav
"İyi
silah, doğru hedefi on ikiden vurmayı garantilemiyor."
“Nazlı Hilal’le aynı şiirin kelimeleriyiz… Fakat ben sayfanın yakılmış kısmındayım.” – Ruhi Mücerret
“Dünyayı
değiştirecek kapasiteye sahip kişiler genellikle hayatta kalma konusunda
beceriksizdirler.”
"Evrende
yalnız mıyız bilmiyorum ama dünyada yalnızız."
“Telefonun
icadından beri senden telefon bekliyorum.” – Fujer FUJİ
"Mezar taşlarındaki ölüm
tarihleri, ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir."
“Tamam,
ölenle ölünmüyor. Lakin yaşayanla da yaşanılmıyor.”
BÖLÜM BAŞINDAKİ ALINTILAR:
"Hayat,
satrancın aksine şah*mattan sonra da devam eder." - Isaac Asimov
"Hakiki
müziksever, banyoda şarkı söyleyen kızı işitince, anahtar deliğine gözünü
değil, kulağını dayayandır." - Leonard Bernstein
"İnsanın geleceği görememesi ne büyük lütuf!" - Juli Zeh (Serbest Düşüş)
"Kadınlara güvenirsen yoksul ölürsün, erkeklere güvenirsen erken ölürsün." - WAFA VAZZANI (Varoluşun Eşantiyonu)
"Dünya,kuşların tuvaletidir." - Mülazım İshak bey (1888-1920)
“Aşk, sizde olmayan bir şeyi, bunu sizden istemeyen birine vermeye çalışmaktır.” -Jacques Lacan (1901-1981)
"Gençlikte günler kısa, yıllar uzun; yaşlılıkta günler uzun, yıllar kısadır." - Immanuel Kant (1724-1804)
-AMARİL-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Değerli Okuyucular:
Lütfen yorumlarınızda küfür, argo ve ahlaksızlık kullanmayınız!!!
Onların haricinde her türlü eleştiriye açığım :)
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır!